...
Evi bayadır havasız bırakmışım,
gözlerimi açıyorum,
iki elim göğsümde şimdi.
İnsanın evi kalbi,
evimi kalbimde taşıyorum.
Sardunyalar kırıldıkları yerlerinden yine yeşil.
Her sabah daha yeşil.
"Sevdiğim sana rağmen hayal kurdum bu akşam
kurdum kırdım, kurdum kırdım
üstüne alınma sakın sen benim gençliğimin
tam veda edecekken tutulduğu güneşisin.
Ama benim bana rağmen göğsümde bi körük var
iner kalkar, iner kalkar sapı kaderin elinde
sevişemediğimiz akşamlar, bölüşemediğimiz ekmekler var.
Sana rağmen yalnızlık var
bir şey var senin içinde durmadan kalbini sıkan
salak değilim anlıyorum göğsündeki ağrıyı
bir şey var benim dilimde, ayıp kimselere denmez
bir şey var bu mevsimde, bir şey var bu akşamda
bir şey var konuşulmayan ikimizin arasında ..."
Yalnızlığımı asla yenemedim. Ama sanki ondan dışarıya doğru büyüdüm - onu sarıp sarmalayacak denli büyüdüm. Bir cenin gibi içimde artık, bir madalyon gibi de göğsümde.