Deniz İşçileri, Victor Hugo’nun Din (Notre Dame’in Kamburu), Toplum (Sefiller) ve Doğa üçlemesinin son kitabı. Hikaye, Gilliatt adında korkusuz ve kahraman bir denizcinin, sevdiği kızla evlenebilmek uğruna bir gemiyi kimseden yardım almadan tek başına kurtarışını anlatıyor. 447 sayfalık kitabın yarısından fazlasında Gilliatt’ın, iki kayalık arasına sıkışarak parçalanan ve sadece motor kısmı sağlam kalan Durande buharlı gemisinin enkazını nasıl toparladığına tanık oluyoruz. Romanda çok fazla denizcilikle ilgili terim var ancak Victor Hugo’nun büyüklüğü bu karmaşık terimleri son derece akıcı bir dille sıkmadan anlatıyor olmasında yatıyor. Yine Victor Hugo’nun hemen hemen her romanında yaptığı gibi hikaye aralarında verdiği bilgiler sayesinde, dönemin toplumsal ve siyasal gelişmeleri hakkında da fikir sahibi olmak mümkün.
Fırtına, rüzgar ve dalgalarla giriştiği çetin mücadele bir yana, açlık, susuzluk, yorgunluk, uykusuzluk, soğuk gibi bir sürü hayatını tehlikeye atan olumsuzluklara, ölüme meydan okurcasına göğüs geren Gilliatt’ın isteği, azmi ve inandığı şey uğruna savaşından vazgeçmemesi çok değerliydi. Romanın sonu benim için sürpriz oldu, çok daha farklı biteceğini düşünmüştüm. Klasikler yazıldığı çağları aşan, her okunuşlarında farklı tat bırakan ölümsüz eserler. Okunmalı, okutturulmalı.