Çocuğun adı: Küçük Ağaç
Küçük Ağaç'ın Eğitimi, insana kendisiyle, çevresiyle ve bütün evrenle dost ve barışık olmayı öğreten bir hayat hikâyesi... İlişkilerin yüzeyselleştiği, algılamanın mekanikleştiği, kalabalıkların bunalttığı, niceliğin egemen olduğu dünyamızda, sevgiyi, duyarlılığı, dürüstlüğü, samimiyeti Kızılderili mantığıyla işleyen harika bir eser.
Küçük çocuğun isminin 'Küçük Ağaç' köpeğinin ise 'Mavi Çocuk' olması dahi Kızılderili halkının doğayla nasıl bütün içinde yaşadığını gösteriyor.
Ve bu bana şunu düşündürdü: Eğer bu dünyada yalnızca Kızılderililer yaşamış olsaydı, dünya gram dahi kirlenmezdi.
Kitapta en sevdiğim noktalar: Büyükbaba dedi ki diye başlayan büyükbaba öğütleri. Hepsi ayrı ayrı muhteşem.
Kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum şimdiden iyi okumalar.. :)
"Büyükbaba dedi ki verdiğin bir şeyi nasıl yaptığını ona anlatmak, yalnızca "bir şey" vermekten daha iyiymiş. Dedi ki, "Bir adama kendi başına yapmasını öğretirsen, o zaman adam iyi olur. Oysa yalnızca bir şey verip hiçbir şey öğretmezsen, o zaman adama geri kalan yaşamı boyunca, sürekli" veriyor olursun." Büyükbaba dedi ki, "O adama yanlış hizmet yapmış olursun, çünkü sana bağımlı olursa, o zaman onun kişiliğini alır ve çalarsın." "
Say:193
Küçük Ağaç'ın Eğitimi 
Forrest Carter
Eğitim
Herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Son zamanlarda okuduğum en güzel ve en etkili kitap KÜÇÜK AĞACIN EĞİTİMİ...
Bir çocuğun sevgiyle uygulayarak doğadan öğrendiklerini hiçbir modern eğitim veremez.
Hiçbir balığı uçmayı ve hiçbir kuşu yüzmeyi öğretemeyeceğimiz gibi...
Beyaz insan beyaz olduğu için her hakkı kendinde buldu. Kızılderili, siyahi, Müslüman, Asyalı demeden dünyada birlikte yaşaması gereken diğer renkleri yok etmeye başladı. Ve şimdi tüm dünya renklerini kaybedip siyaha bürünmüş durumda.
Beyaz insan Çerokilere(Kızılderili) yabancı diyerek yaşam yerlerinden kovdular ve yok etmeye başladılar. Çerokilerin yabancı olduğu doğruydu fakat zalimliğe, haksızlığa, hakkından fazlasını almaya, doğayı yok saymaya yabancıydılar. Peki bu yabancılık onların yok edilmesi, yerlerinden sürülmesi, katlanılmayacak acıları çekmeleri için bir sebep olabilir miydi?
Tüm gereksinimlerini doğadan karşılayan, tüm canlıların ruhu olduğuna inanan ve saygı duyarak koruyan Çerokiler bunları neden yaşadı. (Ve hala Filitinliler bunları neden yaşıyor.)
Bu kitap şuan Filistin de yaşananlar ile daha bir anlamlı hale geldi. Kızılderililerin yıllar önce yaşadığı soykırımın benzerini yaşıyorlar. Geçmişten hiç ders çıkarılmamış. Medeni olarak görülen batı ve beyaz insanlar hala kendilerini bir şekilde haklı buluyorlar...
Ve son bir şey daha yüzyıllar boyunca birçok milletten insanla bir arada yaşayabilen bir milletin ferdi olmaktan gurur duyuyorum.
