Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Ülkemiz bir oyun yeridir..
Bu kitabı ilk defa okuyacak olanlara sesleniyorum: Önsözü yırtın, ya da okumadan geçin. Kitabın sonunu anlatan önsöz mü olur ey
Cevat Çapan
Cevat Çapan
? Madem ki bu kitabı okumak Oğuz Atay’ın yüzdürdüğü bir gemiyle, serüven dolu bir yolculuğa çıkmaktır, bırak da köşeyi dönünce ne olacak meraklanalım. Benim Tehlikeli Oyunlar’ı ikinci okumam. Bazı kitaplar, ki bu onlardan biri, şimdiki akılla yeniden okunmayı hak eder. Çünkü kaçırdıklarımız hayatımızdan bir şeyler eksiltir. Bu da bu kitabı okumayı hiç düşünmeyenlere bir sesleniş olsun madem: Okuyun, eksilmeyin. Kitabın bir yerinde şöyle diyor başkarakterimiz, mahallemizin muzip abisi, emekli albayların yareni Hikmet Benol: “Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük topluluklar olarak, birbirimizden bağımsız davranarak ve birbirimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız. Ben... bu oyunu ciddiye almış ve tüm oyunları heyecanla seyretmiştim. Sonunda kendi oyunumu, bu oyunların dışında ve gerçek olarak yaşamaya karar verdim...Bizlere bugüne kadar hiç yararı dokunmamış olan aklın -daha doğrusu akıl taklidinin- zincirlerinden kurtularak..” Bu alıntı, bu kitabın bel kemiğidir. Büyük laf ettim. Ama ispata hazırım. Buyrun.. 1- Ülkemiz bir oyun yeridir. Amma ve lakin, gerçeklerle ciddi ciddi ilgilenenler hoş karşılanmaz, tehlikelidir. Kaldı ki Oğuz Atay, toplumcu gerçekçi bir çizgide yazmaz. Onun mürdümgiriz kişiliğinin yegane temeli birey ve onun toplum içindeki halleridir. ( bknz Tutunamayanlar) Bundan sebep gerçeklerle oyun oynuyormuş gibi yapmayı tercih eder. 2- Oyun oynama yöntemi Oğuz Atay’a oyun içinde oyun,roman içinde roman, hem oyun hem roman içinde farklı anlatı tekniklerini kullanma fırsatı sunar. Ben babayiğitim diyenin altından kalkacağı mesele değildir. Ama Oğuz Atay bunu öyle bir yapar ki, anlatı sanatı kollarını nereye uzatmış diye bakmaya kalksanız boynunuz tutulur. 3-Madem ki ülkemiz bir oyun yeridir, ve de karakterimiz bir oyuncudur, o halde bağlı kalınması gereken hiçbir kural yoktur. Karakter dilediğince saçmalayabilir, bilinçaltımızın çöplüğünde öten tüm horozlara söz hakkı doğabilir. Kokuşmuş bürokratik söylemler, kutsallaştırılmış kahramanlar, hamasi yüceltmeler, dokunulmaz ilan edilen tüm meseleler anlatıya malzeme olabilir. Anlatım korkusuzca, dil özgürdür. Değil mi ki,
Samuel Beckett
Samuel Beckett
,
Albert Camus
Albert Camus
,
Franz Kafka
Franz Kafka
gibi varoluşçu yazarların yarattığı absürdizm akımının edebiyatımızdaki en güçlü örneklerinin adresi ( ve hala) Oğuz Atay’ın kitaplarıdır. Ve de buradan hareketle, Oğuz Atay edebiyatının yaslandığı duvar sanıldığının aksine melankoli değil alaycılıktır. 4- Ülkemiz bir oyun yeridir ve hepimiz kötü oyunların kötü oyuncularıyızdır. Kendimize biçilen hayatı yaşarız. Bize yakıştırılan kimliklere sarılırız. Başkalarının oyunlarını izler, taklit ederiz. Ne çare, en az dinlediğimiz ses kendimizin sesidir. En az tanıdığımız insan kendimizdir. En az yaşadığımız hayat kendimizin hayatıdır. Toplumun biçtiği gömleği giyeriz, amanın da püfür püfür diye kendimizi ikna ederiz, çıkarız sahneye. Biz: Mış gibi yapan, mış gibi yaşayan “Ulan sahtekarlar, ulan yarımyamalaklar, ulan hepimiz!” Bu yüzden Hikmet Benol’dur karakterimizin adı. Ben ol. Siz bunu gelin varın “sen ol!” “kendin ol!” diye okuyunuz. Çekinmeyin, okuyunuz. 480 sayfalık Tehlikeli Oyunlar’la bize ulaştırılan hakikatı esrar budur çünkü. Çünkü Atay’ın deyimiyle “Bu düzmece oyun sona ermeli.”dir. 5- Hikmet oyunu “Bizlere bugüne kadar hiç yararı dokunmamış olan aklın -daha doğrusu akıl taklidinin- zincirlerinden kurtularak..” oynar. Zincirler, toplumun birlik olup birleştirdiği, kendi olmaya çalışan “birey” in bileklerine bağladığı zincirler. Bilimsel sosyalizmin kurucusu
Karl Marx
Karl Marx
’ın "Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok. Kazanacakları bir dünya var." sözünü duymayan kalmamıştır. Karl Marx’ın toplumsal belleğe yaptığı bu çağrının bireysel ve tabi ki alaycı onlarca örneği bulunur kitapta: “Emekliliklerinden başka kaybedecek şeyleri olmayan insanlar, bütün dünya albayları birleşiniz!” “Bütün dünyanın saatleri birleşiniz, aynı zamanı gösteriniz.” ... Oğuz Atay’ın bireye yaptığı zincirinden kurtulma çağrısı, bütün toplumsal çağrılardan daha değerlidir bana göre. Başka bir kitapta geçen şu alıntıyı hatırlatır bu manevra bana: “Yapılacak ilk devrim, insanın kendi içinde yapacağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak, yapılacak en tehlikeli şeylerden biridir.” Uzadı söz, tükendi köz.. Siz siz olun, mış gibi yapmadan okuyun.. Keyifle..
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
10bin görüntüleme
Şiir Ceketli Adam okurunun profil resmi
Harika özetlemişsin
Emel Keleş
Emel Keleş
😊 👏👏👏
Emel Keleş okurunun profil resmi
Bu kitaba ne yazılsa az kalır. Baktım olmuyor, bir türlü yazamıyorum, bir tarafından tuttum diyelim
Şiir Ceketli Adam
Şiir Ceketli Adam
🙏🎈
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Merve okurunun profil resmi
Ne güzel noktalara değinmişsin sevgili
Emel Keleş
Emel Keleş
emeğine sağlık. 🧡
Emel Keleş okurunun profil resmi
Okuma arkadaşımla uzun, zihin açıcı sohbetler yaptığım içindir. Ne güzel bir kitapta buluştuk Merve. Çok teşekkür ederim 💝🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.