Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. - Haydi iç de çay koyayım.
Göğsümde bir his oluştu. Başka bir şey. Bir duygu. Sevgi.
Reklam
Ne yana dönsem göğsümde beni tutan bir şeyler var gibiydi.Canım çok sıkıldığı zaman beni tutan bağlardan kurtulup rüzgârın önünde uçmak istiyordum ama bağlar daha çok sıkılıyor, göğsümdeki çapa içime daha çok gömülüyordu.Kendi ağırlığım kaçınılmaz ve ebedi idi.
Geçti artık, göğsümde kuş barınmaz anladım.
Bir kader ki ne başı benim hükmüm ne de sonu; oysa başı da benim başım, sonu da benim sonucum... Ey evveli ve ahiri benim olanım, bir kuş gibi kanat çırp da göğsümde seni bulayım!
Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı, Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum. Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın, Ben yaşamıyor gibi, yaşamıyor gibi yaşıyorum. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum. (Sezai Karakoç)
Reklam
''yaşasın papatyalar! canım papatyalar, seviyorum sizleri. sizler ki bütün kış toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen seriliverirsiniz ayaklarımızın altına. canımlarım benim. seviyorum sizleri insan kardeşlerim. durup dururken seviyorum işte, sevip duruyorum. kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum, papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum.''
Gönderdiğin sumbullerden bir kısmını yengem bana vermiş ve sumbulleri çok sevdiğini söylemişti.Onları,tıpkı seni koklar gibi kokladım ve göğsümde taşıdım.
Bir Dakika Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor, Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı.. Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı. Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor Yakın olayım diye bu gökten gelen ize Öyle eğilmişim ki kayalardan denize Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi Bilemem nasıl oldu geldi ki öyle bir an Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim Doğruldum atılırken bir dakika titredim Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden. Nazım Hikmet Ran
Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım...
Reklam
"Yumurta büyüklüğünde olduğuna inandığım bir tutku taşıyorum göğsümde. Pelür bir zarla koruyabiliyorum onu. Şükürler olsun, koçbaşlarla saldıran soruların yıkıcı etkisine, onca narinliğine karşın dayanabiliyor. Yine de, tutkumu haznesinde dengeli bir biçimde taşıyabilmek için sürekli dik ve temkinli yürüyorum. Kaygımsa en az onun kadar büyük. Onu koruyan bir duam da var üstelik: Ey benim güzel Allah'ım! Yetkinlikten, okuruna güvenmeyen kör parmağım gözüne metinler yazmaktan beni koru. Bırak bir gözüm hep kapalı kalsın. Bundan sonra yazarken hiçbir şeyi aktarmak, kurmak, hesaplamak istemiyorum. Dileğim duyumsamak, yalnızca duyumsamak..."
''Göğsümde bir sıkıntılı kuş; içimde göz gözü görmüyor. Çaldım kapımı, anahtarlarım içeride.''
Sana kalbimi yollamak isterdim, ama kalbim bende değil ki! Ben, hicranınla inleyen bir rebap. Baktım, göğsümde senin kalbin çarpıyor. Onu yollayamam.
...''yaşasın papatyalar! canım papatyalar, seviyorum sizleri. sizler ki bütün kış toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen seriliverirsiniz ayaklarımızın altına. canımlarım benim. seviyorum sizleri insan kardeşlerim. durup dururken seviyorum işte, sevip duruyorum. kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum, papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum.''
Sayfa 39
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.