Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

109 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
. . . İNSANLIĞIMI YİTİRİRKEN . . .
Ölümün sınır çizgilerine misilleme yapan adam
Osamu Dazai
Osamu Dazai
ve her cümlesi tüyler ürperten romanı
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
“İ𝐧𝐬𝐚𝐧 𝐲𝐚𝐬̧𝐚𝐦𝛊𝐧𝛊𝐧 𝐧𝐞 𝐨𝐥𝐝𝐮𝐠̆𝐮 𝐡𝐚𝐤𝐤𝛊𝐧𝐝𝐚 𝐛𝐢𝐫 𝐟𝐢𝐤𝐫𝐢𝐦 𝐲𝐨𝐤“ . . . İlk paragraflardan başlayan agresif satırlarla kitaba giriş yapıyor ve yine ilk satırlarda kitabın yapraklarını alevlendiren o ilk kıvılcımın sıcaklığını hissediyorsunuz. Kalibresi yüksek dolu döküm metinler, ilk satırlardan itibaren sağlı-sollu vurmaya başlıyor; yazarın ne kadar güçlü bir yazar olduğunu hemen farkediyorsunuz. Okunması zor ve ağır metinler değil; yazarın edebi gücü ve özellikle ruh hali betimlemelerinin canlılığından ibaret. Gayet anlaşılır, sade cümlelerle yara yara ruhun derinliklerine kamikaze dalışı yapmış adeta. Her cümlesi, bir tokat gibi kitap. Böylesi bir kalibrede yazarın kalitesini daha ilk satırlarda farkedince en sağ şeride çekip vites küçülttüm, okuma hızımı düşürdüm, tek tek her bir cümlenin keyfini çıkararak okumaya başladım. Önünüze konan bir “Türlü Yemeği”nin her bir farklı tanesini tek tek çiğneyip her bir ayrı parçanın tadını damağınızda ayrı ayrı tatmak; eserin bütününden kopmadan ama her bir cümlesini tek tek tadarak okumak gibi tarifsiz bir edebi zevk… Merak etmeyin; eser, gayet sade ve akıcı bir üslupla kaleme alınmış. Çok rahat bir akış halinde kitabı okuyor olacaksınız. Kitabın İngilizce ismi ‘’No Longer Human’’; Türkçe’ye ‘’İnsanlığımı Yitirirken’’ olarak çevrilmiş ve bu isim de gayet esere oturmuş gözüküyor. Kitabın orijinal Japonca adını araştırdım. İnsanî vasıflarını, niteliklerini kaybetmiş ve diskalifiye olmuş anlamı gibi bir şey çıkıyor. Kabaca; “insanlıktan çıkmış” da denilebilir. Kitabı okurken
Osamu Dazai
Osamu Dazai
’nin hayatını da okumuş oluyorsunuz. Kurgu roman karakteri üzerinden kendi hayat hikâyesini okura aktarıyor. Japon Edebiyatının sunduğu bir tür olan I-NOVEL (Ben-Roman) türündedir. 1900 lü yılların başında ortaya çıkan bir akımdır. Yazarın romanın kurgusuna kendisini monte ettiği, hem kurgu karakterin yazarın yerine hem de yazarın kurgu karakterinin yerine geçtiği bir sarmal türdür. Baş karakter yazarın kendisidir. 𝐊𝐎𝐍𝐔𝐒𝐔: Çevresine adapte olamayan, dış çevrenin ve insanların ona sürekli yabancı gelmesi, süregelen bir adaptasyon sorunu olan roman karakterinin çocukluğundan başlayarak tüm hayatını konu alır. Romanın karakteri Yozo, yani yazar
Osamu Dazai
Osamu Dazai
, içinde fırtınalar koparken dışarıya gülen yüzünü gösterir. Sosyal bir insandır. Çevresiyle ilişkileri aktif ve güçlüdür. Dışarıya içindeki kopan fırtınaları belli etmeden yaşar. Hem insanların onu nasıl gördüğünü; hem de içeriden kendini nasıl yorumladığını görürüz. Kendini hem içeriden hem dışarıdan ablukaya almış gibidir. Çok orijinal bir tarz. Devam edelim . . . 𝐎̈𝐋𝐔̈𝐌𝐔̈𝐍 𝐒𝐈𝐍𝐈𝐑 𝐂̧𝐈̇𝐙𝐆𝐈̇𝐋𝐄𝐑𝐈̇𝐍𝐄 𝐌𝐈̇𝐒𝐈̇𝐋𝐋𝐄𝐌𝐄 𝐘𝐀𝐏𝐀𝐍 𝐀𝐃𝐀𝐌:
Osamu Dazai
Osamu Dazai
Oldukça varlıklı ve nüfuslu bir aileye mensuptur. Ailesine ve hayata karşı aykırıdır. Defalarca intiharı dener ancak başaramaz. Azraili işinden bezdirmiştir desek yanlış olmaz.
Osamu Dazai
Osamu Dazai
, bir türlü canını ruhundan ayırmayı becerememiştir. Bilindiği kadarıyla 8 kez intihara teşebbüs etmiştir; 1- Ailesi tarafından 2 kez evlatlıktan reddedilir. İntihara teşebbüs eder başaramaz. 2- Geyşa kız ile evlenir ailesi tekrar evlatlıktan reddeder. Uyku hapları alır intihar denemesini tekrarlar yine ölmez. 3- Akıl hastanesine yatar ardından vereme yakalanır. Başka bir geyşa ile evlenince tekrar 4.kez ailesi tarafından evlatlıktan reddedilir. Ardından uyku hapları ile birkaç intihar denemesi daha yapar. Ancak yine ölmez. 4- Eşinin kendisini aldattığını öğrenince eşiyle beraber bir intihar denemesi daha yapar. Ancak ikisi de ölmez. 5- Bir bar hostesi bir kız ile intiharı dener denize birlikte atlarlar. Kız arkadaşı ölür ancak kendi kurtulur. 6- Kafasına silah dayar ateşler ancak mermi kafatasında takılı kalır saplanır. Yine ölmez. 7- Kendini ipte asmayı dener. Yine ölmez. 8- Başka bir kadınla beraber olur kanala kendilerini atarlar. Bu sefer başarmıştır. İkisi de ölmüştür. Görüldüğü üzere kaderini fazla çok fazla zorlamış . . . Kadınlar tarafından çok sevilmesi hatta sosyal bir insan olmasına rağmen, tüm bunlar onu sorunlarının içinden çekip çıkartamamştır. Alkol bağımlılığının, depresyonun, veremin peşini bırakmadığı yazar, bütün bunları yaşarken yazma eylemini hep devam ettirir. Ölümün kıyısında gezinen bir adamın kaleminden çıkan satırları okuyacaksınız. İntihar notu: ‘’Doğduğum için beni affedin.’’ OSAMU DAZAI . . . Evet bu ruh haliyle yaşamak belki çok ağır ve katlanılması zor olabilir ancak seni okurların olarak asla affetmeyeceğiz daha nice büyük eserler kaleme alacakken hayatına son vererek edebiyat dünyasını mahrum ettin, Sevgili Osamu İncelemeyi bitirmeden önce en son bir konuya açıklık getirmek lazım. Lakin loş kuytu bir köşede farkedilmeden kalmaması gereken bir konu bu: Japon Edebiyatında çok sık işlenen bir temalardan biridir; intihar. Bu konuyu biraz açalım; 𝐉𝐀𝐏𝐎𝐍 𝐄𝐃𝐄𝐁𝐈̇𝐘𝐀𝐓𝐈𝐍𝐃𝐀 𝐎̈𝐋𝐔̈𝐌𝐕𝐄 𝐈̇𝐍𝐓𝐈̇𝐇𝐀𝐑 𝐓𝐄𝐌𝐀𝐒𝐈: Daha önce
Haruki Murakami
Haruki Murakami
kitapları incelemelerimde de değindiğim bir konu. Japon Edebiyatında neden bu kadar ölüm, intihar, varoluş sancıları, kalabalıklar içinde yalnızlık temaları var ve bu temaları, bir irdelemek gerekiyor. Bunun kültürel ve genetik bir geçmişi, töresi bulunuyor. Japonya’da hayatın bizzat içinde olan bir kavramdır; İntihar. Özellikle, 20-44 yaş arası insanların temel ölüm sebebi olarak en başta intihar gelmektedir. Ölüm, aynı Murakami eserlerinde olduğu gibi Japonların yaşamında doğrudan hayatın içindedir. Bilinen en yaygın intihar kültürü meşhur ‘’Harakiri yapmaktır’’. Seppuku töreni (sonu Harakiri ile biten) 10 asırlık bir mazisi olan Japonların intihar töresidir. Bunun dışında başka çeşit ölüm de Karōshidir; Japonca sözcük anlamı "fazla çalışma ölümü" olan mesleki nedenlerle gerçekleşen bir ani ölüm durumudur. Ölüm konusu, Japon Kültüründe çok geniş yer tutar. Hatta Japon Mitolojisinde Ölümün Tanrısı bile vardır; Şinigami, ölüm tanrısı (tanrıları) anlamına gelen Japonca bir kelimedir. 𝐉𝐀𝐏𝐎𝐍 𝐄𝐃𝐄𝐁𝐈̇𝐘𝐀𝐓𝐈𝐍𝐃𝐀 “𝐌𝐔𝐆̆𝐋𝐀𝐊𝐋𝐈𝐊“ ( 𝐒𝐨𝐧𝐮 𝐁𝐞𝐥𝐢𝐫𝐬𝐢𝐳 𝐅𝐢𝐧𝐚𝐥𝐥𝐞𝐫) Japon Edebiyatı’na
Haruki Murakami
Haruki Murakami
kitapları ile giriş yapmış birisi olarak ilk başlarda neden romanlarının her seferinde muğlak bir finalle bittiğini düşünüyordum. Daha sonra bu konuyu araştırınca Japon yazarlara hak vermeye başladım. İrdeledikçe aslında finallerin muğlak kalmasının esere asıl lezzeti kattığını farkettim. Japon Edebiyatı demek, muğlak/belirsiz finaller demektir. Sis bulutu içinde sizi kaybeder, sonra da siz kafa yorup onlarca sebebe bağlamaya çalışırsınız finali. Asıl lezzeti de burada zaten. İlle de somut, net bir final olmalı mı? Hayır. Önemli olan, eseri başında sonuna kadar akışkan hali ile okuyabilmek. Bu, bir tren yolculuğunun son istasyona varıldığında duyulan haz değil, tüm yolculuk boyunca tren camından manzarayı seyrederkenki o keyfi tatmakla açıklanabilecek bir durum. Başka bir sebep de aramayın zaten. 𝐒̧𝐀𝐊𝐋𝐀𝐁𝐀𝐍 𝐌𝐄𝐓𝐀𝐅𝐎𝐑𝐔: Eserdeki en güçlü metafor ‘’Şaklaban’’ metaforu. Bana biraz ‘’Joker’’ karakterini anımsattı. Bu benim elbette şahsi bir tespitim ve çıkarımım. Siz nasıl düşünürsünüz bilemem ama bana böyle bir çağrışım yaptırdı ''Şaklaban Metaforu''. “𝐃𝛊𝐬̧ 𝐝𝐮̈𝐧𝐲𝐚𝐲𝐚 𝐝𝐮𝐫𝐦𝐚𝐤𝐬𝛊𝐳𝛊𝐧 𝐠𝐮̈𝐥𝐮̈𝐦𝐬𝐞𝐲𝐞𝐧 𝐲𝐮̈𝐳𝐮̈𝐦𝐮̈ 𝐠𝐨̈𝐬𝐭𝐞𝐫𝐢𝐫𝐤𝐞𝐧, 𝐢𝐜̧ 𝐝𝐮̈𝐦𝐲𝐚𝐦 𝐨̈𝐥𝐮̈𝐲𝐝𝐮̈.“ 𝐬.𝟏𝟓
Osamu Dazai
Osamu Dazai
, içinde fırtınalar koparken dışarıya gülen yüzünü gösterir. Sosyal bir insandır. Çevresiyle ilişkileri aktif ve güçlüdür. İçerisinde kopan fırtınaları, dışarıya asla belli etmeden yaşar. İnsanlar, toplumun genel normlarına uygun bir şekilde bulunmak adına normalde olduğundan farklı bir davranışlar ve tutumlar sergiler. Yazar, insanların bu gibi davranış ve tutumlarını samimiyetsizlik, sahtekarlık olarak değerlendirir. Kendini de bir ‘’Şaklaban’’ olarak nitelendirir. Bir parça ironi kokan bir durumdur bu; lakin hem mutlu,neşeli hem de trajik bir durum. Diyalog halinde olduğu insanlara ruhsal sarsıntılarını kamufle edip işi şaklabanlığa vurması, bu ruhsal halini örten bir siyah perde gibi duruyor. Etrafa karşı şaklabanlıkları arttıkça sanki depresyonu daha da şiddetlenip intihara daha çok yaklaşıyor gibi bir hali var. Aslında bu yönü ile sadece edebiyata değil psikoloji bilimine de bir bakış açısı getirmiş de denilebilir. Sürekli farklı bir maskeyle yaşayıp intiharın eşiğinde gezinen bir adam portresi, eserine yazıldığı 1948 yılını baz alırsak psikoloji bilimine bir araştırma alanı açısından önemli sayılabilir. NOT:
Osamu Dazai
Osamu Dazai
’nin Google’dan çocukluk fotoğrafını aratın. O resim çok şey anlatıyor. O meşhur aile fotoğrafında içinde kopan fırtınaları gülümseyerek kamufle etmeye çalışan bir çocuğun fotoğrafını göreceksiniz… SON SÖZ: Okuyacağınız bu kitap, Japon Edebiyatı’nın bir devi olan
Natsume Soseki
Natsume Soseki
nin
Gönül
Gönül
(Japonca adı: Kokoro) romanının ardından Japonya'da şimdiye kadarki en çok satan ikinci romandır.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
, bireyin kalabalıklar arasındaki yalnızlığını ve varoluşsal sancılarını anlamak adına okunmalıdır. Yazarın, melankolik hali bilinen geçmişine saplantılı kalarak geleceği hakkında sürekli endişelenmek anlamından ziyade sanki uzun bir arayış yolculuğuna çıkmış gibidir. Eseri okuduğunuzda depresif içeriklerle modunuzu aşağıya çekme kaygısı taşımayın. Böyle bir şeye gerek de yok. Sadece bir umutla varoluşsal sancı çeken bir adamın durmak bilmeyen bir arayışı olarak değerlendirmek daha doğru bir bakış açısı olacaktır. Onun çektiği tüm ızdıraplar bir umudun peşinden koşmak olarak yorumlanabilir. Bu, sadece bir adamın ‘’Arayış’’ öyküsüdür, tıpkı diğer varoluşsal sancılar çeken varoluşçu felsefeci/yazarlar gibi. Her ne olursa olsun aslolan hayattır; ‘’Bu yükle öleceksin dedim hamala. Ölüm kolay, sen umuttan haber ver, dedi. Umut varsa dünyayı vur sırtıma’’ - İ.Berk
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
Osamu Dazai
Osamu Dazai
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202033,3bin okunma
··
3 artı 1'leme
·
648 görüntüleme
Lal okurunun profil resmi
Bu kitap üzerinden Japon edebiyatı hakkında güzel bilgiler içeren, güzel bir inceleme olmuş. Ellerinize sağlık. Ben kendi hayat hikayesi olduğunu bilmiyordum. 🙏🍀
Engin Mavi okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim @OTama 🙏🏻 Beğenmenize memnun oldum. Evet, otobiyografik romanı, roman baş karakteri de bizzat kendisi. Romanı okuduktan sonra inceleme yazımda koyduğum linke ulaşmanızı ve orada
Osamu Dazai
Osamu Dazai
‘nin ailesiyle beraber çekildiği çocukluk fotoğrafındaki yüz ifadesine özellikle bakmanızı isterim. O fotoğraf çok şey anlatıyor. Romanın ve hayat hikayesinin özeti gibi bir ifade var yüzünde.
Osamu Dazai
Osamu Dazai
ve
Natsume Soseki
Natsume Soseki
Japon Edebiyatı’nın kurucu babalarındandır. Şimdi o bayrağı layıkıyla taşıyan yaşayan efsane de
Haruki Murakami
Haruki Murakami
‘dir. 8 kere Nobel Ödülüne aday gösterilip başka başka isimlere Nobel ödülü verilmesi üzerine kendi isteğiyle Nobel adaylığından çekilmiştir. Japonlar cok özel karakterli ve saygıyı fazlasıyla hakeden insanlar ve tabi ki edebiyatları da öyle.
6 sonraki yanıtı göster
Özgün Coşkun okurunun profil resmi
Çok iyi bir inceleme olmuş. Joker karakteri yaratılırken bu kitaptan etkilenildiğine inanıyorum
Engin Mavi okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.Evet, karaktere ilham vermiş olabilir 👍🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.