Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde.
Sen çıkardın utancını duvara astın,
Ben masanın üstüne kodum kuralları.
Her şey işte böyle oldu önce.
Cemal Süreya, Önceleyin şiirinden.
Böyle dizeler görünce hani bazen...
Hani nasıl derler, bir uyanış içimde...
Bir şey gibi...
Zordur yani...
Şair hem neresinden uydurmuş canım...
Evet biraz dediği gibi aslında...
Hay ben o saatin kadranını bu saatte!
Gece gece...
Önce radyo...Daha kahvaltıya çok var. Aa! "Arkası Yarın"ı kaçıracaktık. " Çocuk Saati" en sevdiğim.. Sonra türküler ve dedemin sesi...
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldayım
Gidiyorum gündüz gece
Sayfa 8 - Masa Sanat Kültürve Edebiyat DergisiKitabı okudu
Hangi sokak ölümü aşacak bir yola çıkar, geç kalmış adamların neyi ayak sesleri anlatır? İyi bilir. Gece yarısı söylenmiş son söz, onun ağzından çıkmıştır.
Biliyorsun, hep korktuğun şeyler geldi başına. Biliyorsun, yine hep korktukların çıkıp gelecek. Peki, hiç sordun mu kendi kendine, neden her gece geçmişi temize çekmek için bu çaba ve neden hâlâ bunca umutla beklenen bir korkudur gelecek?
[...] saat 10’u 10 geçe kapıda olunacak ve tam o
dakika zile basılacaktı. Zile iki kez basılmayacaktı. Açarsa kabul edilmiş
olacaktık. 10’u 10 geçe değil de 11 geçe veya 9 geçe zile basacak olursak
kapı açılmayacaktı!
Sayfa 8 - Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Trt2 de programa çıkma şartı.Kitabı okudu