Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

412 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Öncelikle Larry Niven ve Bilinen Evren'le ilgili olarak reklam kokan hareketler kapsamında; sacmaninbagladiklari.com/2018/06/04/sacm... Başlayabilirim herhalde artık, yukarıdaki linke bakanlar Halka Dünya'nın Larry Niven tarafından yaratılan bir serinin ilk kitabı olduğunu çözmüşlerdir herhalde. Aslında yazarın bir seri yaratmaya niyeti yok gibi geldi bana en başta. Zaten kitaplar arasındaki 10'ar yıllık aralıklar biraz gösteriyor bunu. Ama Halka dünyada o kadar çok şey yaratmış ki Niven, bunu tek bir kitapla bırakmak, gerçekten de insafsızlık olurdu biraz. Kitaptan bahsedeyim biraz. Saf bir bilim kurgu bu kitap. Yani ilk defa türle tanışan birisinin kolaylıkla adapte olacağı bir eser değil. Star Trek ya da Babylon 5 tarzı dizilere aşinaysanız seversiniz bir parça. Yoksa uğraşırsınız biraz anlamak için. Sadece o kadar mı? Larry Niven gerçekten her şeyin mantıklı bir açıklamasını yapmak için oldukça uğraşmış. Benim hoşuma giden bu detay bazı okuyucuları sıkabilir belki, ama onlar fazla iç içe değildir zaten bilimkurguyla :) Bilimkurgu her zaman biraz geride kalmıştır diğer türlere göre. Teknolojinin hiç olmadığı kadar hızlı ilerlediği günümüzde bile böyle ne yazık ki. İnsanlar anlayamadıkları , hayallerinin ötesinde kalan şeylere karşı düşmanca bir tavır içine girerler genelde. Ama bilime yön verenler de bir nebze bu yazarlar olmuştur. Şimdi Jules Verne'den söz edebilirim tabi, Nautilus ya da Aya Yolculuk için. Ama Kepler bile cinler yardımıyla aya seyahatin işlendiği bir kitap yazmış zamanında. Hayal gücü ile bilimin birleştiği bu tür, gerçekten insanın gözünü açan eserler çıkarmakta yüzyıllardan beri. Bu arada reklam kokan başka bir hareket olarak , 1K insanının bilimkurgu ile tanışmasına katkıda bulunan #28996895 etkinliği nedeniyle
Murat Ç
Murat Ç
'ye teşekkürü bir borç biliyorum. Çok dağıldık, kitaba dönelim yine. Luis Wu ile başlıyoruz kitaba. 200. doğum gününde daha uzun kalmak için transfer kabinleri vasıtası ile sürekli ülke değiştirirken buluyoruz kendisini. Bu ne şimdi diyorsanız eğer, yüzlerce farklı konseptle daha karşılaşacaksınız kitabın içinde, hazır olun. Farklı bir doğum kontrol planını öğreniyoruz trilyonluk nüfusa uygulanan. Bağışıklılılık baharatını öğreniyoruz uzun yaşamı tabii kılan. Hiper sürüşü öğreniyoruz ışık hızıyla seyahati gerçekleştiren. Işınlı lazer fenerlerini ya da ışın kılıçlarını öğreniyoruz , gerektiğinde aydınlatma, gerektiğinde ısıtma gerektiğinde silah olarak kullanılabilecek. Ve bunları Star Wars'dan çok önce, insan henüz aya basmışken öğreniyoruz – 1970'de. Bu kitapta bir bilinen uzay var Larry Niven'in bulduğu, insanoğlunun keşfettiği bölgeleri anlatıyor genel olarak , bir de dışı. Değişik türler var, Kzinti mesela- İnsanlarla 4 defa savaşmış ama sonunda boyun eğmiş, Kedimsi Irk. İhtiyatlı bir devekuşu na benzeyen (İki başlı çok gelişmiş bir devekuşu) puppeter'lar var. Başka ne var; halka dünya var en başta – gerçekten devasa - yapay bir dünya. Bir yıldızın etrafına kurdela şekline yerleştirilmiş bir yaşam alanı, bir dyson küresi- yani yıldızı enerji kaynağı olarak kullanan bir dünya. İçinde yaklaşık üç milyon dünyanın sığabileceği bir yaşam alanı. Dünyanın yörüngesini düşünün , sonra o yörünge üzerinde bir milyon mil genişliğinde bir otobanın olduğunu düşünün . Gerçekten aklımızın alamayacağı büyüklükler, çok güzel anlatılmış kitapta. Başka ne var bu dörtyüz sayfalık kitapta. Din var , bildiğimiz gibi olmasa da . Mesela bahsettiğim Kzintiler insanlara sürekli yenilince içlerinde, tanrının insan olduğunu savunan bir tarikat ortaya çıkıyor ve insan maskeleri takıyorlar. Şans faktörü var bir nevi tanrı olarak değerlendirilebilecek. Kadın erkek ilişkileri hatta cinsellik var bolca. Gerçekten beyin tokatlayan tespitler var. Peki bu kadar güzel şeyler var bu kitapta, neden kimse okumamış şu ana kadar, fazla bileni yok dediğinizi duyar gibiyim :) O zaman gelelim kitabın eksi yönlerine. Dediğim gibi kitapta teknik terimler bolca kullanılmış, gerçi Marslı'da da vardı epey ve bu fazla bir sorun teşkil etmedi kitabın çok satanlar arasına girmesine ama orada gerçekten büyük bir reklam kampanyası yürütülüyordu. Neyse çoğu kişiye hitap etmiyor bu yüzden kitap. Bir de çeviri esnasında bazı kelimeler karşılıksız kalınca okuyucu biraz boşlukta kalıyor bazı yerlerde. Ama günümüzde wikipedia yardımımıza yetişiyor her zaman. Mesela ben truvalıları bu kitaptan öğrendim (Jüpiter'in truvalıları diye aratabilirsiniz). Kitapla ilgili başka bir olumsuz görüş de yaratıkların kültürleri arasında fazla bir ayrılık olmaması ama beni fazla rahatsız etmedi bu, anlamadım daha doğrusu bu ilk kitapta. Yukarıdakinden daha büyük bir sorun var Türk okurları için. Bu incelemede sonra kitabı okumak isteyenler sadece sahaflarda bulabilirler. İthaki ilk baskıdan sonra devam ettirmemiş seriyi ne yazık ki. (Üç kitabı birer kere basmış galiba) Yalnız şöyle bir şey de var, linkteki incelemede bahsettiğim gibi. Amazon tarafından seriye ilişkin yeni bir dizi projesi var. Eğer hayata geçerse, yeni baskıların yayınlanmaması için hiç bir sebep yok. Peki kim okumalı bu kitabı gerçekten. Bana sorarsanız, kitabı bulabilen herkesin okuması, böyle bir hayal gücünü tanıması gerek. Bilim kurgu klasikleri arasına giren bir seri halkadünya. Hiçbir şey için olmasa bile sırf Teela Brown'ın şansıyla ilgili teoriyi anlamak için okunabilecek bir kitap. Ya da puppeterların rozet şeklinde hareket eden dünyalarının görkemi için, ya da... Neyse, her zamanki gibi abarttım galiba, bulabilirseniz okuyun efendim, iyi akşamlar- iyi bayramlar.
Halka Dünya
Halka DünyaLarry Niven · İthaki Yayınları · 199978 okunma
··
639 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Önce bilimkurguyu tanımlayalım istersen. Kısaca temelinde bilim olan kurgu, yani bir kurguda, günümüz imkanları ile yaşanamayan ama şimdiki ya da gelecekteki teknoloji ile yaşanması mümkün olan hemen her türlü esere bilim kurgu deniyor- sözlüğe bakmadım farklı olabilir. Bu konu hakkında farklı düşünceler de var-bilimi esas alan her eserin bilim kurgu olduğu yönünde, benim görüşüm böyle ama. Sen kimsin diyebilirsin tabii olarak – ben de kabul ederim :) Zaten fantastik edebiyat ile bilimkurgu arasındaki fark da bu - fantastik hikayeler, hiç bir şekilde bilimi temel almayan şeylerdir ve açıklanması gerekmez normal olarak. Çoğunlukla farklı bir evren esas alınır bunlar için- örneğin Ortadünya. Aşağıdaki iki link - benzer çoğunlukla- Bilimkurgunun alt türleri hakkında detaylı olarak bilgi vermekte, inceleyebilirsin; frpnet.net/makaleler/bilim... bilimkurgukulubu.com/genel/inceleme/... Yalnız burada benim yaptığım tanımla bir iki farklılık var. Ben mevcut ya da keşfedilecek, bilim vasıtası ile yaşanması mümkün olan kurguları söylemiştim hatırlarsan. Alternatif Tarih türü, mevcut olamayacak bir kurgu, adından da anlaşılabileceği gibi. O yüzden şahsen bütün bu alt türlere katılmam pek mümkün değil.
1984
1984
ile ilgili de aynı şekilde düşünmekteyim. Bilimkurgu kategorisinin içine girebilecek – Cesur Yeni Dünya gibi- distopik romanlar bolca mevcut. Ama 1984'ü yazıldığı yıl itibariyle bilim-kurgu soslu bir alternatif tarih romanı olarak görüyorum ben . Tıpkı
Yüksek Şatodaki Adam
Yüksek Şatodaki Adam
gibi. En ünlü bilimkurgu yazarlarından biri tarafından yazılmış olmasına rağmen kanımca bu eser de bilimkurgu türüne girmemekte. Şu ana kadar yazılanlardan, bunların da diğer her şey gibi göreceli olduğu sonucunu çıkarmışsındır herhalde. Diğer sorularına geçeyim yine yuvarlak olarak. Bilimkurgu okumanın insana kattığı şeyler; kitap okumamın insana kattığı bir şey var mıdır? Ben mutlu olmak için okurum kitabı, sen hayatın anlamını bulmak için, başkası çok şey öğrenmek için. Diğeri sadece vakit geçirmek için ya da insanlar tarafından beğenilmek için. Ama sonuçta hepimiz bir rahatlama için okuruz kitapları, fiziksel, zihinsel, ya da bilmiyorum spiritüel bir rahatlama. Huzursuz olacağımız kitapları okuyarak da rahatlarız evet. Kafka okuyan birisi rahatsız olacağını bilir belki ama okumadan duramaz, sigara içmek gibi belki. Totalde o kitabın ona vereceği şeye bağımlıdır çünkü. Tıpkı sosyal medya bağımlılığı gibi bir şey bu. Bilim kurguda da farklı bir şey yok aslında. Diğer kitaplar gibi bir şeyler öğreniyorsun- belki biraz daha fazla- eğleniyorsun, daha önce düşünmediğiniz şeyler düşünüyorsun – beli biraz daha fazla- yeni dünyalara yelken açıyorsun. Yani farklı bir şey elde edeceğinizi düşünerek atılman gereksiz bilimkurguya. Bilimkurgu okumaman imkansız zaten hayatın boyunca. Kıyısından köşesinden bulaşırsın her zaman. İnsan düşünür çünkü geleceği hep. Ayağı yere basmayan bilmkurgu olur normalde ama onlar kitap olarak fazla ulaşamıyor bize. Öncelikle bilim kurgu okuru (eskiden çoğunluğu "geek" olarak adlandırılan ekip) oldukça katıdır bu konuda. Her büyük bilim kurgu filmi çıkışında kurgudaki hataları tartışan onlarca tip görürsün. (Artık Game of Thrones'da bile böyle gerçi) En ufak mantık hatasını eleştiren bir güruhtur bu çünkü kafaları çalışmaktadır fazlasıyla. Yazarlar da bu yüzden ortaya çıkarttıkları eserleri gerçekten ayağı yere basan şeyler olarak tasarlarlar. Diğerleri kabul görmez ve çoğunlukla bir iki kitaptan sonra yok olur böyle bir ortamda. Eskiden daha çok çocuklara hitap eden süper kahraman odaklı çizgi romanlarda bile, zamanla her şeyi bilime dayandırmak bir adet olmuştur; okur kitlesinin bu yönde genişlemesiyle. Tabi bunların bilim kurgunun alt türlerinden biri olup olmadığı da ayrı bir tez konusu. Günümüzde bir şeyin değeri popülerliğiyle ölçülüyor ne yazık ki. Stefan Zweig'ı kim bilecekti mesela telif hakkı bitip sudan ucuz fiyatlarla binlerce baskı yapmadan önce ülkemizde. Bilimkurguların da son dönemde oldukça popülerleştiği bir gerçek. Bunun sebebi yine teknolojinin gelişmesi ama farklı bir şekilde. Son gelişmeleri twitter vb. ile anında takip edebiliyoruz bu ayrı bir gerçek. Ama filmcilik alanındaki gelişmeler ve televizyonun altın çağını yaşaması, eskiden filme alınması oldukça maliyetli olan bilimkurgu veya fantastik eserlerin oldukça çoğalmasına sebep oldu. Gerçekten kaliteli yapımlar çıkıyor artık. Bu olay haliyle edebiyata da yansıdı ve bu türlerin okuyucu sayısı arttı. Eskiden karışık terimler yüzünden bir kenara attıkları kitaplara tekrar şans veriyor insanlar.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun Sonu
şu an için en bilinen eseri oldu Arthur C. Clarke'ın. Rama ve 2001 gibi klasikler daha sonra geliyor. Ama insanlar o kitaptan sonra Rama'yı da okuyorlar. Yani popülerleşme bazen iyi bir şey de olabiliyor. Peki bilimkurgu o kadar matah bir şeyse neden fazla okuyucusu yok denebilir elbette. Baştan beri söylediğim gibi, insanlar kendilerini zorlayacak şeyleri sevmiyorlar. Şu anda google'dan her şeyi öğrenebilmek mümkün ama eskiden anlamadıkları ilk kelimeyle birlikte atıyorlardı kitapları. Filmler de karışık geliyordu hep.. Kızların klasik lafıydı, “Star Wars sevimiyorum ben fazla” . Bir de çoğu bilimkurguda olayların kurgusu- bilimle ilişkisi vb. hususlar öne çıktığından edebi kaygı fazla oluşmaz. Felsefe, sosyoloji geri planda kalır. Tabi bazı değerli yazarlar için geçerli değil bu söylediklerim- zaten onlar da bu yüzden büyükler. Umarım uzatıp kafanı daha da karıştırmamışımdır:) İyi bayramlar tekrar.
Erhan okurunun profil resmi
Bugün DR'da Panama yayıncılık tarafından tekrar basıldığını gördüm kitabın. Serinin devamı da var galiba. Çeviri nasıl bilmiyorum ama ne olursa olsun bilim kurgu sevenler için büyük bir fırsat.
Murat Ç okurunun profil resmi
Yine döktürmüşsün Erhan Abi. :)) Reklam kokan hareketlerinden nasibimi almışım, teşekkür ederim bu ince davranışın için. Hep birlikte bu tür için güzel paylaşımlar yapıyoruz ve biraz da olsa ilgi çektik diye düşünüyorum. Umarım ilk defa bu türle tanışan okur sayısı artar. Kitaba baktım inceleme var mı diye ama gerçek inceleme senden gelmiş. Kısacası kimsenin ziyaret etmediği topraklarda tek başına bırakılmış. Genel olarak bilimkurgu türü reklam ile bütünleşmemişse çok fazla rağbet görmüyor gibi duruyor. İnsanların her zaman yaşadıklarından daha fazla kurgu düşüncelere ihtiyacı var. İthaki... İthaki'nin şöyle bir huyu var. Kitabın haklarını satın alıyor ve basıyor. Sonra bastığı bu kitapların teliflerinde ya da asıl sahibi bulunan yayınevleri ile sıkıntı yaşıyor ve tekrar basmıyor. Bilimkurgu klasiklerin de tekrar basamadıkları kitaplar mevcut. Kitap kapağı anlaşmazlığı yüzünden bile tekrar basmadıkları kitaplar var. Özellikle önsöz ve sonsöz kısımlarına sağlam tekliflerle yazılar ekliyorlar. Sağolsunlar ama sonra bu kişilerle sorun yaşayıp kitabı tekrar basamıyorlar. Sanırım bu seri de böyle bir şeye kurban gitmiş olabilir araştırmam lazım. :) Ben de maşallah uzunca yazdım. :) Unutmadan, bir çok insan bilimkurguyu Star Wars tan ibaret sanıyor. Ya da nasıl desek Bilimkurgu'nun ilki sanıyor. Hem film hem de kitap olarak. Bu yanlış tabi ki. İlk kitap için 1800 lere ilk film için ise 1900 lere inmek lazım. Bazı araştırmalar ilk Bilimkurgu kitabı için 1600leri de işaret ediyor. Kısacası araştırın sayın okurlar. SW Reklam sayesinde bunu sağlayabiliyor lakin bu reklama rağmen ülkemiz de nice Star Wars eserleri çevrili değil ya da basımı yok. Neyse,, Erhan Abi eline sağlık bu güzel inceleme için. Etkinliğe katkın içinse çok teşekkür ederim. Devamını da beklerim ve beklerler... :)
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, sayende evde kıyıda köşede duran kitabı elime almış oldum daha ne olsun. İyi de oldu, evet Fahrenheit, dünyalar savaşı, görünmez adam gibi kitaplar var, ama bunlar da var ta göbeğinden bilimkurgunun. Zaten o kitaplar bir dönemin ufkunu açmışlar, şimdiki nesil daha yaratıcı, daha yeni şeylerle tanışsa belki ilerde daha iyilerini kendileri yazacaklar. Bilim ülkemizde neden gelişmemiş diyoruz, edebiyatının da fazla bir farkı yok zaten. Bir kaç alt kültür topluluğunun tekelinde mecburen her şey. İşte bu kitap 99'da basılmış ithakiden, hala ithaki bilimkurgu serisi diyoruz. Başka çeviren yok ki. İlgilenen yok zaten. Ne veriyorlarsa onu alıyoruz. Neyse, umarım böyle etkinlikler türün sevilmesine katkı sağlar. Teşekkürler yorumun için
3 sonraki yanıtı göster
Osman Y. okurunun profil resmi
Eline sağlık, inceleme azlığı mevsiminde gayet çaba harcanmış bir inceleme :) Merak ettiğim birkaç nokta var. Bilimkurgu cahili olarak diyorum ki, bilimkurgu okumanın insana temel katkıları nelerdir? Bilimkurgu okumayan neleri ıskalamış olur? Bilimkurgunun kendi içindeki temel farklılıkları nelerdir? Mesela 1984 kitabı bilimkurgu sayılır mı ? Ayağı yere basan ve basmayan bilimkurgu diye bir ayrım olabilir mi ve ne gibi bir öneme sahiptir? Bilimkurgunun değeri, dünya çapında oluşuyla ne kadar ilgilidir? Kısaca cevaplayabilirsin destan yazmadan:) Müsait bir zamanda açık oturum talep ediyorum, aklıma ilk gelen isimler seninle birlikte Murat Ç ve Semih de dahil olabilir.
Erhan okurunun profil resmi
Teşekkürler, detaylı olarak cevaplarım kafam biraz rahatlayınca. Şeyi söyleyeyim sadece, ekşi sözlükte öğrenildiğinde insanın ufkunu iki katına çıkaran şeyler diye bir kategori var. Bilimkurgu okumak da o kategorideki bilgileri öğrenmek gibi bir şey. Pişman olmazsın hiç bir zaman, başlayınca bir kere bırakamazsın kolay kolay, alışırsan eğer.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.