Kitabın bahsettiklerini kısaca özetlemeye çalışacağım;
Genler organizmaların oluşmasını sağlayıp, etkileyerek kurucu bir rol oynuyorlar. İnsanlar arasındaki farklılıkların %80’i genlerden, %20’si çevreden kaynaklanıyor. Elbette bu farklılıklar bireysel düzeyde değil, popülasyon düzeyinde oluyor.
Kültürel çevredeki bir değişim yetenekleri büyük oranda değiştirebilir, ancak bireyler arası farklarda kültürel icatlarla ortadan kaldırılabilir. Dolayısıyla bir popülasyondaki genetik çeşitliliğin sonucu olan çeşitlilik oranı sabit değildir ve çevreden çevreye değişebilir.
Buna karşılık aramızdaki farklılığın ne kadarının çevresel erkenlere bağlı olduğu da yine genlerimize bağlıdır.
İnsanların toplumsal ve siyasal örgütlenmesi aslında biyolojik yapımızın bir yansımasıdır, çünkü biz her şeyden önce genlerimizin dış dünyayla etkileşiminin tesiri altında gelişen biyolojik nesneleriz. Şimdiki vücut ölçülerimizi ve merkezi sinir sistemimizi onun katkılarına borçluyuz.
Genlerimiz , bizi, beynimizin karmaşık yapısını,bilincimizin oluşumunu sağladı ve bilincimiz de çevremizi, toplumumuzu,geçmişi ve geleceğiyle birlikte kültürümüzü yaratmamızı sağladı.
GENLER BİREYİN ÇEVREYE DUYARLILIĞINI, ÇEVREYSE BİREYİN SAHİP OLDUĞU GENETİK FARKLILIĞIN ETKİLERİNİ BELİRLİYOR.
Yani genlerimiz biyolojik yapımızı oluşturdu. Farklı Biyolojik varlıklar olarak bir araya gelerek kültürümüzü ve toplumumuzu yarattık. Yarattığımız kültür ve toplum ise, bireysel yaşamımızı ve dolayısı ile genetik etkileşimin devamını sağladı.
Kısa ve anlaşılır bir kitap, tavsiye ederim.
