Kader hakkında hülasaten şöyle denilmektedir: Evvelden yapılmasına irade-i ezeliyyesi taalluk eden cümle eşyayı dilediği vech ile olmasına alim olup hepsini esbab, ahval, zaman ve mekaniyle Levh-i Mahfuz'da yazması ve bu yazı üzerine hüküm ve kaza islah ve inşa eylemesidir. (Kül) kelimesinde mahlukat da dahildir. Lakin Levh-i Mahfuz'da ala Tariki'l-hükmi ve'l-kaza yazılı değildir. Mesela Zeyd ve Amr'in İslam ve küfürlerinde mecburiyetleri yoktur. Belki Zeyd kendi arzusuyla ve kudretiyle ve ihtiyariyle İslam'ı kabul etmiş ve Amr da keza kendi arzu ve ihtiyarı ve kudretiyle küfrü murad ederler kaydıyla mukayyeddir. İmamı A'zam'ın Fıkhı Ekber'inde de böylece denmiştir.
Sayfa 171
Büyük Günah İşlemekle Mü'min Kâfir Olmaz...
Ne kadar büyük olursa olsun, helâl olduğuna inanmadıkça hiçbir müslümam, işlediği herhangi bir günah sebebiyle tekfir etmeyiz, îman ismini onlardan yok etmeyiz. Haricîler ise büyük günah işleyen bir müslümana kâfir diyorlar. Bize göre, bir müslüman, işlediği günahın helâl olduğunu kabul etmedikçe imandan çıkmaz. Haram olduğu kesin delillerle sabit olan bir işin helâl olduğuna inanan kimse ise kâfirdir. Biz, büyük bir günahı işlemesi sebebiyle bir müslümandan iman vasfını düşürmeyiz. Mutezile taifesi ise, büyük günah irtikab edenlerin imandan çıkacağına fakat, kâfir de olmayacağına inanmaktadırlar. Onlar, bu yük günah işleyenler için küfür ile iman arasında bir mertebe ispat ediyorlar ve büyük günah işleyen ne mümindir, ne kâfirdir, diyorlar. Halbuki diğer taraftan, büyük günah işleyen bir müminin ebediyyen Cehennemde kalacağına da inanmaktadırlar. İmam Ebû Hanîfe'nin, Cehm'e “Çık ey kâfir!” sözü, bidat ehlinden de olsa, kıble ehli olan günahkâr kişilere kâfir demeyi nefyetmekte sözü genişletmeğe sonra kâfire benzetmeğe hamledilmiştir.
Sayfa 61
Reklam
Allah'a İman/ Tevhid Esasları
Ebu'l Atâhiyye ne güzel demiştir; " Hayret, nasıl olur da Allah'a isyan edilir yahut kâfir O'nu nasıl inkâr eder. Zira her hareket ve sükûnda Allah'a daima şahitlik eden bir mânâ vardır. Yine her şeyde Allah'ın birliğine delâlet eden bir alâmet vardır."
BİR KİMSEYE CENNETLİK VEYA CEHENNEMLİK DEMEK
"Ben cennet ehlindenim diyen kimse yalan söylemiştir." sözünün izahı şöyledir: Çünkü bu kimse, "Ben cennet ehlindenim." demekle kendisinden korkuyu düşürmüş olur. "Ben cehennem ehlindenim" derse, recâyI (ümidi) düşürmüş olur. Bu iki durumun vaki olması caiz değildir. Sonra bil ki; genel manada mü'minler
Sayfa 53 - Fıkhı Ekber Şerhi İmam-ı Azam Ebu Hanife İmam Maturidi Ebul-Müntehâ Molla Hüseyin Fıkhu'l-Ekber Tercümesi Sayfa 53. 54 .55Kitabı okudu
Mutezilenin Ehl-i Sünnetten Ayrılması...
Mutezilenin reisi Vasıl b.Atâ, Hasan-i Basrî'nin talebelerinden olup onun meclisine devam ediyordu. Bir müddet sonra meclisinden ayrıldı. Ayrılmasının sebebi şu vak'adır: Vasıl b.Atâ, büyük günah işleyenin ne mümin ne de kâfir olmadığını kabul ediyor, dolayısıyla iki mertebe arasında bir derece ispat ediyordu. Bu düşüncesi dolayısıyla hocası
Sayfa 61 - 62
"İnşaAllâh demeden, ben bir şey yapacağım, deme." (Feth, 48/7)
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.