Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Ordusu’nun son iki Mareşali, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Fevzi Paşa’dır.
Gazi, maiyetindeki eğitim müfettişi Hasan Âli’ye (Yücel), “Sıfırı tarif edebilir misiniz?” diye sordu. “Sıfır işte efendimizin solunda olan bendenizim,” yanıtını verdi Hasan Âli. Maarif vekili atanması yolunda ilk adım atılmıştı ve bu görevi sırasında, Atatürk’ün dünya kültürünü Türkiye’ye taşımak idealini gerçekleştirme bakımından başka herkesi
Sayfa 544Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Paşa'nın, bu silaha aynı silahla karşı koyması yani tam tersi bir fetva alarak halkı uyarması, belki de İngilizlerle Damat Ferit Paşa'nın düşündüklerinin daha etkin bir hâle gelmesini önlemiş oldu. Gerçekten, "Ankara müftü ve ulemasından" alınmış olan bir fetva, 16 Nisan 1920'de bütün müftülüklere tebliğ edildi ve bunu, her müftünün onaması istendi. Bu fetvada, özet olarak, meşru haklarına tecavüz edilen bir memleketi düşmandan temizlemek için, kavgaya girişen Müslümanlar “Bâğî” olmazlar, tersine olarak düşmanla yaptıkları savaşlarda ölenler şehit, kalanlar gazi olurlar. Esasen düşmanların zoruyla ve ayartmasıyla gerçeklere aykırı olarak İstanbul Hükümetince çıkarılmış olan fetvalara uymak da şeran caiz değildir deniliyordu. 21/22 Nisan'da Bursa uleması da İstanbul'un fetvasına karşı "Esarette bulunduğu muhakkak olan fetva emininin fetvasıyla padişah iradesinin muta olamayacağı muhakkaktır. Cümlemiz bu kanaatteyiz" demişler ve bu yolda yazılmış olan bir kâğıdı imzalamışlardı. Sözün kısası, Ankara'da, yeni bir hükümetin kurulacağı o sıralarda durum büsbütün karışmış, İtilaf Devletleri daha saldırgan bir hal almış ve Ferit Paşa Hükümetinin fetvalarının yayımlanmasından hemen sonra Düzce ve Bolu isyanları başlamıştı.
Balkan Savaşları Tarihimizin En Acı Sayfalarındandır
Balkan Savaşları bizim tarihimizin en acı sayfalarındandır. Orada İmparatorluk hazin ve hatta utanç verici bir geri çekiliş yaşamış ve esasında bir vatan yitirmiştir. Mesela Atatürk, memleketini kaybetmiştir. O sırada (Atatürk) Trablusgarb Cephesi'nde idi ve Derne'den İstanbul'a gelince gözleri yaşlı Selanikli bazı asker arkadaşlarına, "Selanik'i, o güzel yurdumuzu düşmana nasıl teslim ettiniz de buraya geldiniz?" diye sitem etmiştir. Trakya Cephesi'nde göreve başlamıştı ve Tahsin Paşa'nın Selanik'i kolayca teslim etmesini affetmediğini açıklamıştır.
Dr. Nâzım - BEKLENMEYEN GİRİŞİM!
İzmir'de evlerin pencere ve balkonlarından atılan çiçekler altında yürüyüp nutuklar söylerken; istikbaldeki Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya düzenlenmek istenen ve sokaklarında gezdiği şehrin adıyla anılacak İzmir Suikast girişiminde adının geçip, İttihatçılığı yeniden tesis ile hükümeti yıkmak suçlamalarıyla 26 Ağustos 1926'da atideki başkentte idam edileceğini elbette bilemezdi... Benimle Notum: Okurken çok garipsediğim nokta burası oldu. Dr. Nâzım yobaz birisi değildi, aydındı, zekiydi neden böyle bir girişimde bulundu?
Sayfa 80 - Kronik KitapKitabı okuyor
Reklam
Gazi Paşa'nın Amerikan Mandası Rüyasına Kapılanlara Cevabı!
Erzurum'da Mustafa Kemal ve yanındakiler bütün gece Amerikan mandası konusunu görüştüler. Mustafa Kemal, manda konusunda yazışmaların bulunduğu dosyadaki Vasıf Bey, Ali Fuat Paşa, Halide Edip ve Selahattin Bey'den gelen mektupları okuttu ve şöyle konuştu: "İstanbul bir Amerikan mandası tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye istiklal bütünlüğüne sahip olacaktır. Bunu istemekte devam edeceğiz. (...) Amerikalılar bizim kara gözlerimize aşık olacaklar? Bu ne hayal, bu ne gaflettir. (...) Amerikan mandası diye çırpınanlar, düşman işgali altında bulunan, sinirleri ve zaafları ile bu millete ve bize inanmayanlardır. Bizim hayal ve macera peşinde koştuğumuzu sananlardır. (...) Hakimiyet-i milliye esasını ve meclis-i milli kararını ifadelendirmeyen hiçbir anlaşmayı, hiçbir taahhüdü kabul etmeyecek ve tanımayacağız. (...) Tek ve değişmez parola şudur: Tek tepe, tek kurşun kalıncaya kadar mücadele, yahut da: Ya istiklal ya ölüm!"
Enver Paşa, Halife'nin damadı ve orduların başkumandanı olarak Sovyet Rusya'ya ve Türkistan'a adım attığı zaman, parçalanan Rusya'da özellikle Orta Asya Türklerinin desteğini kazandı. Buna Türk ırkından olmayan Tacikler de dahildi. Basmacı hareketi hepsini içeriyordu; son anda dahi bütün bu gruplar Enver Paşa'nın yanındaydı. Paşa'nın Rusya'da mücadeleye başladığı 1918'den beri doğan erkek bebeklerin arasında Enver ismi en kalabalık grubu oluşturur. Sovyet galibiyetine rağmen Tacikistan'daki türbesi de çok uzun seneler yerli halk tarafından ziyaret edilmiştir.
Osmanlı Ordusunda Birinci Dünya Savaşına geç girilmesini, hatta mümkünse girilmemesini isteyen kumandanlar vardı. Esad Paşa, Mustafa Kemal Bey, İsmet (İnönü) Bey, Kazım Karabekir ve Fevzi Paşa gibi... Gelecekte İstiklal Savaşı'nın kumanda kademesini oluşturacak bu kadrolar, daha çok Alman aleyhtarıydı.
Enver Paşa
Berlin ve Postdam'daki hayatı, onun Alman askeri kuvvetine olan hayranlık ve sarsılmaz güvenini artırdı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.