Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Can acısını haste-i derd-i firâk olup Dildâde-i nigâr-ı sitemkâr olan bilir Sevdâ-yı zülf-i yâr ile Bâkî be çekdiğin Bend-i kemend-i aşka giriftâr olan bilir Can acısınun ne olduğunu, ancak sitemkâr bir sevgiliye gönül kaptırıp da onun ayrılık derdiyle hastalanan bilebilir. Sevgilinin zülfünün sevdası ile Bâkî’nin neler çektiğini, aşk kemendinin bağına tutulmuş olandan başk kim bilebilir ki?
-k i m e n e-
Mâlikimin mülküne mihmân oluram kime ne Sâni'in sun'un görüp hayran oluram kime ne Gâh oturup derd evinde beklerem Eyyûb gibi Dost yolunda cân verip kurbân oluram kime ne Gâh olur perrende-vârî seyr ederem âlemi Gâh durup bir kuşede pinhân oluram kime ne Gâh firâk-ı hasret-i yâr ile mahzun oluram Gâh açılıp gül gibi handan
Reklam
Nefî
Ölmek âsân âşıka bir dem firâk-ı yâr güç Böyle müşkil derd esîri hastaya tîmâr güç *Bir aşık için ölmek kolay; fakat sevgiliden ayrılmak güç. Böylesine büyük bir derdin esiri olan aşık için tedavi güç.
Sayfa 164 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Firak-ı yâr bir fasl-ı vefâdır Cefa değil vakt-i imtihandır Meraj
....... OLUR GİDEREK
Șitâ-yı devr-i zamân nev-bahâr olur giderek Geçer firâk dem-i vasl-ı yâr olur giderek Bu bezm-i köhnede her kim ki bâde-i ter içer Esîr-i derd-i şikenc-i humâr olur giderek Nola ruhında hat-ı 'anberîn sevâd olsa Gehi güneşde küsûf âşikâr olur giderek Kılursa turre bizi beste yanına kalmaz O da güsiste ser-i rûzgâr olur giderek O şâh-bâz-ı bülend âşiyân-ı gamzeye dil Nihâde-pençe-i dest-i şikâr olur giderek Gubâr-ı râh gibi düș türab-ı makdemine Ser-i reh üzre bizümle dü-çâr olur giderek Bu şûre-zârda Hayrî komaz seni çıkarur Kemend-i dest-i atâ dest-yâr olur giderek Mefâîlün feilâtün mefâilün feilün
Sayfa 125Kitabı okudu
Fikret'in Âşıkane Gazeli ..
Hayâl-i zülf-i pîç-a-pîç ile hâtır perişândır Firâk-ı yâr ile birçâre gönlüm zâr ü giryandır Neden âgûşuma Belkis-i hüsnüm eylemez rağbet Ki sînem şehriyâr-ı aşkıma taht-ı Süleymân'dır N'ola bâğ-ı cihanda hiç gül ü reyhâna bakmazsa Gönül kim şimdi meftûn-ı hat u ruhsâr-ı cânândır Tenezzül eylemez mi sînemi seyrâna ol âfet Ki kendi açtığı dağlarla zîb olmuş gülistândır Gam u âlâmdan gönlüm rehâ-yâb olmadı gitti Sana düştüğüne ey gül o da bin kez peşimândır Bana mümkün değil cem'iyyet-i efkâr ey Nazmî Hayâl-i zülf-i pîç-â-pîç ile hâtır perişândır -Kıvrım kıvrım saçların hayaliyle gönlüm perişandır; sevgiliden ayrılık yüzünden ağlayıp inliyorum. O güzelliğin Belkıs'ı neden kucağıma rağbet etmiyor? Benim göğsüm çiçeklere bakmıyorsa, şaşırmayınız, çünkü şimdi sevgilinin yanına ve yanağındaki tüylere meftundur. Yoksa o âfet, sinemde gezinmeye tenezzül etmiyor mu? Halbuki sinem, onun açtığı yaralarla bezenmiş bir gül bahçesidir. Gam ve elemden bir türlü kurtulamayan gönlüm, ey gül, sana düştüğü için bin defa pişmandır. Ey Nazmî, benim fikirlerimi toparlamam artık mümkün değil, çünkü aklım onun kıvrım kıvrım saçlarının hayaliyle perişandır.
Reklam
Gâh oturup derd evinde beklerem Eyyûb gibi Dost yolunda cân verip kurbân oluram kime ne Gâh olur perrende-vârî seyr ederem âlemi Gâh durup bir kuşede pinhân oluram kime ne Gâh firâk-ı hasret-i yâr ile mahzun oluram Gâh açılıp gül gibi handan oluram kime ne Gâh oluram çok muhannet bir megesten korkaram Gâh olur ki bir kağan arslan oluram kime ne
Alıntı;
Bazen Kırık Bir Ezginin Mısrasında. Bazende Nağmesini Kaybetmiş Bir Ayrılık Cefasında Senin Adın Aşk Aze... AY'ı Ortadan İkiye Ayıran Gecenin Ayazında. Kadim Bir Sonbahar Akşamında Yahut Giz Perdesi Aralanmamış
LESKOFÇALI GALİP - Gazel
"Hitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Cevâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Meâli hikmet-i sırr-ı Vedûd’dur yekser Kitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Hurûf-u dâğ-ı muhabbet dilimde kaldı nihân Hisâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Ne bîm-i düzaha benzer ne hevl-i câna firâk Azâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Firâk-ı yâr ile Gâlib misâl-i Mecnûn’um Ukâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim" (Seslenişini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Cevabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Anlamı çok sevecen olan Yaradan'ın gizinin amacı baştan başa, kitabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Sevginin yanık yarasının harfleri gönlümde saklı kaldı, hesabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Ne cehennemden ürkmeye ne can korkusuna benzer ayrılık, işkencesini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Yârdan ayrılmakla Gâlip, Mecnun'a döndüm, alıcı kuşunu aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim?)
Sayfa 246
Gece ve hüzün...
Gâh firâk-ı hasret-i yâr ile mahzun oluram Gâh açılıp gül gibi handan oluram kime ne #SalihBaba #DivanŞiiri #geceşiir #gecehüzün
Reklam
OLACAK !
Hüzünle başladı akşam nasıl sabâh olacak Bu âh u vâh ile eyvâh ömür tebâh olacak Umûr-ı aşka ham ervâh günâh desin ne çıkar Bir andelîb gülü sevmiş ne var günâh olacak Ne yârda rahme meyil var ne canda sabra mecâl Firâk-ı yâr ile her an günüm siyâh olacak Bu cevr ü mihnete bilmem ki can nasıl dayanır Ölürsem ölmeden evvel sebep o mâh olacak Misâli gelmedi Öksüz cihâna ol güzelin Görünce hüsnünü âlemde intibâh olacak
Sanmam ki bu cihânda derd ü keder biter Dert bitmez de elbet; ümit biter, ömür biter. Gönül bağımız vakitsiz hazâna uğradı da Gül de biter, lâle de biter, sünbül de biter. Bahârı göremediysek de ne hâcet yeise Kış da biter, yaz da biter, güz de biter. Ömür ki en güzelidir yâr ile müdâm meğer Tende biter, dilde biter, cânda biter. Melâl-i dilimle hâba durduğum zamân Leyâl de biter, hayâl de biter, melâl de biter. Vâsıl olamadıysak da bir vakit gülhandeye Yol da biter, yıl da biter, hâr-ı firâk de biter. Sanmasınlar yâre edecek söz kalmadı ugûlde, Sâife biter, mürekkep biter, dîde-i âb biter. Dûçâr olmuş girye ile Sâhî dâüssılaya, Zâr da biter, hâr da biter, nâr da biter.
ÂFETLE
Diyâr-ı dosta varılmaz bu tarz u hâletle O bâb-ı devlet açılmaz bu eski âletle Nedir bu âh u figanlar nedir bu gözdeki nem Visâl-i yâre erilmez bu gam kasâvetle Kemâl-i aşk ile bir gün geçince kendinden Eder bu müşkülü âsân o yâr inâyetle Üzülme nâz ile cânan tegâfül ettikçe Ümîdi kesme nigârdan sakın cehâletle Şikâyet eyleme Öksüz firâk-ı sûzandan Zaman zaman yine mest ol hayâl-i âfetle
G Ö Z L E R İ M
Issız, izbe, tenha yerler meskenim Arar durur bir sitare gözlerim Azat kabûl etmez, senin bendenim Sendedir derdime çâre gözlerim Ben gönlümü yâr kapısın açınca Ara yerden ay misali kaçınca Karanlık ufkuma ışık saçınca O vakit yanarım nâre gözlerim Takvim geçer, saat çalar zaman bak Hasret getiriyor her düşen yaprak Kara bahtım gibi bende bu firâk Gönlüm etti pare pare gözlerim Duam budur, bir murada ermesin Şad olarak zevki sefâ sürmesin GAMGÜDER der kör olsun da görmesin Bakar isen başka yâre gözlerim
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.