Hayli eğlenceli kitap. Cümleler kısa ve öz. Çabucak bitiyor. Anlatıcı ana karakterin kendisi. Bu karakter, bir savaş gazisi. Yoksul ve yalnız. En büyük hayali, sevmek, sevilmek ve gerçek bir dost bulabilmek. Etrafında sadece tanıdıkları var. Kapı komşuları, kapıcılar, fahişeler, avareler vs.
Bunun için kâh Paris'in arka sokaklarında, kâh restoranlarda, kâh garlarda, kâh otel odalarında hatta randevuevlerinde karşılaşmadan karşılaşmaya sürükleniyor. Keza hikaye birbiriyle bağlantılı bu karşılaşmalardan oluşuyor.
Bana göre ana karakter tam bir edepsiz, asalak. [Örneğin kendisine iş veren bir sanayicinin kızını konservatuar çıkışı taciz ediyor ve sonunda aşağılanıp kovuluyor]. Toplum içerisinde karşılaşmanız hâlinde nefret edeceğiniz tiplerden.
Anlatıda sanat ve zengin camiasına ait figürlerle, aldatıcı ışıltılar saçan bu camia insanlarına dair ironik ifşalar da ilgi çekiyor.
Sonuç olarak sevimli bir kitap, sıkılmadan zevkle okunur.