#okudumbitti
#JoseSaramago
#körlük
Trafik ışıklarında beklerken birden kör olur ve heryeri süt beyazı görür kahramanımız, alt üst olan trafik, korna sesleri, kızgın sürücüler. İyi niyetli görünen bir kişi tarafından evine bırakılır adamın körlüğünden faydalanan sözde yardımsever kör adamın arabasını çalır ve kendi de körlüğe yakalanır, çünkü körlük bulaşıcıdır. Daha sonra ilk körü ( kitapta karakterlerin isimleri yok. İlk kör, hırsız, doktor, doktorun karısı vs. ) muayene eden doktora bulaşır. Salgın yayılmaya başlar ve körlüğe yakalananlar eski bir akıl hastanesine kapatılırlar, kötü şartlar altında ve dışarıyla temas yasak. Körlüğe yakalanmayan tek kişi doktorun karısı kör takliti yaparak doktoru bırakmaz. Herkes kör olunca suçlar da artar hırsızlıklar, tecavüzler nasıl olsa herkes kördür.
‼️Düşünmeye sevk eden kitabmızdan farklı anlamlar çıkabilir. Benim kendimce çıkardığım anlam bahsedilen körlüğün aslında ahlak körlüğü oluşudur. Geçenlerde tecavüzcü Çoşkun lakabıyla bilinen Çoşkun Göğen’in bir röportajına denk geldim. Rol icabı oynadığı tecavüzcü rolünden ötürü sokağa çıkamadığını, dayak yediğini söyledi. O zamanlar rol icabıda olsa aldığı tepkiler. Oysa günümüz de her gün hırsızlık, tecavüz, ahlaksızlık, cinayetler vs. Tepki yok maalesef alışılmış ve insanlara artık “normal” bir davranış gibi geliyor. Bu körlük değil de nedir? Saramago ‘ nun yıllar önce yazdığı kitabı biz birebir yaşıyoruz.