Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ramazan Oduncu yorumladı.
İki tane sorum var, sizden sadece düşüncenizi belirtmenizi istiyorum. Her görüş benim için çok değerli. 1) Bir yazar eserini oluştururken bir okur kitlesini örneklem olarak alıp onlara göre mi yazmalıdır yoksa okur bir şekilde yolunu bulur deyip, okuru düşünmeden kendisi için en iyi eseri mi ortaya koymalıdır? 2) Yazar eserini ortaya koyarken bir taslak oluşturup içini mi doldurmalıdır yoksa sadece yer, zaman düşünüp kendi düş dünyasında doğaçlama ilerlemeli midir? Farklı görüşlerden çıkabilir. Mesel sadece final düşünülüp her şey ona göre tasarlanabilir. Cevaplarınız için çok teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim.
··
5 görüntüleme
Ramazan Oduncu okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir? Sorunsalı ile aynı durum. Bence yazar özgün olmalıdır. Sırf ticari kaygıdan dolayı yeteneğini, bilgi --birikimini sevmediği bi tarzda yazmamalıdır.
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Ben de yukarıda iki maddede sıralanan soruların toplam karşılığı olarak “nasıl yazar olunur”u görüyorum. Bir kitap yazmak için bir kütüphane kitap okumak gerekir ki bu birinci öncelik ve yazarın üslubunu bulmada ve fikir gücünün artmasında çok faydalı olacaktır. Yazar eserlerini oluştururken aslında yukarıdaki tüm seçenekleri de göz önünde bulunduruyor ister istemez. Bana göre yazarın iyi eseri, kendi okumasını tatmin edebilmiş kendisi için yazdığı eseri olacaktır.
İbrahim okurunun profil resmi
"Eseri, yazarın edebiyat dünyasına eleştirisidir." diyebilir miyiz? Okumak mevzusu var birde. Ben belirli seviyeden sonra yazmaya yönelerek okumaya devam etmeyi en yararlı yol olarak görüyorum. Okurluk ile yazar olarak okurluk çok bambaşka şeyler. Yeterli örnek görüldükten sonra masanın diğer tarafına geçilmeli. Hiçbir şey için değilse bile daha kaliteli okumak için. En kısa betimlemeyi, karakterin tepkilerini yazmak ne kadar zor ama ne kadar kolay okunuyor. Bazen yazar bir tek cümleye paragrafta ne manalar yüklüyor. O manaları yüklerken saatlerce düşünüyor ama biz 5 dk da okuyoruz. Çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
1 sonraki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
1)Bu soru biraz sanat sanat için midir, sanat toplum için midir gibi olmuş :) Basitçe, bence, yazar ünlü biri olup çok satmak istiyorsa okura yönelir. Yok ben tarihe kalıcı bir eser bırakmak istiyorum, sadece kendim olmak istiyorum diyorsa ikinci seçeneği tercih eder ve çoğunlukla tanınmadan ölür. 2) Burada da, bence yine, istekler değil kişilik, karakter, yetiştirilme vb. kısaca yazarın kendisi önemli. Taslakla çalışmak daha verimli olabilir ipin ucunu kaçırmamak için. Ama, sitedeki incelemelerden yola çıkarsak, örneğin Anıl bey ve Taluy bey en ince ayrıntısına kadar kitabı inceleyerek notlar çıkarıp oluşturdukları taslak üzerinden harikulade işler başarmaktalar. Ama Metin Hocam mesela ikinci şekilde ilerliyor ve bu onun incelemelerini daha alt bir seviyeye indirmiyor kesinlikle. Ben kendim de sırf beceremediğim için ikinci seçeneği tercih ediyorum. Belirtmek istediğim bu genelde bir tercih konusu olmuyor, insan içinden geldiği gibi ya da yapabildiği gibi yazıyor. Teşekkürler bu arada böyle beyin çalıştırıcı aktiviteleriniz için.
Sinem Çelik okurunun profil resmi
1.Hayır yazar bence bir eseri yazarken okuyucuya göre yazmamalıdır. Yazılan eser zaten kendine bir okuyucu kitlesi yaratacaktır zamanla. Ben böyle düşünüyorum. 2. Yazar eserin konusuna türüne göre bazen finaline göre hareket etmelidirler. Bazende taslak oluşturup o boşlukları doldurarak ilerlemelidir. Ben bu şekilde düşnuyorum.
ibiaryu okurunun profil resmi
Sisifos 2 soru diye toplamda 6 soruyu kitlemiş bulunuyorsun hani niyetin kitap yazmaksa sen yaz biz okuruz :))
2 önceki yanıtı göster
İbrahim okurunun profil resmi
Elbet o gemi bu limana gelecek ama ne zaman. Desteğiniz için çok teşekkür ederim :)
Metin T. okurunun profil resmi
İbrahimciğim, iki soru birbirinden bağımsız değil ki! Birbirinin karşıtı da değil. Sen “nasıl yazar olunur”u sormuşsun yahu! Pekala bir yazar, bir okur kitlesini hedef alıp onlara göre yazarken okur yolunu bulsun deyip bir taslak oluşturarak içini doldurabilir. Ve aynı zamanda, sadece yer, zaman düşünüp kendi düş dünyasında doğaçlama ilerleyebilir. Bu dediğin de bir içini doldurma değil midir? Bir yazar için en önemli şeyin her türlü birikim olduğunu düşünüyorum. Her türlü ama illa da felsefi. Ve illa da kendi kaynağından. Peki neden felsefe? Bana göre, felsefe bilmeden iyi bir yazar da iyi bir okur da olunamaz. Felsefe, anlamamıza dolayısıyla kurmamıza çok yardım eder. Bazarov’un nihilist olduğunu, eğer kitapta geçen Nihilizm muhabbeti olmasaydı anlayabilir miydik? Eğer cevap evet ise, kitabı anlamışsınız demektir bu. Ve bir insanın nihilist olmasının, ben nihilist olacağım diye olamayacağını da anlamışsınızdır. Arkadi tiplemesiyle yazarın bunu sağladığını yakalamışsınızdır. Bunu ne sağladı? Nihilizmi bilmeniz elbette. Tabii, beni ilgilendirmez nihilizmi kahramanın, okur geçerim arkadaş da diyebilirsiniz. Ama, çok bilmek de bir yazar olmaya yetmez. Çünkü okur amacı bilgi edinmek olsaydı, ansiklopedi okurdu. Üslup denilen bir şey var ya, hani içeriğin önündeki lokomotif, işte o, galiba onunla doğuyor insan. Okudukları onu daha da geliştiriyor. Bir de naçizane belirtmek istediğim bir şey daha var. İlk elden, beni en çok rahatsız eden şey, bir şeyi anlamayı, o şey üstünden değil de, onu eleştiren başka bir şey üstünden yola çıkarak yapma kolaycılığı. Kaynağın kendisi okunacağına, sadece kaynağın eleştirisini okuma zafiyeti. Maalesef bizde felsefi bakış sadece Marksizm üzerinden, toplam 100 edebiyat eleştirisinin en az 90’ı bu pencereden yapılıyor. (Bizim sitedeki yorumları kastetmiyorum ha :))) Ülke aydınlarının hücrelerine nüfuz etmiş mübarek. Ve çoğu insan bunun farkında bile değil. Yani fikir zenginliği yok memlekette. Zaten küçücük bir fikir beyanına kirpi gibi dikenlerimizi kabartıp atılmamızın sebebi işte bu kısırlık.
İbrahim okurunun profil resmi
"kirpi gibi dikenlerini karartmak" :) Felsefe şart. Derinlemesine değil ama. Çünkü o zamanda felsefeci oluruz. Felsefe ile edebiyat biraz bağımsız bence. Aradaki ince çizgiyi yakalamak lazım gelir. Yada ikisi arasındaki dengeyi iyi kurmak. Bir yan ağır basarsa edebiyatı çift yönlü -neyi, nasıl anlatmış - göremeyeceğimizi düşünüyorum. Yazarın dünyaya bakış açısı diyeyim hepsine kısaca. Bu bakışı da eserlerinde de yansıtmalı elbet. Ki yazar kişiliği bilinsin, bu yazar böyle düşünür densin. Şu yazar - okur iletişimi ile ilgili olarakta az önce bir söyleşi okudum, Bilge Karasu'nun. Diyor ki; "Yazarın sorumluluğu okura tüm koşulları sağlamaktır, geriye kalan okurun çabasına kalmıştır,". Tabi bu Bilge Karasu'nun kendi eserleri için geçerli yada başka imgesel eserler için. Eline sağlık abi. Aradığım cevabı buldum. Sağlıcakla.
Yusuf Çorakcı okurunun profil resmi
1) Yazar eğer okur kitlesini düşünerek bir şeyler yazıyorsa bu zaten ticari kaygıdır dolayısıyla para için yapılan sözde edebiyatın ömrü uzun olmaz ve samimiyet taşımaz. Etkilendiği akımlar ve yazarlar ışığında bir şeyler yazması gerekir bana göre, okurlar bir yol bulup anlar bir şekilde yazarı. Her yazarın kendi kalemini konuşturduğu bir tarzı olmalıdır, kaliteli okuru çeken budur. 2) Yazar hikaye ve düşüncelerini kağıda dökerken belli bir düzen olmasına özen göstermelidir bence. Doğaçlama yazmasında bir sakınca yok ancak bunun bir mantık çerçevesinde olması lazım. Konu geçişlerinin uyumlu olması önemli. Mesela vahşi kapitalizmden bahsederken durduk yerde kamasutra tekniklerine geçersen tutarsız olur. Umarım anlatabilmişimdir.
Szweig okurunun profil resmi
1)Okur bir şekilde yolunu bulur , okuru düşünmeden kendisi için en iyi eserini ortaya koymalıdır. 2) Taslak oluşturup içini doldurmalıdır diyorum ben. 3) Kitap yazma düşünceniz mi var?
İbrahim okurunun profil resmi
Hep vardı da olgunlaşıyor yavaş yavaş :) Birbirine bağlı hikayeler düşünüyorum, acemi romanı :)
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.