Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Silahlı Dört Besmele
Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler Rüzgârı burunlarıyla biçip arkalarına dökerek Kara sular gibi boşandı gecenin boşluklarından Köpek havlamaları Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler Omuzlarında çapraz tüfek , kalpaklı ve siyah çizmeliler Yıldız yıldız sıyrılıp akıyor Padişah karanlığında mahmuzları Hafız Ahmed' in değirmeninde
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
Reklam
10 Kasım bir tarihten değil bir cumhuriyet devinin göçüşüdür. Artık Dolmabahçe Sarayı'nın üst katındaki oda bomboş. Koca bir tarihin göçtüğü oda sessiz. Dolmabahçe Sarayında Kasım gecesi başlıyor. Muayede salonunda aziz naaşının etrafında alev alev meşaleler yanıyor. Generaller nöbet tutuyor. Sabaha kadar huzurundan, dertli bir insan seli, bir
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Geceleri ortalığı aydınlatma görevi ışıklardan acılara mı geçiyordu? Nedense her kes acılarını geceleri düşünürdü... Belki de sabahın kalabalığı, gecenin tek başınalığına galip gelmediğinden, her kes düşünmek üçün geceyi seçiyordu.
Sayfa 170Kitabı okudu
135 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.