Ağırlıklı olarak gotik diyebileceğim öykülerden oluşan bir kitap. Cadıdır, sihirdir, hayalettir ne ararsanız mevcut, hatta şeytanın bizzat dahil olduğu bir öykü bile var. Daha sıradan, gündelik hayattan öyküler beklerken doğaüstü hikâyelerle karşılamak beni sevindirdi açıkçası. Gogol'den beklemem gerekirdi aslında, malum, burun öyküsü meşhurdur. Öykü ustasının kendi sınırlarını bile aşan bu ilginç öykülerini okumanızı tavsiye ederim. =)
Gogol, şüphesiz üst düzey bir yazar. Tüm öykülerinde de bunu gösteriyor, gerek fantastik ögelerle olsun, gerekse hayattan ögelerle olsun, birçok ders çıkarabiliyoruz o öykülerle.
Gogol'den "Akşam Toplantıları" fantastik öğelerle donatılmış, şeytan, cadılar, büyücüler, canavarlarla dolu öykülerden oluşuyor. Bugünün insanına çok birşey vermeyen, yazıldığı dönemin insanına ise(1842) ortodoks dinini aşılamaya çalışan gizli telkinlerle dolu. Bu dönem kitaplarını okurken insanlığa dair beni en rahatsız eden davranış modeli köle-efendi diyaloglarında ortaya çıkıyor. Kölelerin de aşağılanmayı sanki normalmiş gibi kabullenmiş oluşu ve hatta efendilerine olan bağlılığı... Nasıl bir çaresizlik, nasıl bir ezilmişlik, nasıl bir cahillik! Halen dahi insanlığın gayet ilkel olduğunu düşünen ben, eski dönemleri anlamakla belki bugünün çaresizliklerini de daha iyi anlarım diye düşünerek okuyorum bunları. Aslında tüm insanlık tarihine bakınca bugün içinde bulunduğumuz düzen-sınır ve benzeri kısıtlamaların da ne kadar geçici ve değişken olacağını apaçık görüyor insan.