Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Umarım benden bıkmazsın, seversin herkes önce sevdiğini söylerdi umarım sonra bırakmazsın. Söyledikten sonra ağzıdan bir laf çıktıktan sonra hele bir de inandırıcılığı varsa benim inanasım deli gibi kanacağım sevilmeye hasretle kaldığım zaman gelmişse, Yapamıyorum demezsin olmuyor demezsin senden önce başkası vardı seninle de onu unutma
Piramidin içinde bir gece...
ㅤㅤㅤㅤ Rotasız seyyah (Mehmet Genç) gece boyunca maya piramitlerinin içinde bakın neler yaşamış.. "ZİNDANA İNER GİBİ PİRAMİDE İNİYORUZ. Hostelde tanıştığım biri kadın üç arkadaşla beraber kafaya koyduk, Maya piramitlerinde bir gece geçireceğiz. Aralıksız her gün piramitlerin olduğu bölgeye gidiyoruz, giriyoruz içeri, dalıyoruz ormana doğru,
Reklam
Halil Umut Meler
Ankaragücü - Rizespor maçı sonrası hakem Halil Umut Meler'e yapılan saldırının temel sorumlusu koyun halktır. Her maç sonu oyun yerine hakem kararlarını konuşan televizyonlar, sunucular, yöneticiler ve hakemliği bırakıp meslektaşlarına ağzına geleni söyleyen kişilerdir. Futbolcu Umut Nayir'in açıklamasına o kadar çok katılıyorum ki: "Hakeme ne söylense ne yapılsa kendini haklı gören bir zihniyet her tarafımızı sardı. Futbolun en savunmasız faktörünü el birliğiyle, günden güne baskılarınızla yok ettiniz. Başarısızlıklarınızın yükünü onlara yüklediniz. Yazıklar olsun. Utanıyorum bizi düşürdüğünüz bu halden." Ve son sorumlu bunca yıldır 6222'yi yok sayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Tam bir yıl önce Alanyaspor Galatasaray maçına gitmiştim. Üstümde depremzedeler için özel tasarlanmış Galatasaray forması ve Galatasaray atkısı vardı. Ancak deplasman tribününden bilet kalmadığı için Galatasaray'a en yakın yerden bilet aldım. Stadyuma girişte görevli olan kişiler beni bu şekilde içeri alamayacaklarını söylediler. Tek suçum Galatasaray forması giymekti. Galatasaray'a dair her şeyi yok ederek içeri girebildik. Maçın ikinci yarısında Galatasaray'ın bir golünü alkışladım diye Alanyaspor taraftarı biri çıkıp sen burada alkış yapamazsın dedi. Oynanamayan oyun için insanların birbirini kırmasına anlam veremiyorum. Bundan sonra bir daha hakeme laf edene direkt küfür edeceğim. Televizyonlarda hakem programları sadece bilgi vermek amacıyla yapılmalı hakemleri s...kmek için değil!
Süleyman Sina Çelik

Süleyman Sina Çelik

@SSCelik
·
26 Kasım 2023 19:08
Anneye Saygı...
Maç başlamadan önce, hakemin bir gün önce ölen annesi için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak üzere tüm seyirciler ayağa kalktılar. Saygı duruşunun hemen ardından yöneticilerden biri mikrofona gelerek, en zor durumlarda bile görev yapmaktan çekinmeyen, sporcuya yakışır bir davranış örneği gösteren hakemi övücü bir konuşma yaptı. Sahanın ortasında başı eğik duran kara gömlekli ve şortlu adamı halk sessizce alkışladı. Adoum gördüğü manzara karşısında neredeyse küçük dilini yutacaktı, gözlerine inanamıyordu, bir kolunu çimdikledi. Acaba yanlış ülkeye mi gelmişti? Her şey böylesine değişmiş olabilir miydi? Eskiden seyirciler ayağa, yalnızca hakeme “İbne!” demek için kalkarlardı. Sonunda maç başladı. On beş dakika sonra Aucas bir gol atınca stattaki tüm seyirciler bir anda ayağa kalktılar. Fakat top çizginin dışında çevrildi gerekçesiyle hakem golü geçersiz saydı. İşte o zaman kıyamet koptu, az önce hakemin merhum annesi için saygı duruşunda bulunan seyirciler kadıncağızın artık hayatta olmadığını unutmayarak kükremeye başladılar: “Öksüz ibne!”
Sayfa 152 - Can Yayınları, (çev. Ertuğrul Önalp, Mehmet Necati Kutlu), 6. baskı, 2014.
Çıkmaz Kategori?
Öncelikle eleştirisinden Oğuzhan Asım dostum vesilesiye haberdar olduğum Mehmet Emin beye teşekkür ederim. Öyle ya da böyle eleştirilere muhatap olmak metin yazarını memnun eder, burada olduğu gibi eleştiri esasen yazarı yanlış kategorileyerek yapılsa da eder. Mehmet Emin beyin sonda söylediğini ben en başta söyleyeyim: Yazının özünü ifade eden
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
30 Mayıs 2023 18:07
Çıkmaz Sokak?
Kitabı kapağından okumaya benzer bir işe giriştim. Kısacık alıntı, önyargılarım ve akıl yürütme neticesinde bir takım tahminler ortaya koydum: Alıntı, yazının geri kalanını okumama lüzum olmadığını bana açık ediyor. Çünkü yüksek ihtimalle "üniter devlet", "nation" v.b mefhumlarla ilişkilendirilen "ulus" kelimesi irdelenirken, batının yüzyıllar süren deneyimleriyle şekillenip şimdiki halini almış ulus biriminin, mot-a-mot bir tercümesinin, vaktinde Türk milletinin bedenine giydirilmeye çalışıldığından şikayet edilecek -ya da en azından bunun altı çizilecek-, imparatorluğun yıkılışıyla canlandırılan "ulus" kavramının milletin bedenine uymayan bir giyisi olduğu vurgulanacak. Uyumsuzluk bahsi çeşitli saiklerle irdelenecek. Tümünü okusam, okurken, unutulanlar dışında yeni bir şey yok diyeceğim. Tiksinti yahut tarihsel hınç ile "gavuru taklit" ya da "frenk mukallitliği" olarak nitelendirilen zehirlere antidot teklif edilecek. Farkında olmaksızın anakronist bir nazarla zihindeki ideal mutasavver toplumsal yapılanma (artık ne ise o) zehre panzehir olarak sunulacak. Ve nihayetinde, müellife göre öze uygun olduğu iddiasında olunan "hakiki" milletin, ne olduğuna veya olması gerektiğine dair bir tespit ya da tespitlerle kapanış yapılacak. Murat; üç aşağı beş yukarı bunları anlatmaksa şaşırmayacağım. Değilse, yani varsayımlarım isabetsiz ise, utanacağım. Beni utandıran bir yazıyı ya da yazarı, zihnimde küşayişle okurum. Uzun metin okumaktan erindiğim vaki değil, yalnızca leb denmeden leblebiyi anlayıp anlayamadığımı merak ettim. Kendimi sınadım.
Boşluk, Yalnızlık ve
Kafamda nasıl gireceğime dair falan hiçbir fikirim yok. Bu konu nasıl açıldığından bahsedeyim bana göre boşluğun ne olduğundan bahsederim oradan yalnızlığa sekerim gibi düşünüyorum, nasıl ilerleyeceğimi söylemek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama burada makaleden daha çok kendi kendime konuşmalarımı yazdığım için öyle fazla kasmıyorum ve ufaktan
Ayşegül Aldinç'in seslendirdiği bu yürek dağlayan şarkının söz ve müziğinin Mabel Matiz' e ait olduğunu biliyor muydunuz? O zaman dinleyin zaten müziğe girişte beni Mabel yazdı diye bağırıyor 🥰✌🏻🌈 open.spotify.com/track/23l0JnKAF...
Reklam
Bir Subay'ın Günlüğü (10) Güneş açmış takviye birlikler gelmiş güvenlik üst düzeye çıkarılmıştı. Ben o Mehmetçiği bulmalıyım. Elle beni işaret etti. Koştum yanına hızla, silah haa silahı belime takmalıyım. Esas duruşta çakı gibi durdum. Tekmil verdim.
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.