İnsanlığın dilindeki en güzel sözcük "Anne"dir, en güzel hitap şekli "Annem"dir. Umut ve sevgi dolu, yüreğin derinliklerinden gelen tatlı ve şefkatli bir sözcüktür. Anne her şeydir, kederde tesellimiz, umutsuzlukta umudumuz, güçsüzlükte gücümüzdür.
Yaşadığımız şu günlerde artık evlilikler, denetimi erkek eşlerin ve onların ailelerinin elinde olan bir oyun halini aldı. Birçok ülkede genç erkekler kazanırken aileler kaybediyor. Kadına adeta alınıp satılan ve bir evden diğerine götürülen bir meta gözüyle bakılıyor. Ücra bir köşeye terk edilmiş mobilyaymışçasına kadının güzelliği de zamanla solgunlaşıyor.
Ne emirlere itaatsizlik ettik, ne yasak meyveden yedik, öyleyse bizi bu cennetten ayıran ne ? Ne entrika çevirdik, ne isyan ettik, o halde neden cehenneme atıldık ?
Aşkın uzun süren arkadaşlıktan ve sabırla icra edilen kurlardan sonra yaşanacağı fikri doğru değildir. Aşk ruhsal bir yakınlaşmanın mahsulüdür ve o yakınlık bir anda kurulmazsa, yıllar hatta devirler sonra bile kurulması mümkün olamayabilir.
Bu dünyada hiçbir şey mükemmel değildi. Her zaman artılar, eksiler vardı. İnsan yine de yapabileceğinin en iyisini yapmak, bardağın her zaman dolu tarafını görmek mecburiyetindeydi.
Bir seri katil kendi fantezi dünyasına normal bireylerle göremeyeceğimiz kadar bağımlıdır. Toplum içinde normalmiş gibi görünebilir. Ama toplumla iç içe olduğu bu yaşam onu hiç tatmin etmez. Diğer insanların gerçek yaşamları onu hiç ilgilendirmez. Yalnızca fantezileri için yaşar. Kontrol, hükmetme, cezalandırma fantezileri için.
Takdir-i İlahi'nin ruh ve vücut güzelliğini bir arada verdiği bir kadın gerçektir, sadece aşkla anlayabileceğimiz ve sadece erdemle dokunabileceğimiz şekilde, aynı zamanda hem açık, hem gizlidir; böyle bir kadını açıklamaya kalkıştığımızda buhar olur, kaybolur gider.