Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

194 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Sıkıldım. Bu kadar uzamasa kesinlikle on üzerinden on verilecek bir kitaptı. Öyle muhteşem ifadeler vardı ki bazı zaman şaşkınlıktan ağzım pamuk şeker kadar açıldı da kopacak sandım. Bir insan kalemi nasıl böyle kullanabilir? Gerçekten bu konuda hakkını teslim etmek gerek. Fakat dediğim gibi her şeyin fazlası zarar. Bir yerden sonra sayfalar birer ele dönüştü sanki ve kalbimi sıkmaya başladı. Evet, bu içinde geçen olaylar değil anlatımı için okunacak bir kitap, biliyorum. Fakat bir çizgi vardı, orayı aşmasa mükemmel olacaktı. Yoruldum yahu. Dedim, son birkaç bölüm kala. Fakat… Kitap son cümlesi yarım olan ve cümlenin devamı kitabın ilk cümlesi olan, tuhaf mı tuhaf bir kitap. Gandalf gibi bir adamın asasını yere vura vura ‘’hadi gelin size bir masal anlatayım’’ dediğini düşünün. Ama yerli : ) Yerli masallarımızın başında ne var? Tekerleme. Bir başlıyor, kulaklarınız davşan gibi dikilir, gözleriniz misket gibi parlarken alıyor sizi vuhhuu. Zaman zaman ‘’yetti yahu’’ dedim. Hatta bu yüzden 3 puan kıracağım dedim. Sıktı dedim. Ama kıyamadım. O kadar çok altı çizili satır var ki. E-kitap olarak okudum, basılı olsaydı bir de artık kitap perişan olurdu herhalde. (Olmazdı, çünkü altı çizili satırlarım ve bazen yazdığım küçük notlar olmasa, hiç kimse kitabımın okunduğuna inanmaz.) Sanat için yazılmış bir kitap. Birçok cümlesi öyle benzetmelerle işlenmiş ki ‘’Bunu, buna benzetmek nerden aklına geldi?’’ dediğim çok oldu. O cümleleri o kadar beğenmesem, gerçekten puan kırardım ama çarpılırım diye korktum. Ben dürüst insanım. Bilenler bilir, okuduğum ilk kitabında kendisi ile baya hasım olmuştuk. Hala da barışık değiliz :) Yazarın kalemi çok ama çok başarılı. Sadece beni sıkan bir yanı var. Ben kitaptan puan kırmaya kıyamadım ama ciddi anlamda içindeki uzatmalardan ötürü ‘’Bal yiyen baldan bıkar’’ bir kitap. Eğer bir tık daha kısa tutsaydı yıldızlı on verirdim, öyle bir kalem. Bence Hasan Ali Toptaş kendi hayatında kesin çok sessiz bir tip. Ama kalemi kesinlikle geveze. Satırlarda şöyle bir hava var: ‘’Bak bak bak, şimdi neyi neye benzeteceğim, gözlerin kocaman açılacak!’’ (Dedi ve yaptı.) Tamam benzettin, hadi artık diğer konuya geç. Olmaz bak şimdi aynı şeyi alacağım nasıl başka bir şeye benzeteceğim. (Benzetti.) Tabi okurken bizi de bezdirdi, pes yahu dedirtti. Ama Gandalf yani, sıkıyorsa arkanızı dönün, yarım bırakın da göreyim. :) Bazı ifadelerine yazımda yer vermek istiyorum. Mıhsıçtı diye bir kelime öğrendim, cimri demekmiş. İlahi :) ‘’Süt kokulu ninniler.’’ Yaa… Ne güzel değil mi? Peki şu: ‘’Bir çift kaplumbağa yavrusuna benzeyen o tombul elleriyle.’’ O eli gözünün önüne getiremeyen var mı? ‘’Issız bir kelime gibi duran kemiklerin.’’ Pes doğrusu! ‘Bir bakıma, insan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykuda oluyor.’’ ‘’Çıkardığı sesler havada uçuşan odun parçacıklarından başka hiçbir şeye benzemediği için’’ O ses kulağımda varlığını hissettirdi. Nasıl hissetmem ki… ‘’Curk diye yutkunmak’’ :) ‘’Sonra o böyle yutkununca, zaman yırtılmış sanki. Başka bir deyişle, zamanın yüzünde, curk sesine benzeyen bir delik açılmış.’’ Çok iyi değil mi? Kitapta bir sel sahnesi var. Yemin ediyorum Hollywood sahnelerini aratmaz. Şemsiyeli yüzen cesetler, aniden açılan kapılardan fırlayan başka cesetler var. Ek olarak ‘’Sonra, efendime söyleyeyim, işte dedem sandalın içinde bunları düşünerek öteki adamın duyamayacağı kadar alçak bir sesle üst üste salavat getirirken, arkalarındaki ceset birazcık uzaklaşır gibi olmuş onlardan. Varlığında alevlenip duran duygular tek tek ölmeye başlamış da, giderek hantallaşmış sanki. Hatta, bir zaman gelmiş, artık elindeki şemsiyeyi bile doğru dürüst sallayamaz olmuş.’’ Hollywood sahnesinde salavat der susarım. :) Bir de
Metin T.
Metin T.
Amcamın söylediği birkaç cümle vardı, ilk kitabında fark etmemiştim ki zaten bu kitapta daha baskın. Teşekkürler üstat, sayenizde farkındalıkla okuyoruz artık eserleri. Bunu en iyi şu iki ifade anlatır: ''Sarı bir titreyiş ve ıslandıkça ağırlaşan kıpkırmızı bir sesle.'' Bazen sesi kemik tozuna benzetmiş misal. Yani, duyuları duygularla çapraz harmanlayıp aktarmış, oldukça farklı bir kalemi var. Hasılı; dövüş kavga, yorula dinlene, güle ağlaya, yüzümüzdeki gülümseyiş çivilerle suratımıza çakıla çakıla, ağız burun kan revan içinde ama hoşnut kitabı bitirdik. Bu kitabı, herkesin beğenmeyebileceğini ve hatta bitiremeyedebileceğini düşünüyorum, haklısınız, olabilir. Okunulacak en tuhaf kitaplardan biri çünkü. Bu yüzden herkese önermem. Ama tercih edip okuyacaklara keyifli okumalar dilerim. :)
Uykuların Doğusu
Uykuların DoğusuHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20201,278 okunma
··
133 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Ya hu bu nasıl bir incelemedir ki dedim bu kadar mı keyiflimi okutturur kendini. Çok yaşayın siz bu kitabı da okutturacaksınız bana.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Muzaffer Bey, okursanız umarım siz de keyif alırsınız :) Saygılar...
Meltek okurunun profil resmi
Zihingözü körlüğünü duymuş muydunuz daha önce? Anlatması biraz zor ama şöyle söyleyeyim, "gözünün önüne getiremeyen var mı?" Diye soruyorsunuz ya hah işte zihingözü körlüğü olanlar getiremiyor, kendimden biliyorum :) Henüz neyden kaynaklandığı ve çözümü bulunmuş değil. Zaten çok yeni araştırılmaya başlanmış bir olay. Birçok insan farkında bile değil. Geliştirilemeyeceğini söylüyorlar fakat inanır mısınız ben sevgili Toptaş'ı okumaya başladıktan sonra gelişmeye başladığını hissettim. Ben daha gözümün önünde kırmızı bir çantayı çizemezken sözgelimi, Toptaş'ın tabirlerinde nasıl zorlandığımı siz düşünün. Ama ihtiyacım olan da buymuş sanırım. Yavaş yavaş gelişmeye başladığını fark ediyorum. Bu yüzden belki de bütün o imgelemlerin bende kıymeti çok fazla. Olur da bu sayede gerçekten geliştirebilirsem zihingözümü, herkes için müthiş bir buluş olur. Düşünsenize tüm dünyada HAT kitapları okunmaya başlanır artık, reçete ile :))
3 önceki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Meltem Hanım merhabalar, inanın çok şaşırdım. Dünyada ne kadar ilginç şeyler var duymanın, öğrenmenin sonu yokmuş bir kez daha görmüş bulunuyorum şu an. Dediğiniz gibi bunun üstesinden ancak okunarak gelinebilir herhalde. Ki Toptaş bence bu noktada zorlayıcı değil oldukça kolaylaştırıcı bir anlatıma sahip. Zaten beni sıkan yanı da bu olmuştu. Hani "Anladık yahu" gibilerinden. Ama anlatmayı sevdiği için okuyan sabretmeyi göze almış demektir. Bu tasvir becerisi ve merakının size 'yardımcı olacağını ve olduğunu' fark etmeniz de bence müthiş bir keşif olmuş. Güzel günlerde çok daha rahat okuyup, keyif alabilmeniz dileğiyle.. :)
Metin T. okurunun profil resmi
Mıhsıçtı vardı sahi :))) Cimri evet. O kadar cimri ki, dışkısı bile işe yaramaz anlamında (tavuklar bile yiyecek bir şey bulamaz). Çivi sıçan yani. Bu eski bir kelimedir. Yeni anlamlandırmaları çok seviyor HAT. Sarı bir titreyiş, gibi. Umarım tutturur. :))) Evet, gözlemin doğru. Çok içine kapalı biri. Hatta, bir kitabında hiç kot giymemiş ve dahi sıkılgan birini anlatıyordu. O kadar güzel anlatmıştı ki, dur ya dedim, bu kendini anlatıyor galiba. Baktım nete, tek bir kotlu resmi yoktu. ))))) Kalemine, yüreğine sağlık Kübracık.
K. okurunun profil resmi
:) :) Kalkamadığından oturuyor diye bir tabir vardı bizde, Hasan Ali Toptaş'taki de biraz o hesap olmuş. Siz diğer incelemede bir nevi uyarınca dikkat kesildim, gerçekten tabirler çok kaydırmalı olmuş. Ve teşekkür ederim üstadım :)
1 sonraki yanıtı göster
Beyza okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş efendim. Yüreğinize sağlık. Oldukça merak eder oldum HAT eserlerini.^_^ Hep yazmanız dileklerimle.
K. okurunun profil resmi
Teşekkürler :)
Şiiryazar okurunun profil resmi
Bu kadar uzamasa 10 üzerinden 10 verilecek bir kitaptı deyip 10 vermişsiniz hocam, sizce bu bir çelişki mi:)
K. okurunun profil resmi
İşte ilk notum o :)
Hatice okurunun profil resmi
:) herkes bi şansı daha hakeder tarzında okumuşsun sanki kitabı ondan sıkılmışsındır..sevmedin bu adamı da daha ne kadar zorlayacan onu merak ediyorum :)) linç begin olur diye puan kırmamışsın gibi geldi :))
K. okurunun profil resmi
Abla son iki bölüme kadar 7 vermeye karar verdim ama okusan belki ne demek istediğimi anlarsın. Sence ben puan kırmaktan çekinir miyim? Aşkolsun, daha evvelki incelemelerimi silmemiş olsaydım, bunu ilk defa yaşamadığımı ve kalemimi de ilk günden bu yana sakınmadığımı görürdün :) Bu gözler nelere şahit oldu, maruz kaldı bir bilsen :) Evet, bana kalemi hitap etmiyor. En az 3 sene okumayı düşünmüyorum. Bu kadarı kafi :) Bu sene şiir senesi ve daha tanıdık sevdik yazarlar senesi yapacağım inşallah.
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.