Item: Suçluyorum
Rating: 10 puan verdi
Author: Miss Nobody

Miss Nobody

@Missnobody64

10 Şubat 2022 17:14

Hukuk

48 syf.

10/10 puan verdi

Adil Yargılanma Hakkı Nedir?

Bir ülkede kanunların, hakimlerin, mahkemelerin ve bunlar vesilesiyle yargılamaların olması; o ülkede, hukuk mekanizmasının yerinde işlediğinin kanıtı olabilir mi tek başına? Yapılan yargılama, baştan savma, yetersiz, yüzeysel, gizli kapaklı olursa o devlet göstermelik bir hukuk devleti olmaktan ileri gidebilir mi? Adil yargılanma hakkı; davanın makul bir süre içerisinde, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, hakkaniyete uygun bir biçimde ve kamuya açık olarak görülmesi anlamına gelir. Buna göre yıllarca görülen bir dava ya da yeter süreye ulaşmaksızın aceleyle sonuçlandırılan bir dava; başka kişi ve kurumlardan emir alan ya da taraf tutan bir mahkemece yapılan yargılama; gizli bir yargılama süreci geçiren, kapalı kapılar ardında yürütülen ve sonuçlanan bir dava adil yargılanma hakkını ihlal etmiş demektir. 19. yüzyıl sonlarına doğru Fransa, Dreyfus davası ismi verilen bir dava ile sarsılmış ve tarihine hiç unutulmayacak bir hukuk lekesi bırakmıştır. Bu dava ülkenin tarihinde öyle önemli bir yere sahiptir ki Tahsin Yücel şöyle der; "Fransa artık ikiye bölünmüştür, insanlar artık sağcı ya da solcu, kilise yanlısı ya da sosyalist değil, Dreyfus yanlısı ya da Dreyfus karşıtıdır." Peki tarihe böyle bir leke bırakan Dreyfus Davası nedir? Bir Fransız ajanı olan Madam Bastian, bir Alman Ataşesinin çöp kutusunda yırtılmış ve parçalara ayrılmış bir mektup bulur. Mektupta, Fransız ordusuna ilişkin bilgiler yer almaktadır ve mektubu yazan casusun peşine düşülür. Şüphelendikleri dört subay arasında Alfred Dreyfus de vardır. Yüzeysel bir soruşturma ve yetersiz bir kovuşturma neticesinde casus olduğuna karar verilen ve ömür boyu sürgünle cezalandırılan kişi Dreyfus'ten başkası değildir... Aslında Dreyfus'ün suçluluğunu kanıtlayan kesin deliller bulunmamasına ve hatta zamanla suçsuzluğunu kanıtlayan deliller ortaya çıkmasına rağmen casuslukla suçlanmasının temelinde Yahudi kökenli olması gibi ırkçı bir sebep yatmaktadır. Olayın patlak vermesiyle birlikte sağcı basın tüm Yahudileri suçlayan kışkırtıcı bir dil kullanır ve kitleler ayaklandırılır. Bir edebiyatçı ve gazete yazarı olan Emile Zola'nın yapılan adaletsizliğe duyarsız kalamayaşı, onu bu mektubu yazmak zorunda bırakmıştır. Mektup dönemin Cumhurbaşkanına hitaben yazılmış ve yapılan yanlışlığa ve adaletsizliğe isyan eden bir dil kullanılmıştır. Kaleme aldıklarından dolayı kendisinin de hakaret suçundan yargılanacağını bildiğini ve tehlikeyi göze aldığını söylerek mektubu şu cümlelerle sonlandırmıştır: "Benim tek bir tutkum var, öylesine çok acı çekmiş ve mutluluğu hak etmiş olan insanlık adına, ışık tutkusu. Ateşli karşı çıkışım ruhumun çığlığından başka bir şey değil. Beni ağır ceza mahkemesine çıkarmayı göze alsınlar ve soruşturma gün ışığında, apaçık yapılsın." Gerçekten de yazdığı bu mektup neticesinde yargılanır ve 3000 frank para ve 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılır Zola. Fakat aydın halkı yüreklendirmede etkin rol oynamayı başarmıştır, tepkiler çığ gibi büyümüştür, büyük mücadeleler sonunda Dreyfus artık özgürdür fakat Fransa tarihindeki bu insanlık lekesiyle anılmaya mahkum olmuştur. Emile Zola, yalnızca kalemiyle öne çıkan bir yazar değildir; o gerçek bir hak savunucusu, bir aydın ve cesur bir yurttaştır ve saygıyı hak eder. Önemli bir belge niteliği taşıyan bu mektup, okumayanlar tarafından kesinlikle okunmalı. Okur kalın, hoşça kalın.

SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20194,873 okunma

··1 alıntı·

8,7bin görüntüleme

Bertha Mason

@Berthamason ·

10 Şubat 2022 17:38

Zola’yla bir dargın bir barışık ilişkimize rağmen ona bir şans (ya da o bana) daha tanımaya karar vermeme sebep olacak denli akıcı ve yararlı bir inceleme kaleme aldığınız için teşekkür ediyorum...🌺🌺

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

10 Şubat 2022 17:45

Rica ediyorum hanımefendi ama bir dargın bir barışıksanız bu kitapla vermeyin ilk şansınızı. Hayvanlaşan insanı okuyun okumadıysanız, kurgu/konu/işleniş/akıcılık gibi konuların tümünde 10/10luk bir kitaptır🌺🌺

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

10 Şubat 2022 17:33

Kitap, Tahsin Yücel'in önsözüyle başlayıp sonsözüyle bitmekte. Ben hep bu önsöz/sonsözlerin kitaptan sonra okunması gerektiğini savunurum ama bu kitapta istisnaen önce okumanızı tavsiye ediyorum. Olaya ilişkin bilgi sahibi olduktan sonra, Zola'nın mektubu daha anlamlı hale gelecektir sizin için.

SonAy

@ponnik ·

10 Şubat 2022 19:16

Bu mektubundaki duruşundan ötürü ölümü de şaibe dolu.

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

10 Şubat 2022 19:17

Bilmiyordum...

1 sonraki yanıtı göster

Harun Gülle

@minimalize ·

10 Şubat 2022 17:31

Kayıp Zamanın İzinde Bu eserde de genişçe yer vermişti yaşanılanlara

Marcel Proust .

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

10 Şubat 2022 17:34

Okumayı göze alamadığım bir seri ama Proust'un nasıl yorumladığını da merak ettim açıkçası.

Bahri Doğukan Şahin

@denaroforbin ·

11 Şubat 2022 03:20

Bir ülkedeki aydın kesimin haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sinmemesi, göğsünü gere gere doğruları söylemesi çok önemli. Emile Zola çok cesur bir aydın portresi çiziyor bu mektubunda, okurken saygımdan ayağa kalkıp önümü ilikleyecektim neredeyse… Başarılı bir metin olmuş avukat hanım, teşekkür ederiz. ^^

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

11 Şubat 2022 07:38

Günaydın, kesinlikle aynı şeyleri hissettim, hem sanatında başarılı hem toplumsal olaylara duyarlı, ben de saygı duydum.

Miss Nobody

@Missnobody64 ·

14 Eylül 2023 09:18

Güzel bir inceleme yazmışım. Tekrar okuduğumda keyif aldım. Siz de okumak isteyebilirsiniz diye yorum yaparak önünüze düşürmek istedim.

2 sonraki yanıtı göster

doğa

@ep0001 ·

26 Ağustos 2022 08:08

olayın aslında dreyfus'u da aşıp siyonizme varana kadar dallanıp budaklandığını, boğazını keserek intihar eden komplocuları barındırdığını öğrenmek ve büyük resme bakabilmek incelemeyi taçlandıracaktır diye düşünüyorum,, youtu.be/BZwOSmFLWwQ izletiye göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim. kaleminize sağlık✨️🤞

ahso

@ahso_ ·

12 Mart 2023 05:20

Emile Zola’nın suçluyorum mektubunu anlamak açısından Tahsin Yücel’in önsöz ve sonsözü çok aydınlatıcı olmuş fakat ben kitabı okumadan önce meşhur Dreyfus davasını anlatan filmin izlenmesini tavsiye ediyorum. (SUBAY VE CASUS) normalde tam tersi sıralama tavsiye edilir ama bir roman olmayıp tarihi ve eleştirel bir yazı olduğundan hayal gücünden ziyade kitabı okurken kişileri, durumları ve kavramları daha rahat oturtturabilmek için film bana yardımcı oldu. Okumayı hedefleyenlere öncesinde filmini izlemelerini tavsiye ediyorum. teşekkür ederim :)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Miss Nobody