YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Deniz İşçileri ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Victor Hugo'yu ve kitaplarını övmek için asla yeterli kelime bulamıyorum ama birazdan size bulmuş gibi davranacağım.
Bir kitap düşünün ve o kitap hem
"Tanrı insanın kalbini sussun diye yaratmadı."
Elimdeki 1970 basımlı kitap..
"Din, toplum ve tabiat.. İnsanın savaştığı üç şey.." der Victor, ve ekler "İnsanı kuşatan bu üç kadere bir iç kader de karışır, yüce bir kader: İnsan kalbi."
İşte Hugo'nun doğa, insan ve din üçlemesinin doğa ayağıdır bu kitap. Hugo'yu bilenler bilir nasıl bir üsluba sahip olduğunu. Zaman, mekan, karakterlerin rutin alışkanlıkları, dönemin yapısı her şey anlatılmış ama bu anlatılışta insanı yoran bir üslup yok. Aksine uzun metrajlı bir film izler gibi, sanki bu karakterler yıllardır tanıdığınız insanlar gibi ilerliyorsunuz kitapta.
Deniz işçileri, sonu acı ile biten karşılıksız bir aşkı yüreğinde taşıyan onurlu, yalnız ve dışlanmış bir adamın hikayesidir. Bir denizcinin hikayesi.. Zaten Gilliatt favori karakterlerim arasında baş köşeye oturdu bu kitapla beraber.
"Güzellik güzel olduğu için bana iyi gelir. Varlığı aydınlatır, yakınlığı ısıtır; o geçer, memnun olursunuz, durur, mutlu olursunuz; ona bakmak yaşamaktır. O yaratık insan yüzlü bir şafaktır, orada bulunmaktan başka bir şey yapmaz ama o kadarı yeter. Evi cennete çevirir, soluk almaktan başka bir zahmete katlanmadan, herkese dağıtır." (Kitaptaki altı çizili tek yer.)
Deniz İşçileriVictor Hugo · Oda Yayınları · 20001,721 okunma
Doğa ile ilgili bir şey konuşulunca veya yeşillik ya da deniz görünce aklıma hep şu alıntı gelir:
''Baylar, çevremizi saran şu Tanrı nimetlerine bakın bir kez: Gök açık, hava temiz, otlar körpe, kuşlar, doğa olabildiğine güzel ve günahsız... Yalnız bizler, biz tanrıtanımaz ahmaklar yaşamın bir cennet olduğunun farkında değiliz.''
-Dostoyevski,
Victor Hugo'nun din-toplum-tabiat üçlemesinin üçüncüsü bu kitaptır. Ve benim ise ikinci Victor Hugo kitabım.
İncelemeye başlamadan önce kitaptan bir alıntı paylaşmak istiyorum. Çünkü ben hala kitabı bitiren bu son cümlelerin etkisinden kurtulamadım.
“...Gemi Ufuk’ta silindiği sırada çehre de suyun altında kayboldu. Artık sadece deniz
Victor Hugo
Artık bir cümlesini görsem ve altında adı yazılı olmasa bile tanırım. Dili, anlatımı ve romanları kendine has bir tavır taşır Hogo'nun. Bu yüzden bir süre sonra onun uzun uzun betimlediği nesneleri, karakterleri yahut olayları okurken deriz ki : işte bizi bir şeye hazırlıyor. Eserlerinin içerisindeki bu betimlemeler, bu