Her Temas İz Bırakır kitabının yazarı. Behzat Ç. gibi tüm Türkiye nin bende dahil olmak üzere izlediği bir dizinin yazarı. Behzat Ç. benim en beğendiğim belki 10 diziden biridir. En beğendiğim 3 Türk dizisinden biridir. Yazının konusu Behzat Ç. dizisi ya da dizi ile alakalı bir konu değil, tamamen dizinin yazarı Emrah Serbes in ta kendisi bu yazının konusu.
Emrah Serbes, 22 Eylül de lüks aracı ile 3 kişinin ölümüne neden olmuştu ##$##yazarSeolar:i355.$$#$$ Alkol alma oranı çok yüksek promilli olduğundan dolayı hemen direksiyona arkadaşını otutturdu. Eşinin soyadı ile aynı olmasından dolayı büyük ihtimal eşinin akrabası olan Kenan Doğru yu yani. Kenan Doğru da kan testi, alkol konularında sorun yoktu. Bu nedenle ceza ona doğru kayacakken polisin titiz çalışmalarından dolayı koltukta Emrah Serbes in ortaya çıkacağından dolayı Emrah Serbes polisten hızlı davrandı ve şov gibi bir twitter mesajı ile bu bir itiraftır diyerek kendisinin şöfor koltuğunda olduğunu söyledi. Yani ben devlete yalan söyledim,yargıyı kandırdım dedi. Suç 1 iken, 3 e çıktı. Bu suçla kaç yıl ceza aldı bilin bakalım? 40 mı? 30 mu? Yok yok bilemeyeceksiniz.13 yılcık ceza aldı. 3 canın, 16 yaşında genç bir kızın ölme nedeni, polisi,savcılığı kandırmanın bedeli sadece 13 yıl. Tabi sonra ne oldu derseniz : Emrah Serbes cezaevinden 3 yıl sonra pandemi nedeni ile çıkarıldı.Bari 13 sene kalaydı. O da olmadı.Ama ne yazıkki pandemi ülkemizi, dünyayı vurduğu gibi adaleti, vicdanlarımızı da tam kalbinden vurdu. Nefesimizi kesti. Biz
Emrah Serbes ten romanındaki çizdiği karakterler gibi vicdanlı, samimi, duygusal, hisli kararlar almasını bekliyorduk. Ama o 112 yi arayacağına, o esnalarda şöfor değişikliği ile uğraşıyordu. Belki vaktinde arasa sağlık ekiplerini ölen 3 kişiden belki en az 1 tanesi kurtulacaktı.
Şunu da belirtmekte fayda var : Emrah Serbes in kendisi değil, arkadaşı ilk başta cinayetin sanığı olduğu için kendisinden değil de ondan kan aldılar. Yani Emrah ın kanında ne vardı bilemiyoruz. Cezanın belki 13 yıl gibi küçük bir rakam olmasının belki de nedeni buydu.
Şimdi sen bu yazıyı yazdın da amacın ne diyenler çıkabilir. Söyleyeyim amacımı. Emrah Serbes yeni süper lüks arabalar alabilmek için,
Çekiç ve Gül isimli yeni bir kitap basmış. Öncelikle en saygı duyduğum yayınevlerinden biridir Iletişim Yayınları. Bu hatalarından dönüp basımlarını umarım durdururlar ya da iptal ederler. Böyle marka olmuş bir yayınevine böyle kişilerle çalışmak kesinlikle yakışmıyor. İkincisi : Erdal Beşikçioğlu açıkladı bunu da. Dizi geliyormuş. Umarım hiçbir kanal ya da yapımcı ekibi bulamazlar. Ben baştan sona geçmiş tüm bölümlerini izleyen biri olarak kesinlikle izlemeyeceğim o diziyi.
Emre Bulut olarak benim maksimum tepkim bu olabilir. Çünkü vicdanım rahat değil. Kendi adaletimi kendim bu şekilde sağlayabilirim. Umarım kitabını da kimse satın almaz. İletişim Yayınlarından da
Ali Lidar konusunda aldıkları kararın ne kadar samimi olduklarını görmede bir fırsat. Bu kararında ısrar ederse kişisel olarak İletişim Yayınları ndan da artık kitap almayacağım. Diğer yayınevlerinin aynı kitap basımlarını değerlendireceğim.
Bu kazadan geriye 1 erkek kardeş kalmış. Empati ile yaklaşırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Kendinizi bir anlık o gencin yerine koyun sadece niyetimi anlamış olursunuz.
Bazıları çıkıp adam cezasını çekmiş diyebilir. Bence çekmedi.3 yıla, 3 can diyorsanız evet çekti. Kendisi de dahil herkes bunun farkında.Yani çekmediğinin.
Bu konu canımı sıktı yazmak istedim.
İyi okumalar!
Hepimiz potansiyel birer suçlu ve de ahlaksız varlıklarız. Peki neden? Bunun insan olmak gibi makul ve mantıklı bir açıklaması var. Adalet sistemindeki aksaklıklar ayrıca tartışılması gereken bir mevzu. Yalnız hata yapan her insanı hayatımızdan çıkaracaksak geriye kim kalır. Peki geriye kimse kalmayacak diye her ahlaksızlığa göz mü yumalım diye sorulabilir. Savaşmamız gereken şey kusurlu olanlar değil kusurun kendisidir. Dostoyevskiler, Tolstoylar,
Jean-Paul Sartre birer ahlak timsali miydi? İnsan bir garip muamma. Benim ilgimi toplum normlarının dışındaki kişiler daha çok çeker çünkü tüm normlara ayak uydurmuş kimlikler birer profesyonel oyuncudan başka bir şey değildir. Elbette şu düşünülebilir, üç canın hiç mi kıymeti yok? Kadere iman etmiş kimselerin ölüm vaktine ve değişebileceğine dair cümleler kurması da ayrı bir muamma. Sonrasındaki tutum ce davranışa yapılan eleştiri elbette yerinde olsa da orada değildik, neler yaşadı, aklından ne geçti, ne yaptı ya da ne yapmadı bilemeyiz. Sadede gelecek olursam şahsi fikrim herkesi okurum, okuyacağım da...O insanların dünyasına dalmak ve nasıl böyle biri olunmazın yolunu da bir şekilde bulmak lazım. Ateşi ateşe düşenden daha iyi kimse tarif edemez.
Hasan Ali yazarları taciz ediyordu. Birden çok yazar ifşa etti. Ali Lidar bilip bilmeden, Hasan Ali ye destek çıktı. Ikisinin de İletişim Yayınları ile bağı bu nedenle koptu.
Bu konularda bende titizimdir.
Yazarın/Sanatçının insani,karakterist kimliğini hep ön planda tutarım
Cünkü eseri ile karakteri çatışan bir sanatçının eserine kucak açamam.
Bu yazdıklarimi absüet bulup konuyu cinayet romanı yazarlarına veyahut +18 tarzda yazanlara getirecekler olabilir.
Hayır benim sözünü ettiğim konu farklı.
Bunu bir örnekle neticelendirecek olursam bu örnek* kalemde siyaha aşkindan söz edip,
Real hayatta beyaza methiyeler sunmak.
Kalemde Dürüst takilip
Realde tersi olmak vs vs
Bu konuyu tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim merak ediyordum son durumunu aynı şekilde Kendisine destek verecek hiçbir faaliyette Az ya da çok katkım olsun istemem.
Bigün sizinde anne, baba ve abinizi sizin satın aldığınız kitaplardan, izlediğiniz dizinin reytinglerinden elde ettiği arabasını alkol alarak kullanırken öldürürse ve 3 sene cezaevinde yatarsa vayy yandım anam demeyin ama saygı duyan Feyza hanım. Keza yapmacık olur.
Duyarlı davranıp bu şekilde reaksiyon göstermeniz taktire şayan. Maalesef ülkemizde adalet vicdanları teskin etmiyor. Hele ki taraflardan birini ensesi kalın ise netice muhakeme başlamadan belli oluyor.