''Böyle konuşmaya devam edersen görüşmeyi sonlandırmak istiyorum'' dedi.
okudum ama ona bir cevap vermedim.
toplum adına dayanışmanın huzur ve barış ortamının gökten zembille inmiş mutlu aile kurumlarının devamı için hiç bir şey yapmam gerektiğini anlamış bulunuyordum. yoksulluğun savrukluğun inanç dışılığın sembolizmin
Yürümek, umudun bittiği yerde
Karanlık ve soğuk bir iklimden
Güneşin belli belirsiz sıcaklığına
Ve bakmadan, takılmadan geçmişe
~OmAr~
Olmayacak insanları seviyoruz, gereksiz yaraları taşıyoruz, geçmişe saplantılı, geleceğe ümitsiz; yaşarken, şuanlarımızı da hiç ediyoruz. Buna da insan olmak diyoruz. Bazılarımız yaşamayı hiç bir zaman öğrenemeyecek, bu da bir gerçek
"Allah'ım istikbale endişelenmekten geçmişe tasa etmekten sana sığınırım"
Yüreğimin derinlerinden kopan haykırışların yankısı bu.. İçimde uzanıp giden yolların her durağında bekleyen bir yolcuyum. Bazen geçmişe doğru uzuyor yollarım bazen geleceğe adımlar kalıyor.. Ruhum, yaşanmışlıkların izlerini takip ederken, yankılanan ritimler içimde derin bir melodiye dönüşüyor.. Her yankı beni bir adım daha içine çekiyor..
Bazı günler iyiyim bazı günler beceremiyorum geçmişe saplandım kaldım
"Hiç kimse geçmişe gidip yeni bir başlangıç yapamaz. Ancak herkes bugün başlayıp yeni bir son yaratabilir. "
ÖĞRENMENİN VE ÖĞRETMENİN YAŞI NEDİR!!!
“Öğrenmenin yaşı yoktur.” diye bu söz sıklıkla kullanılır halk arasında ve çok da doğru bir ifadeder ancak bence biraz eksiktir ve bu söze biraz ekleme yapma ihtiyacı duydum.
“Öğretmenin de yaşı yoktur.”
Her ne kadar yaş ilerledikçe, malumat artsa da aslında bildiklerimizin ne kadar da az olduğunu
ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM!
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
Mehmet Akif Ersoy
Yüreğine kar yağanların sabahı tatsız
Bir sızı ki gitmiyor doktorlar ne bilsin
Her seven bir parça duygusal yalnız
Hatırladıkça geçmiyor gelecek gelsin
Kadehlerde yok, hayalin dönmez gerçeğe
Dünya duruncaya kadar dönsün şu başım
Ne geçmişe ağla artık, sus, ne geleceğe
Ne sevgilim çeker nazımı artık ne arkadaşım
Mevsimler yanaklarımı soldurup geçti
Kar yağdı neden, üfleyerek ısıttığım her ele
Dünya üç gün dediler asırlar geçti
Kime ders verdi bilmem bu büyük zelzele
Yüreğine kar yağmışların güneşi batmış
Isıtmıyor yüreği gayri yalan cümleler
Her gülen yüzün baktım içi kararmış
Yine de bir yağmur bekliyor bahçede güller
M. İlhan Genç