Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Eksik İnceleme!
Hikayemiz, bir reklam şirketinde çalışan Nermin'le, ona beş günlüğüne misafirliğe gelen beş yaşındaki Tuğde'nin bu beş günlük zaman dilimini anlatıyor. Kitap Nermin'in ağzından anlatılıyor. Bu beş günlük süre içinde Nermin sürekli geçmişiyle, şimdi arasında gelip gidiyor. Bu kısa beş güne aklınıza gelebilecek iyi ve kötü tüm kadın profillerini önümüze seriyor yazar. Söylediği her şeye herkes katılmıyor fakat herkes farklı bir düşüncesine katılmıyor. Çevremdeki sorduğum kadınlardan ve yaptığım alıntılara gelen yorumlardan yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Murathan Mungan eksiksiz bir şekilde anlatmış kadınları. Biriniz, yazarın söylediği bir şeyi kesinlikle kabul etmeyebilirsiniz ama başka bir kadın da çıkıp onun kesinlikle doğru olduğunu söyleyecektir mutlaka. Aslında, güçlü kadınlar, ezilen kadınlar, pes etmeyen kadınlar, başkasının etkisinde kalan kadınlar, başkalarını etkisi altında bırakan kadınlar, topuklu ayakkabılarının üzerinde yükselen kadınlar şeklinde uzun uzun anlatılacak çok şey var kitapta. Sadece kadınlar değil ülkenin ve dünyanın daha bir çok farklı sorununa da değiniyor yazar. Fakat onları büyük ihtimalle başka incelemelerde bol bol okuyabilirsiniz. Ben daha çok Tuğde'den yola çıkarak içimi dökeceğim bu incelemede. Bu yüzden de kesinlikle eksik bir inceleme olacak. Tuğde, beş yaşında çok güzel, çok tatlı, küçücük bir çocuktur, demek isterdim ama ne yazık ki öyle değil. Güzelliğinin içinde sinsi bir şeytan yatmaktadır. Tatlılığı sadece onun için bir silahtan ibarettir. Küçüklüğüne gelirsek en büyük sıkıntımız da burada başlıyor. Tuğde beş yaşında kocaman bir kızdır. Büyükler gibi konuşuyor, onlar gibi düşünüyor, onlar gibi giyiniyor. Hayatta karşısına çıkan herkes onun için ikiye ayrılıyor. işine yarayacaklar ve yaramayacaklar. İşine yarayacaksa en tatlı haline bürünüyor, yaramayacaksa yüzüne bakmaya bile gerek duymuyor. Karşısına çıkan herkes, üstüne basıp yükseleceği birer basamaktan ibaret onun için. Evet artık etrafımız ne yazık ki çocukluk evresini hiç yaşamadan büyüyen çocuklarla dolu. Bir çocuğun düşünmemesi gerekeni düşünüp, söylememesi gerekeni söyleyen, yapmaması gerekeni yapan büyük çocuklarla dolu. Bunun ileride o çocuklarda bırakacağı boşluğu düşünemiyorum bile. Hayatın en güzel ve belki de en önemli dönemini yokmuşçasına atlayıp geçiyor bu çocuklar. Peki neden böyle oldu? Kim suçlu burada diye sormayacağım. Hepiniz biliyorsunuz ki tek suçlu biz büyükleriz. Çocuklarımız büyükler gibi davranmaya başlayınca övünüyoruz bununla. Aferin sana diyoruz. Benim çocuğum çok zeki diyoruz. Çocuk yaşta her istediklerini sunuyoruz onlara, daha bebekken başlıyorlar her istediklerini elde etmeye. Ve bunu da hep şu şekilde savunuyoruz, "benim çocuğum kimsenin çocuğundan altta kalmasın." ya da "ben çok yoksulluk çektim, hiçbir şeyim yoktu, çocuğum için öyle olmayacak." Kandırmayın kendinizi. Çocuklarınızla zaman geçirmek zorunda kalmaktansa, oyalanacağı şeylerle dolduruyorsunuz evlerinizi. Çocuğunuzun sevgisini parayla kazanmaya çalışıyorsunuz. Daha çocuk yaşta kendinize benzetmeye çalışıp, başaramadığınız hayallerinizi onların hedefleri haline getiriyorsunuz. Daha oyun oynama yaşlarından bir rekabet ortamına hazırlıyorsunuz çocuklarınızı, savaşa hazırlar gibi. Arkadaşlık, dostluk, sevgi, paylaşmak gibi şeylerden önce etrafındaki herkesi öncelikle rakip olarak gösteriyorsunuz. Utanmazsanız "benim çocuğum senin çocuğunu döver!" gibi iddialara gireceksiniz. Sırf bu benim çocuğum demek için çocuklar getiriyorsunuz bu dünyaya. Yapmayın arkadaşlar. Sırf kendi egonuzu tatmin etmek için ileride mutsuz olacak çocuklar getirmeyin bu dünyaya. Kime sorsan hepsi mükemmel anne/baba. Peki bu dünyaya ve insanlara bunca kötülüğü yaptıran kişileri hangi anne babalar büyüttü? Elimden gelse ayrım yapmaksızın tüm insanları kısırlaştırırdım. İnsanlığın kurtuluşundan umudum yok. En azından dünyayı bizden kurtarmış olurdum. Evet Tuğde diyorduk, Tuğde bu dünyaya gelmiş, başta anne ve babası olmak üzere insanların gerçek yüzünü daha beş yaşında görmüş, ve bu dünyanın kurallarına göre yaşamayı o yaşta öğrenmiş ve uygulamaya başlamış dünya tatlısı bir kız. Ondan çaldığımız koca bir zaman dilimi var. Ve ileride yapacağı her kötülükten sadece biz sorumluyuz. Tuğde'ye yeni bir dünya borcumuz var. Gerçek mutlulukların ve çıkarsız bir hayatın olduğu yeni bir dünya... Nermin'e de kısaca değinecek olursak, kısa değineceğim çünkü biraz daha uzatırsam okumadan beğenenlerin sayısı artacaktır :) Gençlik yıllarında solculuk oynayan Nermin ne tuhaftır ki hayatını reklamcılık gibi sosyalizmin tam zıttı bir meslekle devam ettirmektedir. Bu ikilem arasında sıkışıp kaldığını fazlasıyla hissettiriyor yazar. Bu konuyla ilgili geçmişe değinince benim en çok dikkatimi çeken kısım, kitapların yakıldığı, siyasi suçlardan yakalanan gençlerin işkencelerden geçtiği o dönemlerden sonra o devrimci gençlerden bir kısmının sinip kenara çekildiğini, kimisinin tamamen taraf değiştirip sonradan fazlasıyla para kazanan işlere yöneldiğini, kimisinin de kapitalizm şeklinde yaşayıp gençliğe özlemden olsa gerek hâlâ ara ara solculuk oynadığını görüyoruz. (bu bir itiraftır o son kısıma ben de dahilimdir.) Nermin düşünceleri ve yaptığı işin tezatlığı arasında kaybolmamak için direnen. Hayatı şartlarına göre oynayan. Ve o da çocukken aldığı yaraları yazarak aşmaya çalışan bir karakter. Kitabın tek sıkıntılı kısmı devam zorunluluğu olmamasıydı. Kitabı kapattıktan sonra acaba orada ne oldu merakı uyandırmıyor. Çünkü sürekli farklı bir hayattan, başka bir karakterden bahsediyor. Fakat bunun güzel bir yanı da var, kitabı on gün sonra da elinize alsanız hiçbir kopukluk hissetmeyeceksiniz. Murathan Mungan'ın okuduğum en güzel ikinci kitabı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dolu dolu bir kitap sizleri bekliyor. Herkese keyifli okumalar.
Yüksek Topuklar
Yüksek TopuklarMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 20172,992 okunma
··
6 artı 1'leme
·
3.715 görüntüleme
Lina okurunun profil resmi
Okumadan beğenenlere +1 beni ekleyin
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Hakaret sayarım bunu geri al beğenini :))
15 sonraki yanıtı göster
Dağlar okurunun profil resmi
Yine keyifli bir inceleme okudum emeğine sağlık cano can😍📚👏🏼sana demiştim yıllar geçti okuyalı ben Tuğde’yi hala unutmadım diye🤦‍♀️hiç sevmem büyümüş çocukları🥺
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
😂😂 unutulacak gibi bir karakter değil ki :)) teşekkür ederim :)
Pluviofil okurunun profil resmi
Öncelikle harika bir inceleme olduğunu söylemeliyim, bazı incelemelerinizde olduğu gibi yine bir iç döküş var bunda da. Ben de bu vesile ile yorumda içimi dökeyim. Allah bağışlarsa iki çocuğum var, bunu çok sık dile getiriyorum bilmeyen kalmadı galiba :). Bunu övünmek için söylemiyorum, her akşam yattığımda çocuklarıma yetebildim mi diye düşünen bir anneyim, iyi bir annemiyim bilmiyorum ama kötü olmadığımı biliyorum. Topluma faydalı, bencil olmayan, herkesi eşit gören çocuklar yetiştirmeye çabalarken, Tuğde gibi çocukları yetiştiren ebeveynlerle cebelleşiyorum. Bir noktadan sonra o ebeveynler gibi düşüneceğim, onlar gibi çocukları hayata hazırlayacağım diye çok korkuyorum. Çocuğum az ile yetinsin diye uğraşırken, çok ile yetinmeyi bile bilmeyen çocuklar yetiştiren aileler görüyorum. Bunlarla mecburi yollarımız kesişiyor ve biz paylaşmayı, özür dilemeyi, sevmeyi öğretirken, onların bu vasıfları sanki bir kusur gibi çocuklarına aşılamaları sayesinde, iyi yetişen çocuklar amiyane tabirle 'enayi' sınıfına giriyor. Ben mi çok hassasım bu konuda yoksa çoğu anne baba böyle mi bilmiyorum ama iyi çocuk yetiştireceğiz diye uğraşırken, kötülere ezdirecek çocuklar mı yetiştiriyoruz bu kısmı aşamıyorum. Ve bence de bütün insanlar kısırlaştırılmalı, iyisi kötüsü demeden herkese uygulanmalı, uygulanmalı ki ne ezilen kalsın ne ezen. Herkes vicdani rahat yatsın yataklarında.
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Siz de çok güzel içinizi dökmüşsünüz :) bir de öyle bir durum var tabi. İyi çocuklar yetiştirelim derken aynı zamanda ezilen çocuklar da yetiştirmiş oluyoruz bunlar yüzünden. İşte bu yüzden de ayrım yapmaksızın kısırlaştırmak şart :))
1 sonraki yanıtı göster
Farfallina okurunun profil resmi
Bu Sinsirella Tuğde ‘den tırstım biraz😃 okusam mı acaba dedim. Şaka yapıyorum tabii ki de. Emeğinize kaleminize sağlık. En can alıcı noktaları ve sorulması gerekenleri vurgulamışsınız . “Eksik” bir taraf kalmamış incelemenizde. Güzel olmuş👍
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
😂😂 yani kitap Nermin ve Tuğde'den ibaret değil diye. Bu arada Tuğde gerçekten de çok tehlikeli bir çocuk :) korkmakta haklısınız :)
Nurettin Polat okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş, üstat. Yüreğinize sağlık, dikkatimi çeken en önemli şey yönetenlerin yönetilenleri edilgen, sorgulamayan, her söyledikleri buyruğa koşulsuz biat etmelerini istemeleridir. Iskenderiye kütüphanesinin yakılmasından tutunuz da,Yakın tarihimizde 12 Eylül Asgari darbesinden sonra da, kitapların suç unsuru gibi teşhir edilmesine tv ekranlarından tanık olduk. Günümüz iktidarı bunları da geride bırakan uygulamalara imza atıp Guinness Dünya Rekorları kitabına girecek türde icraatler yaptı.
Ahmet Şık
Ahmet Şık
ın basılmamış kitabına yasak getirerek.
İmamın Ordusu
İmamın Ordusu
bu kitaptı sanırım. Neredeyse insanların kafasının içinden geçen düşüncelere bile yasak getirecekler. Nasıl bir zeka ve akılsa bu akıl. Sanırım bu konuyla ilgili bir diktatörün sözü çok şey anlatıyor. “İfade özgürlüğü var ama ifade ettikten sonra olacakları garanti edemem.” İdi Amin, Uganda Devlet Başkanı Biz yinede karamsar olmayalım, İnsanlar okudukça, sorguladıkça hayata karşı bakış açısı olumlu yönde değişecektir. Dünyamıza Kötülüklerin değil, İyliklerin, Çirkinliklerin değil, güzelliklerin egemen olması temennisiyle, herkese iyi okumalar.
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Size çok teşekkür ederim böyle güzel bir yorumla eşlik ettiğiniz için. Sizin de yüreğinize sağlık.
HELİN KURT okurunun profil resmi
Öncelikle kitabı beğenmiş olmanıza ve keyifli bir okuma süreci geçirmiş olmanıza sevindim. Kitapta anlattığınız Tuğde karakterine gelecek olursak da söylediğiniz çoğu şeye katılıyorum, çocuk olmadan yetişkin olan çok çocuk var ; keza yaşantımda da çokça kez görüyorum ve üzülüyorum. Çünkü çocukluğun dolu dolu yaşanması gerektiğini ve apayrı bir dönem olması gerektiğini düşünenlerdenim. Ve yaşantımız boyunca galiba yaşam düzenimiz düzenli bir şekilde akmıyor. Yani önce çocukluğumuz, daha sonra yetişkinlik dönemi, daha sonra yaşlılığımız olması gerekirken bu düzen karışınca insan da karışıyor keza anlattığınız karakter de böyleydi. Farklı kitaplarda ve farklı incelemelerde tekrardan buluşmak gayesi ile keyifli okumalar dilerim yeni okumalarınız için :D
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Kesinlikle öyle cidden çocukluğunu yaşamadan büyüyen çocukları görünce sinirlerim bozuluyor. Büyükmüş gibi davranınca bununla gurur duyan anne babaları görünce daha çok sinirlerim bızuluyor. Teşekkür ederim size de keyifli okumalar 🤗📚
1 sonraki yanıtı göster
Aliye Gök okurunun profil resmi
Emeğinize yüreğinize sağlık 🙏 Çok güzel bir inceleme olmuş. Bu kitabı alinacaklar listesine ekledim sayenizde. Teşekkür ederim 🙏
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Zevkle okuyacağınızı düşünüyorum. Şimdiden keyifli okumalar 🤗📚
Bu yorum görüntülenemiyor
Piraye okurunun profil resmi
Emeğinize fikrinize sağlık güzel bir inceleme olmuş keyifle okudum. Murathan Mungan’ı çokça seven biri olarak keyifle okudum. Affınıza sığınarak ve üç çocuk büyütmüş bir anne olarak incelemenizin bir kısmına kendi adıma karşı çıkacağım. Çocukları çocukluğumdan beri çok severim kimin çocuğu olduğuna ırkına onuna bununa bakmam çocuk çocuktur. Ama maalesef çocuk çocuğunuzun arkadaşı olunca işler değişiyor. O çocuğun ailesi, o ailenin çocuğunu nasıl yetiştirdiği veya yetiştiremediği büyük önem kazanıyor. Ailelerin öncelikleri, sıradanlaştırdıkları şeyler farklılaştıkça sizin çocuğunuzla aranızda uçurumlar açıyorlar. Kızımda da büyük oğlumda da maalesef yanlış arkadaşların bıraktığı travmalar var. Eşim çok güzel bir baba ben elimden gelenin en iyisini yapmaya, onlarla vakit geçirmeye; oynamaya, dans etmeye, kitap okumaya, hikaye uydurmaya onları eğlendirmeye çabaladım. Hikayemde köpek varsa köpek oldum eşek varsa eşek maymunsa maymun… onların güldükleri hikayeleri not alıp tekrar tekrar oynatarak anlattım. Gün geliyor hepsi yalan oluyor. Sen sıkıcı oluyorsun çünkü çok müdahaleci oluyorsun, sıkıcı oluyorsun çünkü kaygıların var korkuların var senin önceliğin evladınken diğerinin önceliği komşu oturması, sokak gezmesi oluyor çocuk evde mi dışarda mı haberi bile olmuyor sen sıkıcı oluyorsun. Eve geç gelmek istiyor çünkü falan gidiyor filan şunu yapıyor sen hiçbir şeye izin vermiyorsun. Yüzüne bakmıyor sen onunla zaman geçirmek için erken kalkıyorsun geç yatağa giriyorsun ama o seninle zaman geçirmek yerine saçma sapan insanların yetiştiremediği çocukla saçmalamak istiyor. Sen elin yüreğinde evladını beklerken o trip atıyor: “bekleme yat kim dedi bekle diye!” diyor. Çok zeki okul birincisi olacak ama dibe çekenleri yüzünden ders çalışmıyor bilgisayar oyunları, disco aileye tercih ediliyor. Kız çocuğu ayrı erkek çocuğu ayrı korkutuyor. Çocukluğunu yaşayamıyorlar her şeyi olan hiçbir şeyi olmayan yetimsiz, sürekli isteyen ve istediği hiçbir şeyin memnun etmediği, sadece kendilerini düşünen bencik bireyler oluyorlar ve sen her defasında onun için onunla savaşırken buluyorsun kendini. Hem maddi hem manevi her şeyini verirken hiçbir şeye izin vermeyen hiçbir şey yapmayan herhangi biri oluyorsun. Tabii anlıyorlar gün gelince ama giden gelmiyor. Çok uzattım kusura bakmayın umarım siz de okumadan beğenmezsiniz. Çünküsü emeğe saygı. :)
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Şimdi incelemede de yazdığım gibi kimsenin kendisini suçlu bulacağını düşünmedim zaten. Genel olarak doğru gördüğünüz şeyleri yapmış olabilirsiniz fakat içinde bir itiraf da var. Her istenileni yaparak iyi anne baba olunmuyor işte. Çünkü istekleri asla bitmeyecektir. Çocukların hayırı ve yoku öğrenmeleri gerek. Aksi takdirde ilk karşılamadığınız anda hiçbir değeriniz kalmaz. Ki belli yaşları çok daha tehlikeli oluyor çocukların ergenlik gibi. Bu dönemlerde gerekirse dışarıdan da destek alınmalı. Gerçekten de hassas bir dönem çocuklar için. Hayatlarının geri kalanını etkileyen hatalar da yapabilirler çünkü.
3 sonraki yanıtı göster
Ömür Durak okurunun profil resmi
İlki hangisiydi?
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Çok daha ağır ilerlemesine rağmen
Şairin Romanı
Şairin Romanı
kitabı konusuyla, kurgusuyla çok başka bir kitaptı.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.