Kaldı ki işsizlik olmasa da aydınlar, kendi sahaları dışında vasıflı işçilerden daha az ücretle çalışmak zorundadırlar. Herkes yüksek öğrenim peşinde. Ama yüksek öğrenim yapanlar alındıkları işlerde başarı gösteremiyorlar. Bu bir dengesizlik doğurmaktadır.Şöyle ki, iş bulamayan veya alındığı işte başarı gösteremeyen üniversiteliler hazırlanmadıkları sahalara yöneliyorlar. Toplum belli bir mesleği olmayan aydınlarla doluyor. Bir gayrı memnunlar ordusu, memnuniyetsizlik kin doğuruyor.
Düşünce mutlular için bir lüks, eksiklik duyan için ihtiyaç. Kitapla hayat, nazarî bilgi ile günlük rutin arasındaki uçurum doldurulmadıkça, tefekkür iki kutuptan birine yönelecektir: Ütopya veya beyin yıkama.
İnsanlar yalnızca ekmekle yaşamaz, ruhunda gıdaya ihtiyacı var. Onlara yaşamak arzusu, hiç değilse tevekkül telkin etmek lazım, mevcut olmayan mutluluğun yerine şairane bir rüya...