"Genellikle bir kedi kadar uysaldır ama canını sıkarsan, pençelerini görürsün."
Sayfa 114 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
4,5 milyar yıllık yerküre tarihinin tek bir normal dünyevi güne sığdırıldığını farzederseniz, sabah 4 gibi ilk basit tek hücreli organizmalar doğar, sonraki 16 saat hiçbir ilerleme olmaz. 23:00 dan hemen evvel dinozorlar sahne alır ve 45 dakikalığına saltanat sürer. İnsanlar gece yarısına bir dakika on yedi saniye kala ortaya çıkarlar.
Sayfa 294Kitabı okudu
4.5 MİLYAR YIL TEK 1 GÜNE EŞİTLENİRSE
4,5 milyar yıllık Yerküre tarihinin tek bir normal dünyevi güne sığdırıldığını farz ederseniz, yaşam çok erken başlar: Sabah saat 4 gibi, ilk basit, tek hücreli organizmaların doğuşuyla birlikte. Ama sonra, takip eden on altı saat süresince hiçbir ilerleme göstermez. Akşam saat neredeyse 20:30'a, yani günün altıda beşi geride kalana dek, kıpırdak
Sayfa 41 - Boyner holding yayınlarıKitabı okudu
Skorzeny Duce'yi kurtarıyor !
Skorzeny, Viyana'daki SS ve Polis Şefi Rudolf Querner'in emir subayı tarafından otele getirilen karısı Emmi İle hasret gidermek ve bu yorucu günün ardından istirahat etmek için odasına çekilmişti ki, gece yarısına birkaç dakika kala kapısı çalındı. Viyana garnizon komutanı onu görecekti. Garnizon komutanı, ağır adımlarla odaya girmesinin ardından boynundaki Şövalye Haçı'nı çıkararak Skorzeny'nin boynuna bağladı. Führer'in emriyle, Üçüncü Reich’ın en prestijli bu madalyası, tarihinde ilk kez bir kişiye onu kazandığı gün takdim ediliyordu.Avusturyalı'ya gece yarısı bir telefon daha geldi. Arayan bu kez Führer'di: “Tarihe geçecek bir askerî başarı gösterdiniz. Bana dostum Mussolini'yi geri verdiniz. Sizi Şövalye Haçı İle öldüllendiriyor ve binbaşılığa terfi ediyorum. Yürekten tebrikler!"
Sayfa 195Kitabı okudu
16.Ağustos.1999, Gece yarısına bir kaç dakika kala...Gölcük Orduevi
''...
-Sağ ol Keşaplı. Ne gündü ama. Vallahi sabahı iple çekiyorum. Bir kaza bela gelmeden bitse de göndersek herkesi.
-Allah'ın izniyle yollarız Komutanım.Siz merak etmeyin.
-Ee Onbaşı, ne kadar kaldı , 3 ay mı?
-Hayırlısıyla 88 gün Komutanım
-E bitmiş oğlum işte. 88 dediğin nedir ki? Dua et askerliğin bitiyor. Bak bizimki ömür boyu!
-Haklısınız Komutanım.
-Eee ne zaman evleniyorsun bakalım?
-Valla Komutanım, kısmetse döner dönmez nişan, yaza da düğün yaparız inşallah.
...''
Deliler Boşandı.
Arisontopolis devlet radyosu, akşam yayınlarında şu haberi veriyordu:
'' Allo allo...Sayın dinleyiciler! Şimdi aldığımız bir habere göre, şehrin en büyük akıl hastanesinden elli deli bugün kaçmayı başarmışlar ve şehre dağılmışlardır...Son dakika alınan haberden askeri kuvvetlerin de işbirliğiyle polisin bütün arama taramalarına rağmen akıl
"Geçmiş,bugün ve gelecek diye bir şey yoktu artık, her şey şimdi ve şu an yaşanıyordu."
- Yerküre tarihinin tek bir normal dünyevi güne sığdırıldığını farz ederseniz, yaşam çok erken başlar: Sabah saat 4 gibi, ilk basit, tek hücreli organizmaların doğuşuyla birlikte. Ama sonra, takip eden on altı saat süresince hiçbir ilerleme göstermez Akşam saat neredeyse 20:30’a, yani günün altıda beşi geride kalana dek, kıpırdak bir mikrop tabakasından başka evrene gösterebileceği hiçbir canlısı yoktur dünyanın. Derken, nihayet ilk deniz bitkileri belirir, bundan yirmi dakika sonra da ilk denizanaları ve Reginald Sprigg tarafından Avustralya’da keşfedilen esrarengiz Ediacara faunası ortaya çıkar. Saat 21:04’te trilobitler yüzerek sahne alır ve neredeyse hemen arkasından, Burgess Şeyli’nin endamlı yaratıkları boy gösterir. 22:00’den hemen evvel, karalarda bitkiler peyda olur. Az sonra, günün sona ermesine iki saat kala, ilk kara yaratıkları belirir. Havanın on dakikalığına ılık kalması sayesinde saat 22:24’e kadar bütün kömürlerimizi artıklarına borçlu olduğumuz karbonifer ormanları yeryüzünü kaplar ve ilk kanatlı böcekler görülmeye başlanır. 23:00’ten hemen evvel dinazorlar sahne alıp, yaklaşık kırk beş dakikalığına saltanat sürer. Gece yarısına yirmi bir dakika kala yok olurlar ve memeliler çağı başlar. İnsanlar gece yarısına bir dakika on yedi saniye kala ortaya çıkarlar.
Kitabın tamamı
TARHUN
Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng,
Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı
kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı.
Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek
çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Dünya tarihini bir güne sığdırmak istersek;
ve memeliler çağı başlar. İnsanlar gece yarısına bir dakika on yedi saniye kala ortaya çıkarlar.
Bu ölçekte, kayıtlı tarihimizin tamamı birkaç saniyeden uzun sürmeyecek, tek bir insan ömrü bir lahzayı zor dolduracaktır. Bu giderek hız kazanan gün boyunca, kıtalar pervasızca bir o yana bir bu yana kayıp çarpışır. Dağlar bir yükselip bir alçalır, okyanus tabanları bir gider bir gelir, buz katmanları bir ilerler bir çekilir.
Sayfa 68