Ruhumuzun menzili, kavrayışımızın ötesindedir. Ruh devamlılıktan fazlasını arzular; bizi aşan, ötemizde bir yere varmak ister. Ruhun en derin özlemi olan gerçek mutluluk, insanın elde ettiği güçte değildir. Ruh ebediyeti arzular. Bu dünyada olmayanı.
Sevdiklerinizin ölümü bizi başkalarının acılarına karşı daha duyarlı kılıyor. Ancak acımış bir yürek, başkasının acısını tam manasıyla hissedebiliyor. Ama insan en çok, bütün insanlığın yetim olduğunu hissedebiliyor. Bu dünya hiçbirimize ebedi bir yurt olmayacak.
Zira hep aynı şekilde anlaşılan geçmiş, gerçekte artık daha fazla anlaşılmak istenmeyen geçmiştir. Diğer bir deyişle var olma enerjisini yitirmiş demektir.
Biz Batı'ya falan da karşı değiliz. Biz; haysiyetsizliğe karşıyız, yamyamlığa, barbarlığa, hunharlığa, birtakım milletleri soykırımdan geçirip de ondan sonra bir de insan hakları edebiyatı yapanlara karşıyız.