Neticede hayat zıtlıklar üzerine kurulmuş, bu şekilde kodlanmış. Şu an bilincimizde yer alan tüm soyut ve somut kavramlar, karşıtları sayesinde var olabilmektedir. O nedenle bir konuyu gerçekten kavrayabilmek, bir bilgiyi hazmedebilmek için onun karşıtını da bilmek zorundayız. Öteki türlü o fikir, inanç ya da bilgi bize ait olmaz. Sadece taşıyıcı rolü üstlenmiş oluruz. Aynı konuyu inanç bağlamında ele alırsak, tek bir Kuran ayeti her şeyi özetler: “Onlar ki, sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.” (Zümer/18)