Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin, yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten saklasan da, gizlesende tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imaji var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeleceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki, sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiğin anlar oluyor. Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi, sevgiyi, değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani her şeyde derler ya" hayat devam ediyor" aynen öyle. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor, ne yerin, nede kıymetin değişiyor. Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun, hissizleşiyorsun. Ama gerçekten de bir aklım bu savaştan üstün çıkarsa, o zaman tam anlamıyla sevdiğim insanlar, tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar.
Reklam
432 syf.
7/10 puan verdi
Pandora'nın Kalbi
Konusu: Elisa Yıldırım, erkek arkadaşı ve dostlarıyla birlikte dağ evinde yapacağı tatil için heyecan içindedir. Issız ve telefonun çekmediği bir ormanda birkaç gün kalma düşüncesi kulağa ne kadar ürkütücü gelse de sevdikleriyle vakit geçirmeyi iple çeker. Ancak şiddetle yağan kar geri dönüş yollarını tıkadığında ve birbirlerini çok seven bu insanların arasında ihanet kol gezmeye başladığında işler içinden çıkılmaz bir hâl alır. Kendi Yorumum: Yeni bir kitabın yorumuyla geldim, sizce almaya değer mi? Kitabın başlarında karakterler hakkında bilgi almakla geçiyordu. Yani bu kitap tam bir seriye giriş kitabıydı. Yetişkin içerikli olduğunu bilmiyordum, yazarın ilk kez +18 yazdığı bir kitaptı. Karakter çeşitliliği yerindeydi ancak Yekta dışında hiçbir karaktere ısınamadım -ki Yektaya da fazla yer verilmemişti- .Kimin eli kimin cebinde belli değildi. Bir kitapta sizin için karakterler önemliyse bu kitabı pek tavsiye etmem, ancak kurgunun gidişatı ve kalitesine önem veriyorsanız tam size göre bir kitap. Reading Slumptayken okumuştum ve "bundan sonra ne yapacaklar" merakıyla okudum ve bu beni reading slumptan çekip almaya yetti. Ben karakterden çok olay örgüsüne dikkatimi verdim. Bu yüzden biraz hoşuma giden bir kitap oldu. Bu arada kitapta bir tür canavar var ve bu hayvan gibi ama hayvan değil, insan gibi ama insan değil. Bana Süpernatural 1.sezon 2.bölümdeki canavardan ilham alınmış gibi geldi. Bu arada bir-iki tane mantık hatası vardı ancak söylersem spoiler olur. Bence ortalama bir kitaptı, reading slumptaysanız okumanızı tavsiye ederim.
Dilara Keskin
Dilara Keskin
Pandora'nın Kalbi -1
Pandora'nın Kalbi -1Dilara Keskin · Ephesus Yayınları · 2023245 okunma
255 syf.
10/10 puan verdi
Kudüs âhh yürek sızım..
EsSelâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû.. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Abdullah Galib Bergusi, yoldaki mühendis kitabında diyor ki ; “ Eli kalem tutan bu davayı yazsın. Hitabeti güçlü olan bu davayı konuşsun. Herkes bir şey yapsın ama sakın sessiz kalmasın. Çünkü sessizlik öldürür.” Bu güzel kitapta da eli kalem
Benim Adım Kudüs
Benim Adım KudüsKolektif · Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) · 2018105 okunma
Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin,yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten saklasan da, gizlesende tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imaji var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeleceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki, sevmede, değer vermede,bir yanın hep kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın zaman,asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiğin anlar oluyor. Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi,sevgiyi, değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani her şeyde derler ya" hayat devam ediyor" aynen öyle. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor,ne yerin, nede kıymetin değişiyor. Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun,hissizleşiyorsun. Ama gerçekten de bir aklım bu savaştan üstün çıkarsa, o zaman tam anlamıyla sevdiğim insanlar,tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar.
Reklam
236 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.