Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ocak Söner
Gelin size bir hikaye yazayım siz de okuyunca anlayacaksınız ki , gerçek kişiler ve olaylarla ilgisi olmayan hikayelerden biri değil , ''sabah bir postacı çıkıp gelse, kapıyı çalıp gelecek günlerimin özlemini gidermek, yeni günlerin sığlığına derinlik kazandırmak gayesine konservatuvarı kazandınız PİYANO lar sizin parmaklarınızın dokunuşunu bekliyor yazan bir mektup getirse'' hayalleri kuran kanlı – canlı, ufacık bir kız çocuğuna ait bir hikaye bu. Daha rahmine düştüğü ilk andan itibaren seni hisseden benimseyen, doğduğun anda acısını yorgunluğunu unutup hoş geldin diye hayran hayran bakan. Yemeğini, suyunu , sevgisini eksik etmeyen… ANNE… Başına bir hal gelmesin diye sarıp sarmalayan sadece sana değil tüm aileye kol kanat geren, geleceğinin en iyisini nasıl sağlamak derdinden geceleri uykularını bir sağa bir sola dönerek yarım yamalak tamamlayan, yaptığın tüm yanlışlara rağmen seninle olmaktan gururlanmaktan vazgeçmeyen.. BABA… Evet anne baba tarifi en kısa ifadesiyle sanırım tanımlama için yeterli. Neden mi yazıyorum bunları? Otuz yılına yaklaştığım meslek hayatımda bugün ilk defa verilen cezanın bir adama az geldiğini , gözümü kırpmadan o adamı vurabileceğimi hissettim, görevli olduğum duruşma salonunda sanığın yaptığı savunması karşısında… Olay yerinin, mesleklerin, eğitim durumlarının hatta isimlerin hiçbir önemi yok. 16 yaşında lise öğrencisi, okulundaki rehberlik hocasına iki seneyi geçkin bir süredir babası tarafından tecavüze uğradığını, annesine defalarca bu durumu anlatmasına rağmen annesi tarafından yalancılıkla itham edildiğini, intiharı düşündüğünü , yaşama hevesini KAYBETTİĞİNİ anlatmış. İyi ki gençleri, çocukları kendi evlatları gibi dinleyen duyarlı hocalar var. Allah onların eksikliğini hissettirmesin. Rehberlik hocası bu durumu önce emniyete sonra da milli eğitime rapor hazırlayarak bildirdi. Çocuk ve gençlerin ifadesini alırken hep kendi çocuklarım gelir gözümün önüne empati yaparım. Rahat rahat konuşabilmeleri için sakince onları beklerim, bir ÇAY söyler, bulunduğumuz yerin önemi yok , düşün ki bir RIHTIM kenarında karşılıklı oturup dertleşiyoruz derim.Mesleğimden önce anneyim. Bilirim hangi dilde anlaşırız rahatlıkla konuşuruz. Kızcağız ifadesini verirken yaşadığı utancın yanında anne ve babası bu durumdan zarar görürse kardeşlerine kimin bakacağı endişesi taşıyordu. Anlatmak o kadar zordu ki onun için en az dinlemenin benim için zor olduğu kadar. Baba ve anne denilen yaratıklar ise ifade vermek istemediklerini, savcılıkta vereceklerini beyan ederek sustular. O an tüm bir ömür boyu susmalarını, nefes dahi almamalarını diledim. En nihayet mahkeme salonu, hakim karşısında adam ve karısı. Hakime hanım soruyor adama; ''doğru mu suçlamalar?'' ''Evet hakime hanım'' ''Peki nedir savunmanız? '' ''Hakime hanım, düşünün ki bahçenize fidan ekiyorsunuz. Zamanla büyüyor ve ağaç olup meyve veriyor. Ne yaparsınız? Önce meyvenin tadına siz bakar sonra ikram edersiniz değil mi? Benim yaptığım bundan farklı bir durum değil ki…'' Tüm salonda buz gibi bir hava esti, herkes hayretler içerisinde adamı öldürmek istercesine bakındı.. Adamın yüz ifadesi pişmanlık yerine takındığı pişkinlik hali ve sesi ömür boyu gözümün ününden gitmeyecek ve kulaklarımdan silinmeyecek… Sonucun kararın ne olduğunun çok önemi yok artık. Büyüklerinin yaptığı sapıklığın cezasını aynı çatı altında anne baba sevgisinden mahrum kalarak büyümek zorunda kalacak olan, yetiştirme yurdunda korunma altına alınan mağdurun yanı sıra beş çocuk.... Dilerim ki Allah'tan evladınıza yaptığınız bu sapıklık O' nun katında daha bu dünyadayken cezasız , Anne ve baba olmayı hak edenler de evlatsız kalmasın.
··
147 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Dün gece okuyamamıştım tam, etkinliğe uyar mı demiştiniz, tabi ki demiştim. Şimdi de aynısını diyorum. Farkındalık oluşturan gerçek bir yaşam hikayesi bu. Hepimizin içinde bir yere dokunuyor. Benim gibi kendisine baba diyen böyle insanların olduğunu bilmenin utancı bir yana, neden var bile diyemiyorum. İsteyen din der, isteyen ortadoğu kültürü, isteyen dünyanın her yerinde böyle. Bunun hiçbir önemi yok, önemli olan böyle bir insanın var olması ve bizim hiç bir şey yapamamamız. En üzücü olan ise bunun ekstrem bir örmek olmaması. Hemen her gün okuyoruz benzer haberleri, suçlunun pişkinlik derecesinden fazla haberdar olmasak da. Pedofili belki bir hastalık, toplumdan soyutlanması gereken, ama, özellikle bu örnekteki adam gibiler, hasta değiller. İğrenç bir zihniyetin ürünleri sadece ve tedavisi mümkün değil. Belki iki gün önce kahvede arkadaşlarıyla okey oynuyordu bu adam. Yüzüme bakıp anlayamıyorsın ki insanı. Yo, bazı insanların pisliğini anlayabiliyorum artık. İkiyüzlülüğünü, yalancılığını. Neyse, sıkıldım ben artık herkes gibi. Elinize sağlık Ferah Hanım, sabah sabah içimize bir ağırlık bırakıp kaçtınız. Hep orada kalması gereken bir ağırlık ama, her sabah hatırlamamız gereken bir şey. Teşekkürler.
Hatche okurunun profil resmi
Gece gördüm de sabah okuyayım, Ferah Ablam bir yazıyla dönmüş diye sevindim... :) Ve şimdi tüylerim diken diken okudum. Hasta olsun, olmasın bu rezil insanlara şu kadar müsamaha göstermek, anlayışlı davranmak geçmez, geçmiyor içimden. Geçen yıl üniversite yılının ilk psikoloji dersinde hocamız bir vaka örneğiyle başlamıştı derse ve "siz olaylara normal insanlar gibi bakmamalısınız, onları dinleyip anlamalısınız." demişti. O zamandan bu zamana bir sürü ders, bir sürü vaka ve bir sürü meslek eğitimi aldık, bu konuda ki düşüncemi hiçbiri yerinden de oynatmadı, oynatmayacakta eminim. Normal bir insan gibi onları kınıyorum, yeri geliyor küfrediyorum. Elimde olsa neler yapacağımı düşünüyorum! En büyük suçtur bir insanı susturmak, onun hayatını karartmak, bir de bunu baba kimliği altında yapıyorsa bir alçak katiyen affedilemez.. Kanayan yaramız bu yazı, gözümüzün önünde kalsın, kalsın ki duyarlılaşmaya çalışalım. Teşekkürler Ferah Abla
Nurhan Işkın okurunun profil resmi
Ah Ferah ah... Yeni yazdığım kitabım için emniyette çocuk şubede duyduğum bu tarz olaylar kanımı dondurdu. Bunlar anne ve baba değil sıfatsız varlıklar... O küçücük bedenlerin maruz kaldığı olaylar inanılmayacak kadar korkunç... Kim ne derse desin çocukların masumiyetine el uzatanları darağacında sallandırmak lazım... Bu tarz suçlarda insan hakları diye bir yorum olmamalı sebebi ise beş yaşındaki bir çocuğa yapılanın insanlık vasfı ile uzaktan yakından ilgisinin olmaması... İnsan olanın hakkı savunulmalı. Bunların değil...
MAHMUT AKINCI okurunun profil resmi
1- Bunu bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. 2- Gerçek hikayeler her zaman etkileyicidir ve güzel de ifade etmişsiniz. Emeğinize ve yüreğinize sağlık. 3- İşlenen bir suça karşı “gözümü kırpmadan vurmak istedim...” deniliyorsa; Bilinç altımızda o işlenen suçun karşılığında verilecek suçun cezasını az buluyor olmamız yatmaktadır. “Yasalarımız adil ve caydırıcı değil” bu bir gerçek! Bu adam her ne ceza almış olursa olsun, eminim ki hak yerini bulmamıştır. Bu adam cezaevine girdiğinde mahkumların yıllar yılı -spontane olarak- oluşturdukları kanunlarla resmi yasalara ayrı ve hukuksUz bir ceza kanunları dizisiyle bu sapık babayı cezalandırılmak istenecektir. Böylece ikinci bir kez suç işlenmesine olanak tanıyan yine “adil olmayan bu yasalarımızdır” Demem o ki; ilk ve en büyük suç, caydırıcı olmayan yasalarımızındır. 4- Bu tip suçlar ahlaki sapkınlıktan çok psikolojik sapkınlık temelinde değerlendirileceği için bu “baba ve anne” hak ettiği cezayı almayı bir tarafa bırakın, yasalarımızdaki eksik/az olan cezayı bile almamış olacaktır. Hatta bu adam “kızımı evde ilk kez iç çamaşırıyla gördüğümde başladı bu...” deyip tahrik edildiğini ifade ederse cezası düşecektir desem, inanmazsınız değil mi??? 5- işte bu nedenlerden dolayı ve pasifliğimizden dolayı buradakilerin çoğu bu yazdığını okuduğunda “oh demek ki mahkemeye çıkarıldı” demek yerine “Allah belasını versin, onu Allah’a havale ediyorum, yaşasın cehennem...” gibi ifadeler kullanacaktır. 6- Bir gün “iyi ki ülkemizde ve yasalarımızda adalet var” demek bize (bu ülkeye, bu halka) nasip olur inşallah. Tekrardan teşekkür ederim Ferah Hanım.
Uğur Ukut okurunun profil resmi
Şimdi ben desem ki bu adam koşulsuz idam edilmeli, ona destek olan, sucunu örten kadın da yanı başında olmalı. Anne baba diyemiyorum çünkü hak etmiyorlar. Birileri diyecek ki insan sevgisi ve insan hakları. Peki bu kıza hiç mi sevginiz yok ve bu kızın hiç mi hakkı yok. Yoksa onu insan yerine mi koymuyorsunuz lan. Gece gece nasıl sinirlendim!
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Derler ki, " Çocuklar, Tanrı'nın insanlıktan vazgeçmediğini göstermek üzere, yeryüzüne yolladığı elçilerdir. " Bir babanın evladına reva gördüğü bu iğrençliğe, hangi kul razı olabilir ki! Kim? Bu iğrençliği alkışlayabilir. Nedir, bu yaşanan iğrençlikler... Bizler yaşananları tahayyül etmeye ve okumaya dahi tahammül edemezken... Sorarım sizlere, nasıl bir sevgi böyle bir kötülüğü yener. İmanlı ve inançlı olmak mı? Hadi diyelim, kuvvetle muhtemel sarsılmaz bir imana sahip olmak! Peki o halde, imanı kuvvetli bir kul, böyle bir eyleme kalkışabilir mi? Kalkışamaz değil mi? İmanla zulüm bir arada olamayacağına göre... Peki! Bir annenin duygusuzlugunu, katılığını, gaddarlığını ve acımasızlığını nasıl izah edebiliriz. Hangi doğru cümle, bu yaşananları izah edebilir ki... " Bir kadının suçlarını ve faziletlerini kocası yaratır. " derler. Peki! O halde, bir kocanın suçlarını ve faziletlerini de, karısı yaratmaz mi? Sizce... Söyler misiniz? Karar verme yetkisini elinde bulunduran merci makamlar bile, bu eyleme caydırıcı bir ceza veremezken, bizlerin elinden ne gelir ki. Eylemin müsebbibine buğz etmekten başka... Sevgili okurlar sessizce sevmek ve insanca yaşamak varken, hatalarımızın farkına vararak, geleceğe güvenle bakıp sevemez miyiz?...
Nur-AL okurunun profil resmi
İğrenç! Yapılan sapıklığı bir ağaçla örneklendirip kendini ifade etmek ancak ruh hastası bir sapığın yapabileceği bir şey. Bu adama baba demeyin lütfen, biolojik olarak baba olabilir ama insanlık açısından babalığın b'sine bile sahip olamayacak kadar sapkın. Bırak çocuğuna yapmayı yabancıya bile bu kadar adice bir şey yapılmaz. İnsanlık nereye gidiyor böyle...? Sapkınlık almış başını gidiyor ne yazık ki... Pedofilinin dünyada her geçen yıl daha fazla artması hiçte hayra alamet değil.
İsmail okurunun profil resmi
Geçen ay okuduğum bir kitapta bulunan söz aklıma geldi: ''Bu gezegende insanlık dışı bir şey var.''
K. okurunun profil resmi
Sonra ben böylelelerine palayla dalmalı deyince vahşi oluyorum! Bu .... çocukluğuna inmeliymişiz abla. Çözüm buymuş. Aramızda böyle akıl veren, okuduğu birkaç Freud'la psikolog kesilen reziller var. Bence onlara da pala müstehak. Bu ne ya. Savunma niyetine söylediği sözleri söyleyen dilini var ya! Allah kahretsin ya. Ben polis olsam kesin vururum birini, kendime mukayyet olamam.
Bu yorum görüntülenemiyor
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.