Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap diğer Elips Kitap yayınlarından çıkan tüm Aytmatov kitaplarındaki aynı uzun yazar hakkındaki güzelleme ile başlıyor. Bunun yerine yukarıda bahsettiğim şeyler hakkında kısacık bir bilgi yazısı ne güzel olurdu halbuki. Güzellemenin ardından sadece 18 sayfa süren Yıldırım Sesli Manasçı hikayesi geliyor. Manasçı, destanı günümüze kadar nesilden
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20183,880 okunma
Ben bir şarkıcı, besteci olarak bu dünyaya gelmedim. Düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Bu; gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında çocuğun saçlarını okşamakla oldu. Ben hep sizin şarkınızı söyledim. Ben ne çağdaş Türk ozanı, ne çağdaş Dede Korkut ne de günümüzün Nasrettin Hoca'sıyım. Sadece 20. yüzyılda yaşamış ve o yüzyıla damgasını vurmaya çalışan bir Türk'üm. 20. yüzyılın Türk müziğini yapıyorum. Ben yaşanmış her şeyi seviyorum, birileri tarafından yaşanmış, paylaşılmış her şeyi seviyorum. Düşünülenin aksine ben tarih sevmiyorum, geleneği seviyorum. Tarih ölür, gelenek yaşar. Ben yaşarken kendime sanatçı diyemem, çok ayıptır. Ancak on, yirmi, kırk yıl sonra diyebilirler. Bir kişinin adı en son ne zaman telaffuz edilirse o gün ölmüş oluyor insan. Yani fizik olarak bu dünyayı terk etmek çok da önemli bir şey değil. Nasıl olsa günün birinde hepimiz terk edeceğimiz için ve milyarlar terk ettiği için... Ama adınız anılmadığı gün gerçek anlamda bu dünyayı terk etmiş oluyorsunuz. RUHUN ŞAD OLSUN.. BARIŞ MANÇO
Reklam
"Anderson terminali kapatırken ne garip diye düşündü. İnsanlığın en eski ve en kalıcı geleneklerinden ikisini tecrübe etmişti: Evlilik ve boşanma. Sırada daha da eski bir gelenek vardı: Bara gidip sarhoş olmak."
Okumak, kurtulma, özgür olma gücü kazandırır. Okumayanlar, dar çevrelerinin kısır düşünceleri, gelenek ve göreneklerin yetersizlikleri içinde kapalıdır. Okumayı sevenler, yerlerde sürünmezler, bir kanat vuruşuyla evrensel düşüncelerin mutlu iklimine yükselirler. İnsanlığın en yüce kişilerinden meydana gelmiş bir toplum içinde yaşarlar. (Payot)
Ben evliliğe inanmam.Hayır gerçekten inanmam.Nedenini açıklamama izin verin.Bence en kötü haliyle, evlilik düşmanca politik bir eylemdir.Küçük zihinli erkeklerin, kadınları evde tutabilmek için uydurdukları bir şeydir.Bunu da gelenek ve din maskelerinin ardına saklanarak yapıyorlar.En iyi haliyle ise, evlilik mutlu bir yanılsamadır.Birbirlerini gerçekten seven iki insandır.Ama birbirlerini ne kadar mutsuz edeceklerinin farkında değillerdir.Ama iki insan bunun farkındaysa ve birbirlerine katlanmayı göze alarak evlenmeye karar veriyorlarsa bunun tutuculuk veya bir yanılsama olduğunu düşünmüyorum.Bence bu durum çok radikal ,cesurca, ayrıca da çok romantik. -Frida Kahlo
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.