Ey devlet–i dünya ile fahr eyleyen ahmak,
Kendin gibi dünyayı da sersem mi sanırsın
Bin türlü hakâyık ki var ondan haberin yok
Üç şeyle hocam, kendini a’lem mi sanırsın
Âlem dediğin, anladığın gûne değildir
Gafletle geçen demleri âlem mi sanırsın
"Fıtrat beni Paris alemi için yaratmamış... O hayat zevkime elvermiyor, ruhumu sıkıyor. Ben Doğulu doğmuşum, hem Doğulu öleceğim. Ben ıssız yerler, çöller, denizler, dağlar, atlar, tabiatla karşılıklı gönülden konuşmalar, anlamını kutsayacağım bir güzellik şiiri, sohbetiyle oyalanacağım bir can dostu... Kısacası Araplarda, Osmanlılarda olduğu gibi maddi yorgunluklardan kurtulmuş bir kayıtsızlık içinde, fakat ruhun, düşünme gücünün çalışmalarıyla, ilham edici hayalleriyle geçen bir hayat için yaratılmışım. Bir hayat ki baştanbaşa şiirle, imanla, soylu kahramanlık duygulanıyla süslü..."
Alphonse de Lamartine, Meditations
Geçen zamanın hesabıyla uğraşıp boş yere oyalanma. O geçip gitmiştir. Geleceğe ise sakın bel bağlama. Onun da ne olacağı belli olmaz. Senin için en faydalı olanı içinde bulunduğun andır. Uyanık ol da, durmadan akıp gitmekte olan bu anı değerlendirmeye çalış.
"Geçen geçmiştir artık; ân-ı müstakbelse mübhemdir;
Hayâtından nasîbin: Bir şu geçmek isteyen demdir."
{Geçen geçmiştir artık; gelecek zamansa belirsizdir;
Hayatından nasibin: Bir şu geçmek isteyen zamandır."}