Bazı karşılaşmalar asla tesadüf değildir. İshak ve Jülide gibi.. Birbirinden farklı iki hayat.. Dertleri, sıkıntıları ortak olmasa da görünen ile en derindekilerin dışavurumu hayatlar.. İshak işinde - gücünde, evli, iki çocuk babası bir adam aslında. Karşıdan bakıldığında da gayet normal bir evlilik yaşayan -tabi bu buzdağının görünen kısmı. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır. Jülide ise duygularını resimlerine yansıtan bir ressam Kırgınlıklarıyla, hayata küsgünlüğüyle ve çaresizliğiyle tek başına mücadele eden bir kadın o..
Yollar kesişir, en derinde kalan sırlar ortaya dökülür, kimine göre yanlış, kimine göre de koskoca bir tesadüftür yaşadıkları. Farklı hayatlar yaşayan iki insanın yol hikayesini ve birbirlerinin hayatlarına yapılan küçük dokunuşlarla geçmişlerine uzanan bir yolculuk bu... Bilinmeyene ve bilmedikleri o sırlar dünyasında kendilerini kaybetmeden,
Düşerken birbirlerine tutunmaya çalışan iki can..
Yine bir
Tarık Tufan kitabı ve yine iyi ki diyeceğim bir hikaye. Akıcı diliyle, karakterleriyle bir anda hikâyeninin içinde buluyorsunuz kendinizi. Aslında o yolculukta siz de varsınız. Her yaranın kabuk bağlamadığına şahit olup geçmişi geri getiremeseniz de, o yolculuktan sonra eski siz olamayacaksınız.
Herkese keyifli okumalar diliyorum
—Oysa gidenler her daim geç kalmıştı. Gitmek derdine bir kez düşeniçin artık kalmak da yaradır.
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226,3bin okunma
“Gidenler bizden hep bir parça götürürler. O parçanın yerinde de derin izler kalır. Herkesin bir yara izi vardır, insanlardan gizlemeye çalıştığı, saklamak için çok uğraştığı bir yara izi. Herkesin bir yara izi vardır, kimseye dokundurmayacak kadar güzel olan, baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi. Bu izlerle yaşamaya alışırsın... "
"Ama savaşın kanlı pençesini boğazına geçirmediği bir tek aile, bir tek insan yok!"
Tolganay; evi, yurdu ve hayatı olarak gördüğü Toprak Ana'ya kendini açıyor, içini döküyordu. Yaşadıklarını ondan daha iyi kim anlayabilirdi?
Tolganay küçüklüğünden beri tanış olduğu toprakla dertleşiyor. En başından, çocukluğundan başlıyor
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak