Gönderi

175 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İnsancıklar Dostoyevsky'nin ilk romanı. Bazı insanlar vardır, gösterir kendini, bilirsiniz bir şeyler olacak. Beklemeniz gerekmez uzun yıllar boyunca. İşte 23 yaşındaki Dostoyevski de böyle İnsancıklar'da. En sona yazacağım şeyi şimdi yazayım bari. O yaşında yazdığı böyle bir roman, nedense bana
Kudat
Kudat
'u hatırlattı.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,6bin okunma
··
1.431 görüntüleme
Kudat okurunun profil resmi
O howl bu howl mı? Vay anam babam başımıza daha ne howllar gelecek? Sene 2010 falan Orta sondayım. Türkçe öğretmeni yaptı bana bunu. Diyarbakır'dan bir kaç sene önce taşınmışız. Okulda yeni çocuk gözüyle bakılıyorum. Çocuklar mı kapalı gişe ben mi içimdeki girişimciyi ortaya çıkaramadım bilmem. Bir çevre kuramadım. Kuzenim vardı Allahtan sınıfta da yalnızlık çekmedim. Neyse velhasıl kelam aldı beni tahtanın önüne bu arkadaşınız ilerde yazar olacak dedi. Ben ona bakıyorum, o bana bakıyor, sınıf bize bakıyor, ben sınıfa bakıyor. Ulan zaten sevmiyorlardı, şimdi iyice sınıfın kötüsü ettin beni çirkin hoca diyorum içimden ve bakışıyoruz hala. Bir iyi-kötü-çirkin sahnesi çektik yani anlayacağınız. Tabi durup dururken demedi bunu hocam. 15 dakika önce "Sizden şu şu konuyla ilgili bir şiir yazmanızı istiyorum" dedi. İlkokuldaki nazlı yarinden ayrı düşmüş, gurbet ellerde ben zaten şiire vurmuşum kendimi. Söyle hoca söyle nasıl bir şiir yazayım, kanatayım ortalığı, imamın kızı bile jiletlesin kendini diye triplere girdim içimden. Ne konuda istedi şiiri tam hatırlayamadım şimdi, yazıverdim ama hemen el pratik nasıl olsa. İşte böyle çıktım tahtanın önüne. Sınıfın mücahidi benmişim tabii o an. Herkes sayemde selana izlemeye tam vaktinde yetişecek. Tabii ben o yaşta güzel bir şeyler duydum mu elim-ayağım dilime dolanır. Ne diyeceğimi şaşırırım. Saçma bir şey deme içgüdüsünü bastıramadım. Ve sözlüğün birinin arkasında okuduğum hikayeyi söyleme gereği duydum. Vakti zamanında biri dili sayesinde vezir olmuş. Vakti zamanında biri dili yüzünden kellesinden olmuş. Söylemeye lüzum var mı bilmem bu kişiler aynı kişiler. Aha sen tüm bunları niye anlatrın derseniz, bu son hikaye için anlattım. ÖZET GEÇ tayfa buradan itibaren okuyabilir. İp üstünde akrobat neyse dil üstünde yazar da o benim gözümde. Ve bende bir ipten düşme korkusu var ki ipin üstüne çıkmama bile engel oluyor. Ama İşte böyle böyle sayenizde üstüne gidiyorum o korkunun. Geçen dergilere yazı bile attım. Onaylanmadı tabii o yüzden hayata küstüm aha kararttım sayfalarımı. (Şağa şağa vizelere çalışıyom). Onaylanmasa red yüzü görsede artık ben yazmaktan geri durmam. Çok teşekkür ediyorum. Bir tek kelime Howl gibi dursa da o kırmızı yer. Benim için manası büyük oldu var olasın ^_^
2 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
İleride kötü bir şey olursa artık beni de Türkçe öğretmeninin yanına koyarsın çirkinler güruhu olarak :) Sonuçta referans olacak kişiler değiliz sana, sadece okuruz biz. Ama emin ol değerli şeyler yazıyorsun. Hani insan bir şeyler ürettiği için hoşuna gider, dünyanın en mükemmel şeyi oymuş gibi düşünür, arkadaşları da haliyle beğenir ya yaptığını. Seninki öyle değil, gerçekten ortaya kaliteli şeyler çıkarabiliyorsun. Edebiyat mafyasına yenik düşme ve zorlamaya devam et şansını. Zaten içinde yazmak olan birisi yazar hep. Teşekkürler ve günaydınlar
2 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Keşke daha uzun yazsaydın Erhan:) Senin 'serbest nizam' incelemelerine kendini bırakıp gitmek özellikle akşamları terapi gibi geliyor bana:) Ben kitabın kendini sürekli güncel tutabilme becerisini çok başarılı bulmuştum. Evet konu yoksulluk olunca tabii ki hep bir şekilde güncel kalacak zaten. Ancak burada salt yoksulluk değil de; merkezinde yoksulluk olan gerçek bir yaşam döngüsü var. Çocuk sahnesi kitabın zirve noktalarından birisi. Borç para isteme sahnesi keza öyle... Bunun gibi başkaları da var. Ve bu kitap, gözünüzün önündeki çayı bir anda evin en değerli nesnesi haline getirebilecek güçte... Bu da zaten Dostoyevski'nin anlatım gücü... Neyse incelemenin altına bir inceleme de ben yazmayım:) Başta dediğim gibi; lütfen eğer içinden geliyorsa çok daha uzun yaz ... Yazdıklarını büyük bir keyifle okuyacak insancıklar tanıyorum:) Selam ve sevgilerimle...
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağol Necip, umarım yolundadır her şey. Hepimiz insancığız aslında evet, kendi yarıçapımızı esas alıp bir şeyler yapmaya çalışırken diğer insanların hayatlarını etkiliyoruz, bilmeden ya da bildiğimizi fark etmeden. Senin incelemen, isyanın ya da bir nevi, çok güzeldi zaten. Ben sadece can sıkıntısı, zaman geçirme türevi şeyler yapmaktayım. Çok sevindim iyi gelmesine sana totalde ıvır zıvır denebilecek şeylerin:) Teşekkürler.
9 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Ruslarda da bir hayli galatı meşhur vardır. Ben bunu Kril alfabesinin Grek ve Latinin kötü bir kopyası olmasına bağlarım. Bir Rus dostum ABD'ye gitmişti. Birkaç ay sonra dili az buçuk anlamaya başlamış tabii. Birisi Teksas, diye bir şeyler anlatmış. O ise, anladım dediklerini de bu Teksas nedir birader, demiş. Teksas yahu, eyalet, eyalet demiş cevap. Şok olmuş tabii. Zira Ruslar Teksas'a Tehas derler. Çünkü x Ruslarda gırtlaktan gelen h sesini verir. Ben de, siz her karşılaştığınız x'i h olarak görüyorsunuz ya, ondan dedim. Mesela ince h sesi yok sizde diye, bizim orijinal telafuzlarımıza gülüyorsunuz. Aslında komik olan sizsiniz dedim. Hitler'e-Gitler, Honduras'a-Gonduras, Havana'ya-Gavana bizim Haydar'a da Gaydar, Harem'e-Garem diyorsunuz. Bu alfabe sizin başınıza çok dert açmış, dedim. Barbara kadının ismi, sizde B-V sesini verdiği için kadıncağızı Varvara yapmışsınız mesela. İngiltere Kraliçesi II-Elizabeth'e de, II-Yelizaveta (dişil sözcüklerin sonu ya a ya da ya ile biter.) derler :)))) İsmi Yelizaveta olan çok Rus hanımefendisi var. Çünkü E harfi kelime başında Ye olarak okunur. Bizimkiler de Yekaterina'ya inadına Ekaterina derler. Nasıl olduysa Yeltsin'e Eltsin demiyorlar. Zira Eltsin yazılır o da.:))) "Varvara (ya da Barbara)'ya kendi haline bakmadan." cümlen aklıma bunları getirdi. Kalemine sağlık Erhancığım.
1 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Zaten senin bir incelemenden yazmıştım Barbara'yı Metin Hocam, iyi denk geldi:) Çok teşekkürler tekrar
Semih Doğan okurunun profil resmi
Elinize sağlık Erhan Bey. Şu anda kitaplığımda Doktor Jivago'nun aşk hikayesinin bitmesini bekliyor bu kitap. Benim için güzel bir ön bilgi oldu. Nedense kitabın ismi bana hep garip gelmiştir. Sizin de incelemenizde belirttiğiniz "Yoksul/Zavallı İnsanlar" bence çok daha kullanışlı olurdu. Hafiften değindiğinize göre sizin de benimle aynı fikirde olduğunuzu hissettim :) Teşekkürler bu güzel inceleme için.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, kitabın ismi ingilizceye poor folk olarak çevrilmiş, ama yazılana göre Rusça bu kelime, yoksul anlamına geldiği gibi zavallı, sefil vb. anlamlarda da kullanılabiliyormuş. Belki de ilk çevirenler bu çoklu anlamı vurgulayabilmek için böyle bir isim vermişlerdir. Bir de çeviri hususu var, Can yayınlarının Sabri Gürses çevirisini sevmediğim için dört ayrı ebook indirdim İnternetten. Öteki ve iletişim daha iyi geldi ve Öteki yayınevinden okudum. Ama bir yerde diğerlerinin beyaz ekmek diye çevirdiği bir kelimenin gül olarak yazıldığını da gördüm kitapta. Gutenberg project'te açık kaynak olarak ingilizce nüshası da var, tereddütte kaldığım yerlerde oraya baktım. Daha iyi olduğu söylenemez gerçi :) Bazen sırf çeviri yüzünden, hatta yanlış bir kelime ya da cümle yüzünden soğuyabiliyoruz kitaptan. O yüzden en azından klasiklerde incelemelere kitabın yayınevini ve çeviri kalitesinin eklenmesi gerektiğini düşünüyorum - ben unutsam da :) Sağolun tekrar, umarım yakın zamanda görürüm sizin incelemenizi de :)
14 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
Sizin yazılarınız o kadar belli oluyor ki artık, tarzınız iyice oturdu gözümde :) Tam kitabı okutturur cinsten. Övgülere, reklamlara ve yorumlara bayıldım. Teşekkürler bu güzel inceleme için.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, yalnız şimdi büyük vebal altına gireceğim kitapları beğenmezseniz :)
3 sonraki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
İncelemenize birinin uzun diye birkaç lakırdı ettiğini ben de hatırlıyorum. Lakin çok lüzumsuzca olduğu için görmezden gelmiştim. Tam tadında ve hoş bir izlenimi aktarmışsınız bizlere. Kaleminize sağlık. Ve Varvara ile ilgili söylediklerinize katılıyorum. Adamcağıza dertlerini sıralayıp sıralayıp, tabiri caizse "ayak çekiyor"du. "Yo, Makar Devuşkin. Kabul edemem! Oh.. Tanrım!.. N'olamaz.." der bir havadaydı. Bence Makar garibimin arkasından çayını höpürdeten bir qısdı. :) Uzun yazınız Erhan Bey, bizler seve seve okuruz. Saygılar..
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağolun, aslında bir ara yazıda da dediğim gibi gün gün yazmak geldi içimden de zor tuttum kendimi :) Ve kesinlikle günümüze daha çok yakışır Varvara :)
2 sonraki yanıtı göster
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
İncelemenin son paragrafı,o yorumu yapan arkadaşa uzun bir gülüş gönderiyorum ,kaliteli bir alay cümlesiydi:-)) Dostoyevski maceranızda SAĞLICAKLA kalın olarak iyi dileği alıyorum ben..Virgülsüz bana gerekli bir temenni çünkü..Emeğinize sağlık☺️💐
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler:) Dostoyevski iyi tutar sizi emin olun.
Mehmet D. okurunun profil resmi
Eeeyy Nabokov! Lolita'nı da al git :)
Erhan okurunun profil resmi
Biz de gidelim o zaman:)
6 sonraki yanıtı göster
Büşra Nur okurunun profil resmi
Ne yazacağımı bilemedim ama beğenimi bir yorumla belirtmeden geçemeyeceğim. ^^ Ellerinize sağlık.. ^^
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, bazen bana da oluyor, yorum yazamadım diye utanıyorum :)
1 sonraki yanıtı göster
Quidam okurunun profil resmi
Edebiyat yemeğimizin suyunu koymuşsunuz, Erhan Bey. Şimdi diğer malzemeleri de ekleyebiliriz. Howl ile gelen günümüz bağdaştırması da ayrı bir anlamlı ve anlaşılır kılıyor. Kaleminize sağlık.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, benim inceleme kaçak oldu biraz gerçi. Bugünden önce başlamıştım kitaba biliyorsunuz, neyse fazladan bir iki tane daha okuruz artık :)
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.