Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Öğrenciler artık kendilerini, bilgi tedarik eden ve diploma dağıtan bir montaj hattında ilerlerken üzerlerine bilginin döküldüğü nesnelerden ibaretmiş gibi hissetmektedirler.” George Ritzer
Kafes
Sosyolog George Ritzer, hatırlanacağı üzere “Toplumun McDonaldlaştırılması”nda esasında McDonald’s’ın toplama kampı modelinden ilham alarak bütün dünyayı “akılcılığın demir kafesi” içine hapseden toplumsal, ekonomik, kültürel bir sistemin adı olarak görülmesi gerektiğini iddia eder. Sadece hapishane, tımarhane gibi sert kapatılma kurumları değil insan yaşamının bütün alanlarını yutmakta olan bir kafes.  ABDULBAKİ DEĞER
Reklam
“Öğrenciler artık kendilerini, bilgi tedarik eden ve diploma dağıtan bir montaj hattında ilerlerken üzerlerine bilginin döküldüğü nesnelerden ibaretmiş gibi hissetmektedirler.” George Ritzer
Batı, sekülerleşme sürecinde tikel ve tümel tüm çeşitleriyle hikmeti kaybetti. İslam dünyası ise ilahi koruma altındaki şeriatı elinde tuttuğu hâlde, "İslam medeniyeti" ütopyası peşinde koşarken isimli ve isimsiz hikmeti kaybetti. Bu, İslam dünyasının, hakikat siyasası yüzünden fıtrattan uzaklaşarak hikmeti kaybeden modern dünyanın trajedisini paylaşması anlamına gelmektedir. Geçmişte farkı topluluklar, hikmete dayanmada buluşurlarken bugün tam aksine hikmetten, edepten uzaklaşmada buluşmakta, bu uzaklaşmanın ızdırabını ise herkes çekmektedir. Örneğin ünlü Fransız İslam araştırmacısı Gilles Kepel'in dünyada gezdiği birçok yerde gördüğü Yahudi, Hristiyan ve Müslüman fundamentalistlerin, "edepten yoksunlukta" buluştuklarını söylemesi düşündürücüdür (Safi 2003: 13). Bu bakımdan sekülerleşme, hikmetten, küreselleşme ise edepten uzaklaşma olarak tanımlanabilir. George Ritzer'in "Toplumun McDonaldlaştırılması olarak ifade ettiği gibi, yoz Amerikan fast-food kültürünün küreselleşmesi, yeme edebi başta olmak üzere hayatımızdaki tüm edebi yok etmektedir.
Bedri Gencer
Bedri Gencer
Muslime im Spannungsfeld zwischen Kritik und Konformität (Eleştiri ve Uyum Kıskacında Müslümanlar) kitabındaki kendi bölümünden S.90
Süpermarketler bizim tapınaklarımızdır, diyen George Ritzer taşı tam da gediğine koyuyor. Burada ben de bir ekleme yapayım: Dua kitaplarımız olan alışveriş listelerimizle mağazalarda gezinerek de hac görevimizi yerine getiriyoruz. syf 50-51
Sosyal konumumuzu ve hayatta başarılı olmak için girdiğimiz yarışta puanımızı belirleyen başlıca kıstas, alışveriş faaliyetlerimizin ve bir tüketim objesini "daha yenisi ve iyisi" ile değiştirmekteki rahatlığımızın seviyesidir. Dertlerden uzaklaşıp memnuniyete doğru giden yolda karşılaştığımız tüm sorunların çözümünü mağazalarda arıyoruz. Beşikten mezara kadar, mağazaları yaşamlarımızın ve ortak yaşamların tüm hastalıklarını ve ıstıraplarını iyileştirecek ya da en azından hafifletecek ilaçlarla dolu eczaneler olarak görmeye alıştırılıp, bu yönde eğitiliyoruz. Böylece, mağazalar ve alışveriş tam ve gerçek anlamıyla uhrevi bir boyut kazanıyor. Süpermarketler bizim tapınaklarımızdır, diyen George Ritzer taşı tam da gediğine koyuyor.
Zygmunt Bauman
Zygmunt Bauman
Reklam
Devlet Üzerine - Lenin Mutlu Yaşam Üzerine - Seneca Dostluk Üzerine - Cicero Düşünce Özgürlüğü Üzerine - J. S. Mill Kıskançlık - Marcel Proust Çoğunluğun Zorbalığı - A. Tocqueville Özgürlük İçin Kürt Yazıları I - II - Vedat Türkali Neoliberalizmin Kısa Tarihi - David Harvey Suçlar ve Cezalar Hakkında - C. Beccaria Sosyalizmin Yeni Yolu -
IKEA kataloğu, İncil'den sonra dünyada her yıl en çok basılan ikinci kitaptır. Toplumun Mcdonaldlaştırılması, George Ritzer
Amerika da dışarıda yemek yemek, evde yemek yemekten daha uygundur. Dolayısıyla restaurantlar çok yaygın, Büyük buhran yılları dünya tarihinin en kötü maddi krizinin yaşandığı yıllardır. O yıllarda krizden dolayı bütün restaurantlar teker teker kapanır, Ama içlerinden biri inivatif bir fikri uygular. Maliyet analizi yaparlar. En büyük maliyetin garson maaşlarına gittiğini görürler , ve tarihte ilk defa garsonsuz restaurantları açma cesaretini gösterirler ve bugünkü adıyla self servis olayı başlar. İkinci maliyet girdisi olarak bulaşıkçıyı görürler ve çatal bıçak ve tabakları elimize ederler ve insanlara elleriyle yeme tavsiyesinde bulunmayı cesaret ederler. Aynı şekilde her konuda optimize çalışmalarına başlarlar, ve amerikan buhranında ayakta kalabilen tek şirket olarak tarihe geçerler. Şirketin adı mcdonalds tır. Toplumun Mcdonaldlaştırılması, George Ritzer
Kowinski, içlerinde her zaman fast-food restoranları bulunan alışveriş merkezlerinin, insanların modern "tüketim dinleri"nin ibadetini yerine getirmek için gittikleri modern "tüketim katedralleri" olduğunu ileri sürer. Toplumun Mcdonaldlaştırılması, George Ritzer
Reklam
Ortak yemek, her gün ailenin bir araya gelmesini teşvik eden ritüelimizdir. Bunu kaybedersek, aile olmak için yeni yollar bulmak zorunda kalacağız. Yemeğin sağladığı ortak neşenin kaybetmeye değer bir şey olup olmadığını düşünmek gerekiyor. Toplumun Mcdonaldlaştırılması, George Ritzer
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.