Gönderi

... Korkunçtu elbet ilk günler Tek bir yaraydı sanki bütün bedenim. Her şeyde filizlenip olgunlaşan dünya, kökleriyle koparıp alınmıştı içimden, yüreğimle birlikle (öyle geliyordu bana), tersyüz edilmiş toprak gibi öylece, yatmış, kendi göz yaşlarımın, ölü gözlerden sürekli ve sessiz Tanrı öldüğünde bomboş göklerden bulutların dökülmesi gibi
Sayfa 88 - Kavram
·
193 görüntüleme
Necmettin Savur okurunun profil resmi
Bir adayım ben ve yalnızım. Zenginim. Bir zamanlar, o kullanılmaktan aşınmış eski yollar varken hâlâ: Ben de acı çekerdim. Her şey çıkıp gitti yüreğimden, bilemedim nereye, başlangıçta; ama sonra hepsini orada buldum, bütün duygular, ne varsa beni ben yapan, toplanmıştı, birbirini itip bağırmaktaydı kıpırdamayan, duvarlaşmış gözlerin önünde. O aldatılmış duygularım, hep birlikte... Bilmiyorum yıllar mı sürdü öyle durmaları, ama ben, hepsinin kırgın, geri döndükleri ve artık kimseleri tanımadıkları haftaları bilivorum. Sonra kapandı gözlere uzanan yol. Artık onu hiç bilmiyorum. Şimdi her şey içimde, kendinden emin ve tasasız gezinmekte, iyileşen hastalar gibi dolaşmakta duygular, dolaşmanın tadını çıkarmaktalar, bedenimin karanlık evinde. Kimileri oyalanmaktalar eski anıları okuyarak; gençler ise hepsi dışarıya bakmaktalar Çünkü sınırlarıma vardıkları verde üstümdeki giysi camlaşmakta. Alnını görüyor şimdi, elim şiirler okuyor başkalarının ellerinde. Bastığı taşlarla konuşuyor ayağım, sesimi her günün duvarlarının arasından kuşlar alıp götürüyor. Hiçbir şeyin eksikliğini duymuyorum artık, bütün renkler gürültülerin ve kokuların diline çevrilmiş. Ve sonsuz bir güzellikte hepsi de, seslere dönüştüklerinde. Ne yapayım artık kitapları? Rüzgâr, tek tek sayfaları çevirmekte ağaçlarda; ve biliyorum hangi sözcüklerin yazılı olduğunu, hafiften yinelivorum kimi zamanlar Ve gözleri çiçekler gibi solduran ölüme gelince, ulaşamıyor benim gözlerime...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.