Mustafa hocam, emeklerinize sağlık öncelikle... Çok kapsamlı, dallı budaklı bir konuyu bu inceleme vesilesiyle çok güzel toparlamışsınız...
Toplumsal yaşamda tekil bir meseleyi ele alırken bütünün içinde değerlendirmek gerekiyor bazen. Bu son dönemde 'kitap yayınlama' meselesine de böyle bakıyorum ben... Çünkü kitap yayınlayan insan sayısı kadar, müzik albümü yapan, yoga eğitmeni olan, gastronomi alanına girip aşçılık kursları alan ve burada sayamayacağım kadar çok farklı alanlarda 'uzmanlaşan' insanlara tanık oluyoruz.
Alanlar farklı olsa da o insanları bu noktaya getiren motivasyonun aynı kaynaktan beslendiğini düşünüyorum. Sosyal medyanın ve diğer uyarıcıların insanın karar mekanizmasını ele geçirmesi ve toplumların birer 'performans toplumu'na dönüşmesinin sonuçlarından biri bu aslında...
'Sen yapabilirsin' olumlaması, farklı maskeler altında gün içerisinde aldığımız duyumlarla defalarca bilinçaltımıza işleniyor. Bizim gibi toplumlarda bireyler, kendini tanıma/bilme çabası göstermeye ihtiyaç duymadıkları için bu altı boş etiketleri çok daha kolay sahipleniyorlar.
Dolayısıyla yazar, müzisyen, oyuncu, aşçı veya yoga eğitmeni olmak için bir 'kendini gerçekleştirme' süreci yaşamaya gerek duymuyorlar. Zaten atölyeler, gruplar, yaşam koçları, hocalar vs hemen bu aşamada imdada yetişerek kişinin o ihtiyaç duyduğu 'eğitimli imajı'nı cüzi bir ücret karşılığında ona veriyorlar. Nihayetinde, parasını verip bir kitap bastırmak veya single çıkartmak veya aşçılık sertifikası almak, 'ben yapabilirimci-gerekli atölye eğitimi almış-cebinde biraz parası olan' bir birey için hiç de zor olmuyor...
Mustafa hocam kusura bakmayın yorum biraz uzamış:) Çok sık giremiyorum siteye, sabah sizin bu değerli incelenize denk gelince bir anda eski günlere döndüm:) Bize böyle bir beyin fırtınası yapma fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Keyifli okumalar...