Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gilliatt tekneyi gözden geçirmeyi tamamlarken yakından geçen bir beyazlık karanlıkta kayboldu Bu bir martıydı. Fırtınalarda bundan daha iyi bir görüntü yoktur. Kuşlar gelince fırtına yatışır. Daha mükemmel bir bekirti olarak gök gürültüsü artıyordu. Fırtınanın aşırı şiddeti aynı zamanda da düzeni bozar. Tüm denizciler bunu bilir, son belirti sert ama kısadır. Yıldırımın fazlası, sonun geldiğini ilan eder.
Sayfa 341 - 4.Basım, Nisan 2021
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu. Tuhaf bir heyecan hissediyordu. Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum. Karanlığın baskısı diye bir şey vardır. ... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir. Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
Sayfa 285 - 286, 4.Basım, Nisan 2021
Reklam
Güçlerin sonsuzluk ve sınırsızlık içinde yayıldığını görmek kadar sarsıcı bir şey olamaz. Hedefler aranır. Sürekli hareket halindeki uzay, yorulmak bilmez sular, işleri başlarından aşkın gibi görünen bulutlar, büyük ama belirsiz bir çaba, tüm bu çırpınma, bir sorundur. O sürekli sarsıntı ne işe yarar? O boralar neyi inşa eder? Fırtınanın o şiddeti, o hıçkırıkları, o ulumaları neyi yaratır? Bu uğultu neyle meşguldür? Bu soruların gelgitleri denizin yükselip alçalması gibi sonsuzdur. Gilliatt ne yaptığını biliyordu ama etrafını saran enginliğin hareketliliği onu bu soruların gizemiyle kemiriyordu.
Sayfa 258 - 4.Basım, Nisan 2021
Dupduru deniz suyunun içinde, pek çok kez beklenmedik değişik biçimde, oldukça iri hayvanlar görmüştü: Denizanası türünde bir yaratık; suyun dışında yumuşak bir billura benzer, suyun içine yeniden atılınca, saydamlık, renk eşitliği, kaybolacak derecede, oradaki ortama katılır. Bundan şu sonuca ulaşmıştı: Değil mi ki canlı saydamlıklar suda yaşıyordu, bunlar kadar canlı daha başka saydamlıklar da havada yaşayabilirlerdi pekâlâ. Kuşlar hava yaratıkları değillerdir; onlar hem havada, hem de karada yaşıyorlardı. Gilliatt ıssız havaya inanmıyordu. Diyordu ki: “Madem deniz doludur, hava neden boş olsun?” Hava rengindeki yaratıklar ışık içinde görünmez olurlardı, böylelikle de gözümüzden kaçabilirlerdi; bunların havada bulunmadığını kim kanıtlayabilir?
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazar ilk kez 1866 da yayımlanan Deniz işçileri romanını sürgün gittiği ve sürgün kararı iptal edildikten sonra da ayrılmayıp 15 yılını geçirdiği Guernsey Adası'na ve orada yaşayan deniz işçilerine ithaf etmiştir. Victor Hugo' nun yine muhteşem eseri okuduğum süre boyunca Gilliatt'a hayran kaldım. iyi ki kitaplar var...
Deniz İşçileri
Deniz İşçileriVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,712 okunma
Gilliatt'ın Déruchette gibi bir uçurumu vardı.
Reklam
464 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Ne yazacağımı nasıl yazacağımı bilmiyorum aslında. İlk 200 sayfa o kadar sıkıcı o kadar durağan geçiyor ki hani geçmek bilmiyor aslında. Dolu dolu tasvir dolu dolu karakter analizi. Ama tabi Victor Hugo dan bahsediyoruz. İşin rengi kitabın sonlarına doğru değişiyor. Çoğu eserini okumuş biri olarak kitabı yarıladığımda bi hayal kırıklığı yaşadım aslında diğer eserlere göre. Ama sonlara doğru o kadar sarıyor ki. Kitabın içene girip Gilliatt ile mücadele vermeye başlıyorsunuz. Gilliatt. Yine bir karaktere hayran kaldık. O sıkıntıya o kadar zorluğa rağmen sırf ' Sevgi' için bin bir mücadele giren Gilliatt. Ama aslında hiçbir zaman sevilemeyen kimse tarafından sevilmeyen Gilliatt. Victor Hugo nun eserlerinin ana teması SEVGİ bence. Sevgi uğruna girişilen mücadeleler ve hep sevgiden yoksun onu yana yakıla arayan zavallı insanlar. Kitabı kapattığımda içindeki burukluk tarif edilemez keşke elinden tutabilseydim sevgili Gilliatt. SEVGİ ile kalın ve daima sevin herkesi her şeyi.
Deniz İşçileri
Deniz İşçileriVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,712 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
Yeni bir kitapla geldim. Bu sefer bir klasik. Betimlemelerinin ve denizcilik terimlerinin fazla olması beni yordu. Okurken denizin derinliklerinde zaman zaman boğulduğumu hissettim ama vazgeçmedim ve sonunda son sayfayı kapatmamla derin bir nefes alıp yüzeye çıktım. Romanın başkişisi Gilliatt, gizemli ve biraz da yabani bir karakter. Karmaşık başlayan roman sonunda Gilliatt’ın yeşilçam tadında aşkını kalbine gömmesiyle son buluyor. Öyle ki tıpkı Ümit Besen’in o meşhur şarkısındaki gibi “Nikahına beni çağır sevgilim, istersen şahidin olurum senin.” sözleri hayat buluyor. Konusundan bahsedecek olursam Gilliat, üstat Lethierry adlı eski bir denizcinin Durande adını verdiği buharlı gemisini saplandığı kayalıktan kurtarmaya çalışıyor. Ne için? Lethierry’nin yeğeni-vaftiz kızı- Deruchette için. Gemiyi kurtaran kişiyle kızını evlendireceğini söylüyor çünkü üstat Lethierry. Gilliat da aşkıyla kavuşmak için bu zorlu görevi seve seve yerine getirmek için hemen atılıyor. İki ay süren zorlu uğraşlar sonucunda başarılı oluyor ama geri döndüğünde sevdiği kızın başka bir adamla birbirlerini sevdiklerini öğreniyor. O adamı da (rahip olur kendileri) daha önce Gilliat kurtarmıştı denizden. Yani herkese merhem olan Gilliat kendine bir parol bile olamıyor ve aşkını kalbine gömüyor. Denizin derinliklerinde roman da son buluyor.
Deniz İşçileri
Deniz İşçileriVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,712 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Deniz İşçileri'ne büyük bir hevesle başladım. Çünkü Victor Hugo'nun hem anlatımına hem de anlattıklarına bayılıyorum. Hugo, kitabın girişinde şöyle sesleniyor bize: “Din, toplum ve doğa, insanın mücadele verdiği üç alandır. Bu üç mücadele alanı aynı zamanda üç ihtiyacına tekabül eder; inanması gerekir, bundan tapınak doğar; üretmesi
Deniz İşçileri
Deniz İşçileriVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,712 okunma
Her ne olursa olsun Gilliatt'ın kendine güveni vardı.
Sayfa 277 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gilliatt imkânsızın duvarının dibindeymiş gibiydi. Ne yapmalıydı?
Sayfa 273 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gilliatt, Deruchette'le hiç konuşmamıştı. Onu tıpkı sabahyıldızı gibi uzaktan tanıyordu.
Sayfa 83 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gilliatt
Hülyalı bir adamdı. Gözüpekliği de utangaçlıkları da bundan kaynaklanıyordu .Kendine özgü düşünceleri vardı.
Ah senin için de acı çekeceğim Gilliatt... //
Deniz İşçileri
Deniz İşçileri
Fransız devrimi..
Tüm patlamalardan farklı olarak daha uzağa lav püskürtmüştü Guernsey'de Gilliatt olarak anılan kadın o otların tutamıydı.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.