Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bir insanı sevmekle başlar her şey...
Kovit sevdiklerimizi, yakınlarımızı bir bir bizden alırken, hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek ne acı değil mi? Ama hayat devam ediyor. Ölenle ölünmez diye bir söz vardır. Biz geride kalanlar da bu söze uymak zorunda kalıyoruz. Evet zor da olsa insanlar hayatlarına kaldığı yerden devam ediyor. Neden böyle bir giriş yaptım ben de bilmiyorum. Sanırım ölüm çevremizi sardıkça çaresizliğimiz de artıyor. Hani bazı yazarlar vardır, yazdıkları kalbimize ok gibi saplanır ve unutamayacağımız acılar hissederiz. Mesela Hasan İzzettin Dinamo,
Savaş ve Açlar
Savaş ve Açlar
gibi. Ama bazı yazarlar da vardır ki, yazdıklarıyla içimizi ferahlatır. Oh dersiniz, ne iyi geldi, içim açıldı. İyi ki okumuşum.
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
'ın okuduğum ilk kitabı olan
Mahalle Kahvesi
Mahalle Kahvesi
işte ben de böyle bir etki bıraktı. Geç oldu ama neyseki sonunda okudum. Ne zamandır kitaplığımda okunmayı bekliyordu çünkü. Dün elimde okunmayı bekleyen kitapları bir sayayım dedim. Ve yeni gelen kargomla birlikte 52 tane olduğunu gördüm. Şimdi diyeceksiniz ki, çok mu? Benim gibi birisi için çok. Çünkü ben bir an önce olsun isterim. Aldığım kitaplar durdukça huzursuzlanırım. Siz de biliyorsunuz ki, kitap alışverişi insanı bir eline geçirdi mi bırakmıyor. Bunu da alayım, onu da alayım. Bulunsun, nasıl olsa okunur dersiniz. Ve aldıkça alırsınız. Ah bir de o aldıklarımızı hemen okuyabilsek. Kitaba dokunduğumuz an içindekiler zihnimize girse ne güzel olur değil mi? Ama o günün geleceğini biliyorum. Bizim nesil görmese de, Z kuşağı kesin görür. Z kuşağı, hadi gene iyisiniz. Geçen 18 yılınız heba olsa da, gelecek güzel günler sizi bekliyor. Z kuşağı, siz o günün geleceğini bekleye durun, biz asıl konumuz olan Sait Faik'e gelelim. Günü tam belli olmasa da, ayı ve yılı belli olan Kasım 1906'da Sakarya'da doğmuş. Babası kereste tüccarı olduğu için yokluk çektiği pek söylenemez. Öyle ki, üniversite eğitimini babasının isteği üzerine yurt dışında yapmış. Döndüğünde de yine babasının isteği üzerine ticaret yapmış, ama bir süre sonra kendisine dolu olarak teslim edilen dükkanı boş olarak teslim etmiş. Sait Faik ne yapsın? Yazmayı seven kişilerin kafası ticarete pek işlemiyor sanırım. Akıllarında sadece yazmak var ne de olsa. Yapacak bir şey yok. Madem ticaret yapamıyor, o halde yazmaya devam. Herkes en iyi yaptığı işi yapmalıdır. O da onu yapmış. Arada ÇELME takmaya çalışmışlar tabii. Takılan çelmeler onu bir süre yazmaktan alıkoymuşsa da, ölene kadar yazmış. Sait Faik, 11 Mayıs 1954'te İstanbul'da hayatını kaybetmiş. 48 yaş bir ölüm için çok genç. Hayat işte, insanın ayağına çelme takmadan duramıyor. Sait Faik gibi nahif bir yazarın insanları suça teşvik edici hikâye yazdığına ihtimal veriyor musunuz? Hikâyelerini okuyunca bana biraz komik geldi. 1940 yılında çıkardığı üçüncü hikâye kitabı
Şahmerdan
Şahmerdan
'daki Çelme isimli hikâyesiyle, halkı askerlikten soğutmakla suçlanarak askerî mahkemeye verilmiş. Arkadaşı
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
, o dönemde yazdığı bir mektupta "... bu arada Çelme hikâyesini buldum ve okudum ve başına bu işi açanlara küfrettim. Harika hikâye azizim." diye yazarak arkadaşına destek olmuş. Tahmin edeceğiniz üzere beraat eder ama annesi bu olaya çok üzülür ve oğlunun yazmasını istemez. Laf aramızda annesi, Sait Faik'in üzerinde fazlaca etkiliymiş. Öyle ki, evlenmek istediği ilk kişiyi annesi beğenmediği için vazgeçmiş. Bir başka kişi ile de annesinin isteği üzerine nişanlanmış. Ancak on ay sonra ayrılmış. Annesinin fazlaca üstüne düşmesi, babasının ise ilgisiz olması onun kişiliğinde olumsuz etkiler yapmış sanırım. Çünkü genelde yalnızlığı seçmiş. Günlerini insanları gözlemleyerek geçirmiş. Bu da hikâyelerine yön vermiş. Sait Faik, günlük hayatında sadeliği seven biriymiş. Annesi, "Şatafattan nefret ederdi. Dolabında her şey bulunduğu ve ailevi durumumuz iyi olduğu halde ekseriya başına bir kasket ayağına bir pantolon geçirerek balıkçı arkadaşlarıyla gününü gün ederdi" Yaşar Nabi Nayır, “Aristokrat değildi. Halktan üstün görünmeye çalışandan hoşlanmazdı. Herkes gibi olmak, herkese uymak isteği onda sonradan edinilmiş bir his değildir. Doğuştan gelme bir tabiattır” Yazı hayatı boyunca “sorumlu avare”, “gözlemci balıkçı”, “çakırkeyf sirozlu”, “küfürbaz şair”, “müflis tacir”, “züğürt yazar”, “hamdolsun diyemeyen rantiye”, “anadan doğma çevreci” gibi sıfatlarla anılmış. Sait Faik aynı zamanda şairdir de. Ama anlaşılan yazdıkları kimseyi memnun etmemiş. Bu dünya böyledir cancağızım, kimseyi memnun edemezsin. Ama biz seni her halinle sevdik. "Hikâyelerimde şiir kokusu var diyorsunuz. Bir iki tane de şiir yazdım. İçinde hikâye kokuları var dediler. Demek ki ben ne hikâyeciyim ne de bir şair. İkisi ortası acayip bir şey. Ne yapalım beni de böyle kabul edin.” Sait Faik," Yazmasam deli olacaktım." diyecek kadar yazmaya aşık biriydi. Yazar bu aşkının meyvelerini de almış elbet. 1953 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mark Twain Derneği, çağdaş edebiyata yaptığı katkılardan ötürü yazara onur üyeliği vermiş. Sait Faik'ten önce Türkiye'den sadece
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'e verilmiş bu ödül. Tahmin edersiniz ki, bu ödüle karşı çıkanlar olmuş. Ama kim takar, ödülü almış ya, önemli olan o. Tebrikler Sait Faik!
Mahalle Kahvesi
Mahalle Kahvesi
adlı kitabına başladığımda bir cuma günüydü. O gün çok az okumuştum. Ertesi gün cumartesi olunca, kahvaltı sonrası okumak için elime aldım. Dur bu da bitsin, dur şunu da okuyayım, bu hikaye kısaymış, bunu da okuyayım derken bir de baktım kitap bitmiş. İtiraf ediyorum uzun zamandır ilk defa bir kitabı bu kadar çabuk okudum. Benim gibi yavaş okuyan biri için, bu bir rekor. Bu arada kendimi de gömdüm. :) Yani demem o ki, elinize aldığınızda bitirmeden bırakamayacağınız bir kitap. Sanırım ilk kitap için doğru bir seçim yapmışım. Bu konuda bana yol gösteren Sait Faik hayranı
Yeşim
Yeşim
'e teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Sitede kitabın analizini yapan arkadaşlar var. İçindeki hikâyeleri tek tek anlatmayacağım. Benim tek söyleyeceğim bir mola mı vermek istiyorsunuz? Okurken yüzünüzde tebessüm mü olsun istiyorsunuz? İşte size nefes aldıracak bir kitap. Kitap ne kelime, yazar. Eminim bir başlarsanız diğer kitaplarını da sıraya korsunuz. Buraya not düşeyim, bundan sonraki her kitap alışverişime bir Sait Faik eklenecektir. Ha bu arada, her aldığınız
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
kitabının geliri Darüşşafaka'ya gidiyor. Çünkü eserlerinin telif haklarını Darüşşafaka'ya bırakmış. Güzel insan dediğin böyle olur. Öldükten sonra bile birilerinin elinden tutmuş. Şimdi sıra bizde. Meraklısına şimdiden keyifli okumalar.
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
··2 alıntı·
1.635 görüntüleme
fatma okurunun profil resmi
O son bölüme bayıldım, hiç bilmiyordum. Sadece bunun için dahi olsa kitaplarını alacağım. Yine her satırı ayrı güzel olan incelemeniz harika olmuş, elinize emeğinize sağlık hocam 🌸
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Elimde iki kitabı var, diğerlerini de alacağım. Keşke sağlığı yerinde olsaydı da uzun yaşayıp, çok eserler bıraksaydı. Bugün kızıma, bazı değerli yazarlarımız, şairlerimiz ya öldürülmüş, ya da erkenden ölmüş dedim. Bu cümleyi söylerken içim cız etti.
2 sonraki yanıtı göster
Fama okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, zevkle okudum sizden öğrenecek daha çok bilgiler var teşekkür ederim. 👏🏼❤👏🏼❤
Sultannn okurunun profil resmi
Asıl ben teşekkür ederim, okuduğunuz için. ❤️
Rîndkeş okurunun profil resmi
Yine güzel, içten, tatlı bir inceleme 💐👍👏
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim efendim :)
Bu yorum görüntülenemiyor
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.