Şöyle bir etrafımıza bakalım..
Gördüğümüz her nesne ve varlığa geçmişten günümüze birçok anlam yüklenmekte. Hayatlarımıza düzen ve anlam getirmek için çeşitli ritüeller ve semboller oluşturduk. Dinlerde, mitlerde, kültürlerde..
Bu zengin imge kaynağından habersiz yaşayıp gidebileceğimiz gibi
çevremizde yer alan çoğu şeyin özündeki derin gerçeklere gözümüzü açabiliriz.
Kilim motifleri, kabile totemleri, arma, logo, ülkelerin bayraklarında yer alan simgeler, dünyaca ünlü heykellerde ve tablolarda sembolizm, bunca şey bize ne anlatmak istiyor?
Sayfalarını her çevirişimde farklı bir konuyla beni kendine çeken, içindeki her cümleyi, her fotoğrafı beynime kazımak istediğim , elimden bırakamadığım bir kitap oldu.
Tasarım ve görselliğe önem verenler için defalarca açıp bakacağınız, gözünüzün önünden ayırmak istemeyeceğiniz bir kitap olacak. Semboller ve işaretlerin dünyasına adım atın, ufkunuzu genişletin.
Bir de etrafımıza böyle bakalım..
Geçmişten, bugünden, gelecekten kopmak istedim. Uykunun o simsiyah, o en derin, en huzurlu bahçesinde bir süre kaybolmak istedim.Bedenimi, aklımı ve yüreğimi hiçliğin emrine vermek.
Uyanış adlı eseri, 19. Yüzyıl Amerika’sında toplumsal normlara meydan okuyan bir kadının hikayesini anlatıyor. “Uyanış”, dönemin toplumsal normlarına meydan okuyan bir kadının içsel yolculuğunu, özgürlük arayışını ve bireysel kimliğini bulma sürecini anlatarak, kadınların kısıtlayıcı rollerine, toplumdaki
Bir yere oturtmakta zorlanıyorum. Tür olarak Malte Laurids Brigge'nin Defterleri tipik bir roman değil. Daha çok, ilham ve anlam arayışıyla memleketi Danimarka'yı terk edip Paris'e taşınan genç bir şairin fragmanlarının, anılarının, düşüncelerinin ve izlenimlerinin bir derlemesi gibi. Yazar Rainer Maria Rilke, bu kitabı 1910 yılında