Öncelikle çizimleri çok beğendiğimi ifade etmek isterim. Hikaye anlatımı ve çizimler gerçekten çok hoşuma gitse de yazar vermek istediği mesajı alelacele vermiş ve bitirmiş gibi hissettirdi. HIV pozitif bireylerin yaşamındaki zorluklara şahit olacağım inancıyla okumaya başlamıştım fakat etkilendiğimi söyleyemeyeceğim.
Kitabın yazarı/çizeri Frederik Peeters, aynı zamanda kitabın da ana karakteri. Peeters, genç yaşta tanıştığı ve aslında ilk görüşte etkilendiği Cati’yle olan aşk hikayelerini anlatıyor. Her ne kadar Cati’den ilk andan itibaren hoşlansa da, ilişkileri Cati’yle yıllar sonra kucağında bir çocukla karşılaştığında başlıyor. Aşık olduğu kadının ve çocuğunun HIV pozitif olması, Frederik’in hayatını sıra dışı bir boyuta taşıyor. Bu tempolu yaşam tarzı Frederik için yer yer yorucu olmakla beraber güçlü duygular üzerine inşa edilen ilişkilerdeki tahammül seviyesinin ne kadar yüksek olabildiğini görüyoruz.
İlk basımından 13 yıl sonra kitabın sonuna eklemeler yapılması çok hoşuma gitti. Röportaj şeklinde Cati ve çocukların düşüncelerini okumak, değişimlerini görmek, Frederik’in hayatının neye evrildiğine tanık olmak gayet keyifliydi.