Muhteşem yolculuk diye bir kitap okumuştum. Belki de bir belgeseldi. Çok önemli bir bilim insanı beyin kanaması geçiriyordu. Bir deniz altına yerleşmiş doktorlar, gemi bir mikrop kadar küçültülüp adamın kanına şırınga ediliyor ve doktorlar adamın beynindeki pıhtıyı temizliyorlardı. Zevkli bir bilimkurgu anlatısıydı. Ama bilim diyordu ki, bir maddenin hacmi ne kadar küçültülürse küçültürsün, yer çekimi ivmesi g sabit olduğu müddetçe ağırlığı değişmez. Bu minvalde bakınca bir mikrop boyutuna indirilmiş deniz altının ağırlığı değişmez. Nihayetinde bir kurguydu ama bu gerçek tüm okumam boyunca aklımı meşgul etti. Hastalık işte. Mühendislik okudum ya.
Ne zaman, zamanda yolculuk geçse aynı duyguları hissederim. Yahu bu kurgu keyfine bak dense de kurtulamam bu saplantıdan. Ve diyor ki, (1-v2/c2)'yi unutma. v=c olursa (ışık hızına erişildiğinde olur bu)1-1=0 olur. Yani, bir maddenin hızı ışık hızına eşit olursa onun kütlesi de 0 olur. Yani yok olur. :))))
Halbuki bu bir kurgu. :)))))
Kalemine sağlık.