Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçe

İki Şehrin Hikayesi
Şahsen hayattaki en büyük arzum bu dünyaya ait olduğumu tamamen unutmak. Bu dünyada bana yarayacak -şu şarap hariç- bir şey yok; bende de dünyaya yarayacak bir şey yok zaten.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
.. Biliyor musunuz sayın bayım, biliyor musunuz, insanın gidecek bir yerinin olmamasının ne demek oldugunu biliyor musunuz?..."
Rahatlıgı için ruhsal özgürlügünü satmaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cam Kırıkları
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun? Bütün hayatım boyunca bu cam kırıklarını beyin zarımın üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
...ve nihayet sözü dünya kuruldu kurulalı gerçek dost diye bir şey olmadığına, kendilerine dost diyenlerin yalancılıklarına, ikiyüzlülüklerine getirdi.
Reklam
İnsanın içinden gelen inanç geleceğin temelidir.
Sayfa 82 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Zayıf insan tek başına yaşayamaz! Ona her şeyi ver, hepsini sana geri getirir, çarlık topraklarının yarısını ver, bak gör bir şey yapabilir mi – sence yapabilir mi? Pabuca sığacak kadar küçülür, saklanır. Özgürlük ver, paket yapar geri getirir. Özgürlük, akılsız yüreğe göre değildir!
Sayfa 80 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ev Sahibesi
– siz fazla kitap okumaktan bu hale gelmişiniz, beyninizi kitaplarla doldurmuşunuz; biz köylüler halk dilinde buna okumaktan beyniniz sulanmış deriz...
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tutunamayanlar
Çok beklemiştim. Hayatımın, başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım. Oyalanacak durumum yoktu. Ezberlemiş olduğum bütün şiirleri okumalıydım, bütün kavgalarımı çıkarmalıydım, bütün kuruntularımı ortaya dökmeliydim.
Kar da güneş gibi yakarmış. Her şeyi duyuyoruz, hiçbir şeyi bilemiyoruz Olric. Bu duvarlar arasında kapandık kaldık. Savaş diyorlar, öldüler diyorlar, halk diyorlar. Ne biçim şeyler bunlar? Rivayetler dolaşıyor, sözler geliyor kulağıma. Hep, bir yerlerde birşeyler oluyor, biz bilemiyoruz, Olric.
Sayfa 226 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ölülerimizi savaş alanından toplamayı başardık mı? Halk ölülerini istiyor. Kokudan kimse yaklaşamıyor, efendimiz.
Sayfa 225 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Sigara dumanı gözleri yakıyor, eşyanın ve insanların üzerine siniyordu. Durum bir kere sağlığa aykırı oldu mu öyle sürüp gitmeli oğlum Turgut. İçki de çok içilmeli, sigara da. Havasız da kalınmalı, dumandan boğulmalı insan. Adilik de artmalı, insan gittikçe bayağılaşmalı. Ahlaksızlık da artmalı, hem de aşağılık bir ahlaksızlık. Çirkinlik de artmalı.
Sayfa 221 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Ressam, yakın arkadaşlarını çizmiş: hatıra fotoğrafı gibi bir şey. Bir kısmı oturmuş yere ön tarafta; bir kısmı da arkada ayakta duruyor. Sanki bir mektebi yeni bitirmişler de bahçeye çıkıp resim çektirmişler. Aralarına Dostoyevski’yi de koymuş ressam. Ben de onunla aynı özlemi duyuyorum. Böyle bir fotoğraf çektirmeyi ne kadar isterdim bilsen. Bu adamların bizden uzakta ve ölmüş olmalarına dayanamıyorum. Selim’in ölümüne dayanamadığım gibi.”
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“İnanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. İnsan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz.”
Sayfa 209 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.