Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gelecekle nasıl iletişim kurulabilirdi ki? Doğası gereği olanaksızdı. Gelecek ya şimdiye benzeyecekti, ki o zaman ondan haberi bile olmayacaktı ya da şimdiden farklı olacaktı, ki o zaman da içinde bulunduğu durumun hiçbir anlamı kalmayacaktı.
Ses hiç kesilmeden sürüyordu. Winston bir an kendine geldi ve ötekilerle birlikte bağırıdığını, topuklarını var gücüyle iskemlenin basamağına vurduğunu fark etti. İki Dakika Nefret'in en korkunç yanı, insanın katılmak zorunda olması değil, katılmaktan kendini alamamasıydı. Otuz saniye sonra en küçük bir zorlamaya gerek kalmıyordu. Tüm topluluk, elektrik akımına kapılmışçasına, ürkünç bir kin ve nefretle azgınlaşıyor, öldürme, işkence yapma, yüzleri bir balyozla yamyassı etme isteğine kapılıyor, insanlar ellerinde olmadan yüzleri kaskatı kesilerek çılgınlar gibi bağırıp çağırıyorlardı. Ama yine de, duyulan öfke, bir pürmüzün alevi gibi bir nesneden öbürüne yöneltilebilen, soyut,kimseyi hedef almayan bir duyguydu.
Reklam
Kimi zaman, insanın birine duyduğu nefreti bile isteye bir başkasına yöneltmesi de olasıydı.
Duygularını gizlemek, aklından geçenlerin yüzüne yansımasını önlemek, herkes ne yapıyorsa onu yapmak, içgüdüsel bir tepkiydi.
Özgürlük
Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Reklam
Her siyasi kuram kendine ne ad takarsa taksın, hiyerarşiye ve baskıya dönüş yapmıştır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Parti güçlendikçe acımasızlaşacak; muhalefet zayıfladıkça, despotluk güçlenecek.
Sayfa 234Kitabı okudu
Bilmek ve bilmemek, gerçeği görmenize karşın özenle hazırlanmış yalanları söylemek, birbirine karşıt iki kavrama birbiriyle çeliştiğini bile bile inanmak, ahlaka bağlılığı ileri sürerken onu yadsımak, demokrasinin olanaksız olduğuna inanarak Parti'yi demokrasinin koruyucusu görmek, herhangi bir şeyi gerektiğinde unutmak ve gerektiğinde yeniden anımsamak.
Cebinden bir yirmi beş sent çıkardı.. İşte onun üzerinde de, küçük, sade harflerle aynı sloganlar yazılıydı, arka yüzde büyük biraderin portresi vardı.. Paranın üzerinden bile o gözler insanı izliyordu.. Paraların üzerinde, pullarda, kitap kapaklarında, bayraklarda, posterlerde, sigara paketlerinde, her yerde sizi izleyen gözler ve sizi sarıp sarmalayan bir ses.. Uyurken ya da uyanırken, çalışırken ya da yemek yerken, içeride ya da dışarıdayken, banyoda ya da yataktayken, fark etmezdi, kaçamazdınız.. Kafatasınızın içindeki birkaç santimetreküp dışında, hiçbir şey size ait değildi..
Reklam
Belki de, insanların ancak açlık sınırlarına yaklaştıkları zamanlarda söyleyecek şarkıları oluyordu.
Sayfa 127Kitabı okudu
Kitleler asla, yalnızca ezildikleri için, kendiliklerinden başkaldırmazlar. Kendilerine karşılaştırma yapabilecekleri ölçüler verilmedikçe, ezildiklerinin bile bilincine varamazlar.
Genel bir kıtlık, ufacık ayrıcalıkların bile önemini artıtır ve dolayısıyla iki grup arasındaki farkın büyük görünmesine yardım eder... Kuşatılmış bir kentte olduğumuzu varsayalım. Burada varlıklıyla yoksul arasındaki ayrım, bir parça etinin olması ya da olmaması demektir.
Sayfa 167Kitabı okudu
... bir savaşı sürdürmekteki amaçsa, sürdürülecek başka bir savaşta daha iyi durumda olmaktır.
Sayfa 164Kitabı okudu
Geçmiş siliniyor, silindiği unutuluyor, yalan gerçek oluyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.