Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

109 syf.
·
Puan vermedi
Kafka'nın Aforizmalarını altıkırkbeş yayınlarının 98'deki baskısından okudum. İş Bankası Kültür Yayınlarının üstüne bir de "O:1920 günlüğünden aforizmalar" diye bir bölüm vardı bu baskıda. Osman Çakmakçı çevirmiş, beni fazla rahatsız etmedi. İş Bankası Yayınları gibi her sayfaya bir aforizma şeklinde basılmadığından yeterince kısa bir kitap. Altıkırbeşin ilk dönemleri ve çok hoş bir notları var başta, değiştirmeden ekliyorum incelemeye "Daha yayınevi kurulmadan önce, selüloz ürünleri üzerine yoğunlaşan bir dergiye, yayınevimizi ve yaptığı işleri bir nebze olsun tanıtabilmek amacıyla yazdığımız bir yazıda, aynen şu cümlelere yer vermiştik: "Kafka kitaplarına dokunma isteğine alternatif dokunma nesneleri üretmek... " Korkarız ki bu kitapla birlikte, yukarıda ifade ettiğimiz amacımızdan sapma noktasına gelmiş oluyoruz. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, çok sayıda genç kızın elinizdeki kitabı başından sonuna kadar okuma olasılığı hayli yüksek görünüyor. Bunun Türk kültür hayatına ve diğer hayatlara ne gibi etkiler yapacağı konusunda hiçbir fikrimiz olmamakla beraber, şu saatlerde yapabileceğimiz başka bir şey de yok. Hiç olmazsa bu kitapla Black Jack yapmış oluyoruz. Kitabın İngilizce versiyonunu, bahara hazırlanan yağmurlu bir günde, Beyoğlu'nda yürürken gördük. Sonra Kadıköy'de çevirmenimize gösterdik. Heyecanlandı. Derken zaman geçti, çeviriyi sorumlumuz M. Ulusel'e gösterdik. Daha önce hiç Kafka kapağı deneyimi yoktu. Bir eksiğini daha kapatabildiği için gülümsedi. Filtresiz Pall Mall'ını küllüğe bastırırken, evindeki bir günlükte olan Kafka desenlerini hissedip aradı. Aranan bulunmaz kuralıyla karşılaşınca, H.T.'yi A.K.'e yollayıp görüntüleri sağladık. Her şey bir yana, sizin bu kitabı elinize alıp okumanız, çok hoş, gerçekten. Ama tüm bunların üstüne bir de ikinci baskıyı yapabilmek tuhaf, çok tuhaf. Karanlık günler için bir Kafka şekerlemesi. Yol gösterici, Kafka'nın özü. Karşı cinsten uzak durun." İncelemenin yarısını böyle bir şekilde geçiştirmenin verdiği mutlulukla, bu iki aforizma kitabıyla ilgili de biraz bilgi vermek istiyorum. İlk bölüm yani "Günah, ıstırap, umut ve doğru yol üzerine aforizmalar", Kafka'nın en buhranlı dönemleri olan 1917-1920 arasında yazdığı (Nişanlısından ayrılmış, verem olduğunu öğrenmiş, işinden de uzun bir izin almak zorunda kalmış) 109 tane paragraftan oluşuyor. Bunların bazıları tek cümle, bazıları ise sayfayı dolduruyor tamamen. Kısa olanlar ve özellikle anlaşılanlar her aforizma gibi twitter, instagram ve hatta 1000 kitap alıntı ve incelemelerini süslerken, bazı beyin tokatlayan " burada aslında şunu demek istemiş olabilir" tarzındaki paragraflar çoğunlukla görmezden geliniyor. Gerçi günahını almayayım kimsenin- bu 109 (aslında iki tanesi kayıp) aforizma için tam 529 alıntı ve 110 inceleme yazılmış, incelemeler de alıntılarla dolu genellikle va Kafka'nın hayatıyla. Ara sıra bazı aforizmalarla ilgili açıklamalar yapılmaya da çalışılıyor. Ama sonuçta hemen herkes bu kitabın okunması gerektiği konusunda hemfikir. Kafka tek tek numarlamış sonuçta bu lafları, önemsiz bir şey olamaz. Art arda bazı aforizmalar, sanki birbirinin devamıymış gibi benzer şeyler içeriyor. Kimbilir belki de Kafka bunları bir dergide yayınlatmayı düşünüyordu ya da çıkaracağı başka bir kitap için notlar alıyordu. Max Brod dahil hiç birimizin bunu kesin olarak bilebileceğimizi sanmıyorum. İş Bankası Kültür Yayınlarında olmayan, kitabın ikinci kısmında ise 1920'de yazılmış bir günlükten bölümler var- aslında bunları aforizma olarak değerlendirebilir miyiz bilmiyorum ama altıkırkbeş, belki ingilizce metin de böyle olduğu için- bu iki kısmı da aforizma olarak çıkarmış. 10 bölüm var burada. Bazıları 2-3 sayfaya kadar uzamakta. Hepsi kafa yorulması gereken yazılar. Kafkaeskden çok post-modern bir tarzı var ama, ya da bana öyle geldi. Ama popüler kültüre bir "Kafesin biri, bir kuşu aramaya çıktı" cümlesi kadar etki edebilecek bir şey olmadığı için çoğunluk tarafından ilk bölümdeki uzun paragraflar gibi atlanabilir. Peki okumalı mıyız bu kitabı, gerek yok bence- zaten popüler olanları kesinlikle görmüşsünüzdür İnternetin çeşitli yerlerinde. Kalanlar da buradaki alıntı ve incelemelerde mevcut. Kafka'yla ilgili ana sorun erken ölmüş olması bence. Yaşasaydı elbette daha epey bir katkısı olacaktı çağına ama bu açıdan söylemiyorum. Kafka'nın telif süresi 2000'lerin başlarında sona erdi ve edebiyat dünyasının bu değerli şahsı bir anda popüler kültürün çok satan bir öğesi oldu. Öyle bir şekilde lanse edildi ki topluma- Kafka okumayan, beğenmeyen insan kendini cahil olarak gördü belki. Şu aralar sitede gördüğümüz Dönüşüm incelemeleri de - belki biraz da Kamuran Şipal'in katkılarıyla- bu dayatmaya bir tepki galiba. Neyse aforizmalarda güzel şeyler var gerçekten, site üzerinden inceleyebilirsiniz hepsini tekrar etmek gerekirse. Ama zaten ucuz olan ve içinde çeşitli ortamlarda kullanabileceğiniz onlarca şey bulunan bu kitap instagram için de güzel bir parça sonuçta. İsteyen alabilir de. Sonuçta "El taşı olabildiğince sıkı kavrar. Daha da uzağa fırlatabilmek için sıkıca kavrar taşı. Ama o kadar uzağa da götürür yol."
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728,1bin okunma
··
79 görüntüleme
CEYLAN okurunun profil resmi
Erhan abi bence de gerek yok almaya. Yani ben aforizmalar başlıklı şeyleri sevmiyorum. Onun yerine eserleri okuyup anlamak tercihimdir. Ancak bu tarz özet şeklinde ya da seçilmiş can alıcı cümlelerden oluşan kitapçıklar belki okumaya heveslendirmek ya da yazarı sevdirmek amaçlı kullanılabilir, özellikle öğrencilerde. İncelemen için çok teşekkürler.. :)
Erhan okurunun profil resmi
Yok aslında ben de senin dediğin gibi sanıyodum, ama bu metinleri özellikle ayrı olarak yazmış Kafka, yani diğer kitaplarda geçen vurucu cümleler değil. Büyük bir ihtimalle kendisi yayınlayacakmış, temize çekip numaralandırmış. Ama Max Brod'a kalmış bütün iş yine. Diğer dediği kısım da yine ayrı kitap olarak basılmış daha sonra Almanca.
2 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Maalesef günümüz okurları bu tarz kitapları tercih etmeye başladı. Ağır ve kasvetli kitaplardan, daha sade ve akıcı kitaplara geçilmesini bir nebze anlayabiliyorum. Okur yorulmak istemiyor. Gündelik hayatın yoğunluğunun ve yorgunluğunun üzerine bir de kendisini zorlayan kitaplara vakit ayırmak istemiyor. Yazarların sadece aforizmalarından oluşan bu tür kitaplar ise, günümüzde gelinen son aşama sanki. Yayınevleri yazarların yazdığı kitapların içerisinde birkaç güzel aforizmayı süzgeçten geçirir gibi geçirip bu tür kitapların içerisine koyarak piyasaya sürüyorlar. İktisatta buna arz-talep dengesi deniyor. Yayınevlerine de kızamıyorum, çünkü okur profili artık tamamen buna evrilmeye başladı. Fakat bu durum hiçbir zaman Kafka’nın değerini azaltan bir durum olmayacaktır. Eline sağlık Erhan Abi. Güzel bir konuya değinmişsin.
1 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Genel anlamda aynı fikirdeyiz, ama Osman'ın da belirttiği gibi bu kitap aslında Kafka'nın kendisini çıkardığı bir fikirler toplaması. Yani Max Brod'un ya da yayınevlerinin de bir derlemesi değil. Hap gibi kullanılabilecek twitter aforizmalarının yanı sıra gerçekten üzerinde durulması gereken de epey metin var. Zaten ismini de (Yaşam, Istırap, Umut ve Doğru Yol üzerine Aforizmalar) kendisi vermiş galiba- yanlış anlamadıysam. Ama sonuçta dediğin şeye hizmet etmiş genel olarak- bir sayfada bir cümle okumak günümüz okurunun rüyası zaten:) Alıntılara bakarak gerçekten düşündüren şeyler olduğunu görebilirsin kitabın içinde.
1 sonraki yanıtı göster
Murat Ç okurunun profil resmi
Eline sağlık Erhan Abi. Osman Bey kardeşimiz de yazmış ama denk gelmedim ona da uğrardım. Bence siz benim incelememe bakın. Müthiş bir inceleme yazmışım bu kitaba. :))) Eskiden çok tatlı ve kısa incelemeler yapıyormuşum. Ah o ben :)) Aforizmalar da dediğin gibi güzel şeyler var ama alıp okunmalı mı özellikle tartışılır. Muhtemelen alıntılarda hepsi vardır :) İçinde ki aforizmaları herkes beğenir mi ya da okuyup anlayabilir mi o da ayrı bir konu. Kafka nın kafası, Kafka kafası sonuçta. Çok karışık yazdığı iki üç satırlık yazı bile anlaşılamayabilir. Kısa keseyim, eline sağlık Erhan abi. Teşekkürler inceleme için.
1 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Osman'ın incelemesi okunmasın diye yazdım aslında bu incelemeyi. Bütün aforizmaları tarihe gömeceğim ben:)) Bugün de Erkin Koray'ı yeşilaycı yaptı Osman, okumayınnnn:)
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Eline sağlık, ben de altıkırkbeş’ten okudum. 2.bölüm baya beyin yakıyor. 25 defa da okusam kesinlikle bir yere varamayacağım metinler de var içinde. Bence Kafka’da çok zorlamamak lazım. Yazılardan anlam çıkartacağız derken daha fazla deforme ediyoruz bazı eserleri. Bir de Kafka okumaya Milena’ya Mektuplar’la başladıktan sonra soluğu ince diye Aforizmalar veya Ceza Kolonisi gibi eserlerde alan bir okur kitlesi var. Mektuplardan sonra bir afallama durumu oluyor haliyle... Sen sadece bu kitap özelinde demişsin ama bence genel olarak Kafka okunmamalı. Binlerce yazar ve kitap varken gerek yok Kafka’ya:)) İlle de okunacaksa da ‘bu muymuş Kafka, hiç aradığımı bulamadım’ tarzı incelemeler yapılmamalı. Adam zaten sen bir şey arama diye kitaplarını basmamış, daha ne yapsın?! Neyse, biraz hassasım Kafka konusunda:) Ancak şunu söylemeliyim ki, bu kadar zor anlaşılan ama kendine bu kadar çeken, bir çeşit bağımlılık yapan başka bir yazar tanımadım henüz... Yine bir Erhan incelemesi altı yorumu, yine benim kuru kalabalık cümlelerim:)) Herkes görevini yaptıysa dağılabiliriz:)
1 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Yok ben seviyorum Kafka'yı sana karşı çıkmak için özellikle. Romanları okudum gerçi eskiden ama dediğin gibi ayrı bir havası var. Benim kıllandığım nokta işte Kafka'yı herkesin gözünün içine sokan yayınevleri- Tutunamayanlarda olduğu gibi. Senin o kuru kalabalık dediğin cümlelerin olmazsa bir eksiklik hissediyorum bir de. Uzun zamandır boşluktaydım zaten- şimdi oturdu nihayet her şey. Kafka okunmamalı, mesaj alınmıştır:))
3 sonraki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Kafka'yı okuyanlardan onu anlayabilen kaç kişi var acaba, bunu hep düşünmüşümdür. Böyle bir insanı dahi moda ettiler. Ama bilmiyor çok kişi, Kafka'yı okumak Kürk Mantolu Madonna'yı okumaya benzemez. K. M. M. Türkçe'dir, dili kalbe de zihne de daha kolay ulaşır. Ama Kafka epey bir emek ve farkındalık ister. Şahsen ben Dönüşüm'ü çok beğenerek okumuştum ama diğer hikayeleri okuduğumda en az iki yıl önceydi sanırım, Kübra bence dur daha vakit var ne dersin dedim. İncelemeniz çok keyifli idi. Kaleminize sağlık.
Erhan okurunun profil resmi
Sabahattin Ali'nin şu anda basılan kitaplarının Türkçeleri sadeleştirilmiş olarak biliyorum ben. Yanlış da olabilir. Ahmet Hamdi Tampınar'ın fazla tanımamasının (göreceli tabii) bir sebebi de bu bence. Çevirinin etkisi de oluyor tabi. Ama dediğiniz , ya da Hakan'ın dediği gibi Kafka popüler kültüre malzeme olacak bir yazar değil. Dönüşüm incelemelerinde şöyle bir şey oluyor genellikle. "Bu kitap çok overrated'mış. Ama ben Dava'yı da okudum . O daha güzeldi." Normalde Dava Dönüşüm'den daha kafa karıştırıcıdır oysa. Ama Kafkaesk dediğimiz tarz, son dönemde- belki de bahsettiğim sebeplerden- batı kültürünün içine o kadar girmiş ki, çekilen çoğu filmde benzer öğeler bulunuyor. Okuyucumuz da böyle bir şeyi daha önce ödüllü bir filmde (Böyle filmler ödül alıyor genelde) gördüğü için Dava'yı anlayamamasının sebebini kendinde buluyor ve kitaba laf etmiyor. Ama güzel Kafka kim ne derse desin. Mektupları değil ama:)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Rahime okurunun profil resmi
Herşeyin fazlası zarar der büyüklerimiz bilirsiniz. Aforizma kitapları da yüksek dozda aydınlanma içeriyor bence. Bu kadar aydınlanma zarar mı bilmem ama keşke diğer eserlerine serpiştirilmiş şekilde tanısaydık bu güzel sözleri. Belki o zaman daha bir vurucu olurdu. Öteki türlü insanda bir tesiri kalmıyor. Şamar üstüne şamar yiyince bir yerden sonra bünye alışıyor. Halbuki boş anımızı yakalayıp, balyoz gibi kafamıza inen bir aforizma belkide hayat hikayemizi değiştirirdi. :) Elinize sağlık Erhan Bey.
Erhan okurunun profil resmi
Günümüzde alışığız her gün onlarca aforizma görmeye, o yüzden eskisi kadar etkili olmuyor hiç bir şey. Aaa, ne kadar güzel diyoruz ve geçiyor o güzellik. Dediğiniz gibi her şeyin fazlası zarar, güzel olanların da.
Fırat Özbey okurunun profil resmi
Altıkırkbeş kitaplarının başında kişisel toplantı notları diye bir bölüm oluyordu.Kitapçıya gidip ilgilenmediğim altıkırkbeş kitaplarını elime alır bu notları okurdum.Bu notları sonradan kitaplaştırdılar ama okuyunca aynı etkiyi vermedi. O notların yeri kitaplarla değerliydi.Yaşasın fotokopi yaşasın kaos derlerdi birde.
Erhan okurunun profil resmi
Evet , o da var kitabın başında. Aforizmalarla ilgili bilgi verdikleri kısımlarda da öyle notlar var.
Osman Y. okurunun profil resmi
Bir kıskançlık incelemesi, ben yazdım ya hemen misilleme olsun diye yazmış çekemiyor işte beni :) Tabi Kafka'yı da kıskanıyor neyse oraya girmeyeyim :) Zaten Erhan abiyi biliyorsunuz tanımışsınızdır artık huysuz bir adam, o neşeli cool üslubu da hep bu huysuzluğunu gizlemek için biliyorsunuz işte :) Acaba hangimiz Kafka'nın bıraktığı izin binde birini bırakmak istemeyiz, istemiyoruz? Kafka modern insanın yaralarını yüzümüze vuran, işaret fişeğini ateşleyen adamdır ! Sıradanlığın zirvesidir bir bakıma. Kaybedişlerin adamı ve kaybedenlerin arkadaşıdır,sırdaşıdır,yoldaşıdır. Huzur aramaktan huzursuz kalmıştır hep. Elinde imkan olsaydı da yazdıklarını bloglarda,1000K'larda, sosyal medyalarda paylaşsaydı ama yoktu işte imkanı.. Bir yaşayan Kafka, bir de yazan Kafka var işte. Az çok bizim gibi, çift karakterli, Dostoyevski'nin Öteki'si gibi.. Aforizmalar da bir derin düşünce eseri bana göre, bir vicdan dökümü, hakikat arayışı.. Aşık Veysel müzikte neyse, Kafka da felsefede odur bence. Yürek taşkınlığıyla nice kelli felli ustalara taş çıkartır bu adamlar.. Destan yazarım ama ne söylesem bir şeyler eksik kalacak. İsteyen okusun istemeyen okumasın, ha eğer nasibinizde varsa zaten Kafka bir şekilde karşınıza çıkar ve yakanıza yapışır, kolay kolay da bırakmaz. Erhan abi teşekkürler inceleme için, aramızdaki muhabbetin hoşgörüsüne sığındım girişteki cümleleri yazarken :) Ayrıca bir gün yazdıklarımızı yakmaya karar verirsek bunun yerine birbirimize bırakalım olur mu :))
Erhan okurunun profil resmi
İnsanoğlu çiğ süt emmiş naaparsın :) Ben aslında beş tane kafkayı çıkarırım cebimden de ortam müsait değil, max brod gibi kankam yok :) Söylediklerine karşı çıkmıyorum kesinlikle, Kafka başka birisi her açıdan. Ama adama peygamber muamelesi yapmak da başka. Adam çıkarımlarını, bunalımlarını, kaybedişlerini, kafa karışıklıklarını ya da dediğin gibi hakikat arayışlarını-ki kafkada böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum - vuruyor eserlerinde yüzümüze. Ama bu aforizmalar için konuşursak her sözünün derin bir hikmet içerdiği vb. sözler söyleme bana. Değil çünkü, adam yazar, kafasından geçenleri, aklına gelen güzel şeyleri yazmış. Çoğu uymuş bazıları uymamış. Ayrıca paylaşmış çoğu şeyi insanlarla, mektuplarında. Max Brod'a bırakmış en azından, defterlerinde yazımı ile ilgili notları bile var. Kafka'nın Şato'sunu okurken aldığım o garip, hastalıklı keyif bambaşka. Bu kitaptaki bazı paragraflar da uyarıyor beynimi benzer şekilde. Ama bu da ne bileyim, konfüçyus'un öğretileri gibi bir şeydir demiyorum ben. Değil çünkü. Adam felsefe yapmıyor, yazıyor. Doğrusunu yapıyor. Benim yazdıklarımın yerimi biliyorsun zaten :) En fazla silinir yanmaz :) Sen kusura bakma, Kafka sevdiğim birisi gerçekten ama herkes okusun herkes bir şeyler alsın demiyorum ben. Neyse uzattım yine galiba. Teşekkürler bize bu kitabı tanıttığın için.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.