“Hayatta en önemli şeyler nelerdir sence?”
“Uyku ve özgürlük.. Peki sence?"
“Empati ve yolculuk.. Sana bir hikaye anlatayım ister misin?
“Lütfen, anlat.”
İyi dinle o halde, belki bir şeyler öğrenirsin hayata dair henüz bilmediğin.
Bir genç kız vardı bir zamanlar, her güzelliği sinesinde barındıran ve her nimetten payı olan. Her iyiliği arzulayıp, her anlamı hakikate kavuşturan. Biricikti o ; sadece evinin ailesinin değil, komşu ve akraba, arkadaş ve dost çevresinin, hatta yaşadığı şehrin biricik pırlantasıydı, bir masal perisiydi adeta.
“Dinliyor musun Kamil?”
“Tabi abi kulağım sende”
“Bırak ulan şunu elinden sikicem telefonunu”
“Pardon abi devam et”
Sonra büyüdü bu kız , büyükşehire okumaya geldi. Elit bir çevresi oldu kısa zamanda, okulu,öğretmenleri, arkadaşları hepsi birinci sınıf. Mutsuz ama anlıyor musun bir türlü yüzü gülmüyor. Sonra ben çıktım karşısına, daha doğrusu o benim karşıma çıktı. Yüzünü ilk gördüğüm günü unutamıyorum, anlıyor musun? Anlayamazsın siktir et.
Çok yavaş ilerliyoruz ama içimiz nasıl coşkulu, bir yandan da ürkek tavşanlar gibiyiz. Tahir ile Zehranur. İsimlerimiz falso zaten en baştan. Dedemin ismiymiş bu,yüzünü görmediğim dedemin ismini ben yaşatıyorum ölüp gitmiş işte, mezarına köpekler işesin az çektirmemiş sülalemize. Neyse bu bahsi kapatalım tansiyonum fırlayacak.
“Sakin ol abi”
“Sakinim, bi cigara versene”
“Buyur abi.”
Ne diyordum ha evet, nasıl güzeliz nasıl iyiyiz nasıl anlaşıyoruz. Ta ki o lanet olası güne kadar. Bu arada sen benim geçmişimi pek bilmezsin. Sanma ki kültürsüz cahilin biriyim. On yaş vardı kızla aramızda. O giderken ben dönüyordum.Okul,yabancı dil, iş güç, para hepsi vardı bende. Okurdum, yazardım bile bir şeyler, tiyatro sinema bilirdim yani hepsini.
“Abi ne oldu o gün anlat hele”
“Anlatıyorum Kamil sözümü kesme!”
Bir gün yine buluşmuşuz Boğaz’da her zamanki yerimizde. Okulunun bitmesine 3 ay vardı, pat diye konuya girdi. Gitmek istiyorum ben dedi, yurtdışında yüksek lisans için, hatta başvuru yaptım bile. Ne diyorsun kızım sen dedim şaka mı bu? Ağlamaklı oldu, ayrılalım dedi. Ne ayrılması lan dedim. Benim senden başka kimim var? Madem ki istiyorsun bu kadar ben de gelirim seninle. Gülümsedi. Sahi mi dedi, sahi gelir misin? Gelirim tabi dedim, yeter ki senin gönlün olsun sen mutlu ol.
Neyse uzatmayayım. Hazırlığımızı yaptık , benim biraz birikimim vardı. Ne iş yaparım diye falan da düşündüm, gidiyoruz artık ok yaydan çıkmış. Okul bitti, 15 gün sonra yola çıkılacak. Ailemi görüp geleyim dedi, vedalaşayım onlarla. Beraber gidelim dedim, istemedi. Üç gün kalıp dönecek. Dördüncü gün oldu gelmedi, arıyorum ulaşamıyorum. Savaş’la kaçmış meğer bu, okuldan kankası ! Tanırdım ben de orospu çocuğunu. Beraber başvuru yapmışlar okula, gidiş o gidiş. Benden borç istemişti puşt bi de o aralar. İyi de para ha, verdik napalım çok ısrar etti bizimki kıramadık. Anlayacağın benim paramla oluyor bu işler hep.
“Vay a.q”
“Dur Kamil daha koymadık bi şey.”
Mesaj attı gittikleri gün , böyleyken böyle. Aramaya yüzü yok tabi. Bunun yaptığına ne denir? Orospuluk desen olmaz , o kadınlara hakaret. Cevap bile vermedim. Delirdim ama tabi. Gittim memleketine evini barkını yangın yerine çevirdim, lafın gelişi yani. Benzin döküp yakmadım oğlum, mal gibi bakma yüzüme.
İnsan içine çıkacak halleri kalmadı ailesinin. Konu komşuya rezil oldular, onların suçu neydi diyeceksin ama hiç mi kabahatleri yok ha sen söyle, bu nasıl evlat yetiştirmek? Neyse yetmedi tabi, gittim aynı oyunu o erkek müsvettesinin evinde de sahneye koydum. Ne oyunu deme, hayat bir oyundur anlamadın mı sen daha Kamil?
Verdiğim paraları da istemedim iki taraftan da, haram zıkkım olsun. İhtiyacım da yok zaten. Olanı biteni döktüm ortaya, ipliklerini pazara çıkardım ya o yeter bana.
Şimdi ben bu sevgili aşıklara empatiyle bakıyorum anlayacağın. Daha ne türlü bir anlayış gösterebilirdim ki ? İki seneye yaklaştı gidişleri, ne halleri varsa görsünler.Burada olmadıkları sürece her haltı yesinler. Ama bir gün dönüp gelirlerse onları öyle bir yolculuğa çıkarmayı düşünüyorum ki dönüşü olmayacak. Tek yön bilet !
“Abi poligon hazır bu arada.”
“Tamam Kamil hadi başlayalım. Biliyor musun bu atış talimlerini çok seviyorum,ruhuma iyi geliyor. Bu hikaye olmasa hiç başlayamazdım. Eh sen de öğrendin artık, bundan sonra daha iyi çalıştır beni. Ne olur ne olmaz ihtiyacım olabilir. Bam bam bam.”