Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

372 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
HABERİNİZ VAR MI
YouTube kitap kanalımda Kardeşini Doğurmak kitabını yorumladım: ytbe.one/XvACJzZtwCM "Yetiştirdiğin ağacın meyvesini ilk sen yemez misin?" Ensest suçunu kabul eden bir "baba"(!) Uzun zamandır kurgu romanların arasında kaybolmamla birlikte oluşan rahatlığımı bozabilecek ve beni içindeki saf gerçeklerle rahatsız edebilecek bir kitap arıyordum.
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini Doğurmak
kitabı doğru bir seçimdi. Peki, neden bazı gerçeklerden rahatsız olmalıyız?
Marcel Proust
Marcel Proust
'un düşüncesine göre, merakımızın tam olarak uyanması için bir rahatsızlık duyuyor olmamız gerekiyor.
Ray Bradbury
Ray Bradbury
, rahat bırakılmamıza gerek olmadığını, bazı gerçeklere kayıtsız kalmamak için arada sırada rahatsız edilmemiz gerektiğini belirtiyor.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
ise dünyada rahat yaşamanın aptalca olduğunu, aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamanın daha gerekli olduğunu savunuyor. Buraya başka sevdiğim yazarların da rahatsızlık hakkındaki düşüncelerini yazabilirdim ama şimdilik bu kadarı yeterli. Bir soru sorarak başlayayım. Bu yazıyı okuyan kadınlardan kendi kardeşini doğuran var mı? Aramızda böyle bir kişinin olduğunu hiç sanmıyorum. Peki bu durumda kalmış biri, hiçbiri, binlercesi için ne kadar oranda bir empati duygusuna sahip olabiliriz? Merakımızın tam olarak uyanması için artık bir rahatsızlık duyuyor olmamız gerekmez mi rahatça yaşayıp gülüp geçtiğimiz gerçeklere karşı? Türkiye'deki ve belki de mahallemizdeki komşumuza kadar inmiş olma ihtimali olan ensest gerçeği hakkında nelerden haberimiz var? Ensest: Başta aile içi olmak üzere her türden gayrimeşru cinsel ilişkiyi ifade eder. 1,5 aylık bir çocuğun cinsel istismar sonucu bağırsakları patlayarak öldüğünden haberiniz var mı? "Babanın ihtiyacını gider, ne olur, bak bize zarar verecek" diyen ve enseste aracılık eden annelerden haberiniz var mı? Babasının 24 yıl boyunca bir bodruma kapatıp yedi kardeşini doğurmasına sebebiyet verdiği Elizabeth F.'den haberiniz var mı? Küçücük çocukların tecavüzünde rıza arayıp, 12 yaşından büyük çocukların tecavüzcüsüyle evlendirilmesini yasalaştırmaya çalışan kurumlardan haberiniz var mı? Diyarbakır'daki bir mahkemede sırf tecavüz tamamlanmadığı için erken boşalma indirimi alan sanıktan haberiniz var mı? "Yetiştirdiğin ağacın meyvesini ilk sen yemez misin?" diyen ve kendi öz kızına uyguladığı cinsel istismar suçunu kabul edip hiçbir suçluluk duymayan babalardan haberiniz var mı? Ailedeki cinsel istismardan haberi olup da babanın Kuran'a el basabileceğini söyleyince ona inanan abilerden haberiniz var mı? 14 yaşındayken bir akrabasının tecavüzüne uğrayan ve evinden kaçan Güldünya'nın töre kurallarına uymadığı için vücuduna sıkılan kurşunlar tarafından öldürüldüğünden haberiniz var mı? Bir çocuğun kendi ağzından çıkmış olan "Ben çilekli süt istiyorum. İneğin sütünü istiyorum... Pipi sütü istemiyorum artık!" cümlelerinden haberiniz var mı? Kanınızın yıllardır süregelen sıcak akışından sonra kanınızı durduk yere dondurmak isteyeceğiniz bütün bu iğrençliklerden haberiniz var mı? Karnındaki bebeğin babasından mı yoksa kocasından mı olduğunu bilmeyen kadınlardan haberiniz var mı?! Benim haberim yoktu. Çok ama çok özür dilerim. Güldünya'dan, Elizabeth'den, tecavüzünde rıza aranan bütün çocuklardan, 1,5 aylık bağırsakları patlayan o çocuktan, karnındaki bebeğin babasından mı yoksa kocasından mı olduğunu bilmeyen bütün kadınlardan özür dilerim. Bunların hiçbirinden haberim yoktu.
Büşra Sanay
Büşra Sanay
olmasaydı haberim olmazdı. Çünkü ensest haberlerinde pek reyting yoktu. Daha çok tıklanacağı bilindiği için böyle gerçekleri yayınlamayı o kadar tercih etmeyip de durmadan sosyal medya kanalları aracılığıyla Şeyma Subaşı'nın Acun'dan aldığı nafaka haberlerini paylaşan, Arda ve Berkay'ın kavgasını Türkiye'nin gündemine oturtan, izdivaçlarda edilen kavgaların tecavüz ve ensest vakalarının önüne geçtiği bir iğrençlikler bütününde yaşadığım için o kadınların hepsinden özür dilerim. Sosyal medyaya yansıması o kadar istenmiyor bu tür haberlerin. Yansıması istenmiyor çünkü toplumun rahatını bozabilecek, iktidarın verdiği cezaların caydırıcılığını sorgulatabilecek cinsten haberler bunlar. Bize yansıyan sadece Palu Ailesi oldu, o da işin görünen yüzüydü. Çok ama çok özür dilerim hepsinden... Hiçbir şey yapmadım cesetlerine karşı. Yapmamayı geçtim haberim bile yoktu tecavüz edilmiş bedenlerinin masumluğundan. Haberim bile yoktu... Ben eminim ki, günlük yaşamlarımızda yanlarından geçip gittiğimiz insanların arasında bu tür sapkın insanlar var. Ben eminim ki, binlerce insan bu tür gerçeklere karşı hâlâ sessiz kalmaya devam ediyor. Ben eminim ki, çocukların anlattıklarına inanmayan, ensesti hâlâ hastalık olarak görmekle yetinip de sanıkların ceza almasını engelleyen, verilen cezaların eksikliğinden ötürü aramızda dolaşmaya devam eden insanlar var. PEKİ NE YAPMALI BU İLLETE KARŞI? *Bu tür olaylardan daha fazla haberimiz olmalı. *Çocuklara hayır demeyi öğretmeli. *Çocuklara cinsel eğitim verip, özel bölgeleri öğretilmeli. *Cinsellik konusu açıldığında çocuk ayıplanıp susturulmamalı. *Anneler çocuklarıyla yakından ilgilenmeli. *Çocuklara kendilerini nasıl ifade edebilecekleri öğretilmeli. *Çocuklara kendi vücutlarının özel olduğu ve ancak kendi izin verirse birinin dokunabileceği öğretilmeli. *Ailelerin, çocukların ve bu konuda bilinçlenmek isteyen herkesin Çocuk İzlem Merkezleri aracılığıyla bilgilendirilmesi sağlanmalı. *Eğer bir suça tanıklık ettiysen ya da suç şüphesi oluştuysa bunu adli mercie bildirmeli. Aksi takdirde sen de aynı cezayı alırsın. *Türkiye'deki ensest gerçeğine psikolojik, sosyolojik, hukuki, tıbbi, edebi, dini, nörolojik konularda tecavüzcülerle yüzyüze gelmiş cezaevi psikologlarının da aracılığıyla geniş bir fener tutan
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini Doğurmak
kitabını okumalı. Belki 1 kere değil. 3-5 kere okumalı ki kafamıza bazı şeyler tam olarak kazınsın. Bu kitabın 1000kitap'taki okunma sayısı "419"da kalmamalı. Binlerce, milyonlarca insana ulaşmalı. *Bu tür konular hakkında yapılan yorumlara ve gönderilere salt kalp butonuna basıp geçmemeli, içimizdeki esas kalbimizin butonuna basmalı. Ben de dahil. *Rahatımızı bozacak görmezden gelinmiş, halının altına atılmış gerçeklerden daha fazla rahatsız olmalı. *Daha fazla rahatsız olmalı. *Daha fazla rahatsız olmalı...
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
··3 alıntı·
9,4bin görüntüleme
Şüheda okurunun profil resmi
Kitabı okumadım.. belki bir kaç yıl sonra Cesaret edebilirim buna. 1,5 aylık o bebeğin bağırsakların patladığını ,1 yaşındaki küçük bir kızın çığlık ata ata ses tellerinin koptuğunu duyduğum gün ne kadar ağladığımı hatırlamıyorum bile... keşke elimden bir şey gelse .. Bana yada yakınımdan birine benzer olaylar olabilecek olma olasılığı bile canımı yakıyor. Ben çocuklara bazı şeyleri öğretmek zorunda olduğumuz için çok üzüntü duyuyorum. Ben çocukların çocukluklarının yaşayamadan bazı gerçeklerle karşılaşmalarına dayanamıyorum.. Ciddi anlamda anlamıyorum bunları savunan , destek çıkan kişileri. Bir anlık heveslerini gidermek için bir sürü yaşamı yokedenleri...
Zeynep K. okurunun profil resmi
incelemeyi kendimi zorlayarak bitirdim ve bitirdiğimde sadece şunu söyleyebildim: ''Biliyor musunuz? Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle kemiğimle nefret ettim! ''
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Evet, Esra'nın dediği gibi ensest bu çağa özgü bir durum değil. Mısır'da firavunlar zamanında, Kleopatra'nın Sezar ile evlenmeden önce iki erkek kardeşiyle evlenmesi sırasında, İspanyol Habsburg Hanedanı veya Tudor Hanedanı için de ensest ilişkilerin sıradan bir uğraş olduğundan bahsediliyor. Bu, dünyaya özgü bir durum. Nefret ve samimi öfke duygumuzu bu tür olaylar için her zaman diri tutmalı. Sosyal medyada ne kadar yansırsa o kadar da ceza alma ihtimali doğuyor.
Esra Koç okurunun profil resmi
Aslında bugün sıradan bir iş günüydü. İşe geldim, hazırlıklarımı yaptım, çayımı aldım, hasta gelmediği zamanlarda okumak için kitabımı konsolo koydum. Sonra dedim ki uzun zamandır inceleme okuyamıyorum biraz zaman ayırayım. Ama kötü başlayıp sonu üzgün, kalbime yumruk yemiş gibi bitti. Ne yazılır ne söylenir toparlamak çok zor. Yazmak istediğim çok şey var. Yorumları tek tek okudum. İncelemene yazılan yorumlar da neredeyse incelemen kadar değerli. Mesleğini bırakmış bir öğretmen olarak çocukların tabletlerinde porno yakaladığımızda, kendi dersimde mastürbasyon yapan bir öğrenciyle karşı karşıya kaldığımda ne yapacağını bilemeyecek kadar bilgisiz ve çaresiz hissettiğim için bu mesleği bıraktım. Çünkü eğitim sadece öğretmenler ile başlayıp biten bir olgu değil. Kişinin kendisi, ailesi, çevresi ve en son eğitimcilerin şekillendirmesi ile insan olma yolunda bir adım atılabilir ancak. Bu o kadar uzun ve emek verilmesi gereken bir konu ki ömrümüz yettiğince yaşımız kaç olursa olsun bu uğurda önce kendimiz sonra çevremiz için çabalamalıyız. Tekrardan yaşadıklarımı sorguladım. Ve bulunduğum konumda ne yapılabilir düşünüyorum. Emeğine sağlık Oğuz...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Seninki de incelemenin altındaki yorumlardan farkı olmayan çok değerli bir yorum olmuş Esra. Meslek hayatından kesitler sunduğun bu yorumu ben de şaşkınlıkla okudum diyebilirim. İnsanla uğraştığın her meslek zordur zannımca. Hele ki çocukların başrol olduğu bir meslekse sorumluluk katsayısı da o derece artıyor arkadaşım. Herkes kendisini düzeltse zaten çevre de kendiliğinden düzelmiş olurdu. Bunun için ise çok yolumuz var... Değerli yorumun için teşekkür ediyorum.
Berivan okurunun profil resmi
Sadece bu incelemeyi okurken bile bu denli etkilendiysem ben nasıl bu kitabı okurum😕 kitabı geçtim bunlar ve bunlardan beterleri gerçek hayatta var ben bunları nasıl hazmedeceğim. Hatta hazmetmeyeceğim. Bu tür şeyler hazmedilmemeli taa boğazda düğüm olmalı ki bizi rahatsız etsin. Allah bu tür insanların belasını versinnn😡😢
K. okurunun profil resmi
Önlenebilmesi için olayın bilimsel sosyolojik psikolojik bilmem ne kısımlarıyla kim ilgileniyorsa ilgilensin. Ben öfkeden gözümün önünü göremiyorum böyle şeyleri okuyunca, dinleyince. Allah belalarını versin. Bana da bir pala.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Zaten bu olaylarla o konularda ilgilenen insanların kitaplarını, yazılarını okumaktan başka elimden bir şey gelmiyor gibi hissediyorum. Altta dediğim gibi, girdiğimiz camiden bakkala kadar böyle insanların arasındayız, bunu yadsıyamayız. Ama şaka yoluyla olsa bile pala ve idam yolları bir çözüm değil, Zebercet'in de sorunlarına kimse eğilmemişti. Aramızda da binlerce Zebercet yaşıyor mutlaka, esas palamız aklımızdaki rahatsızlıkların ve sorumlulukların üstüne gitmeye çabalamak gibi görünüyor.
8 sonraki yanıtı göster
Orazbayramov okurunun profil resmi
Bugün izlediğim videodan edindiğim bilgiye göre, çocuğuna cinsel istismar eden kişinin pedofili olması gerekmiyor. Bazen, erkek topluma faydası olmadığı için eziklik, aşağılık duygusunu bastırmak için de çocuğa cinsel istismar uygulabilir (bu sayede kendini güçlü hissediyor). Pedofili hastaları toplum tarafından dışlanmamalı, psikolojik veya genetik vb hastalık olarak algılanıp, o kişiler kurumlara başvurabilmeliler. Maalesef Türkiyede hastalar için işini hakkıyla yapan bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Bu konuya değinen bildiğim iki film: 1. Little children 2. Atlıkarınca
Hacer okurunun profil resmi
Cinsel istismar, ensest, çocuk istismarı hepsi öyle kötü ki, insan olgusunun en kötü dışavurumları tüm bunlar. Tüm bu davranışlar kişinin sağlığını, fiziksel gelişimini, psikolojik gelişimini olumsuz etkiliyor. Ve kolay kolay geçecek şeyler değil. Bunları biliyoruz ama bilmek istemiyoruz bazen. Mesela Erica' yı tanıdım dün, 16 yaşında erkek arkadaşıyla birlikte olmak için buluşuyor, ama erkek arkadaşının 3 arkadaşı ile birlikte ona tecavüz etmesine maruz kalıyor. Sonrası hayata karşı kırgın bir ruh, kendini yemeğe verme ve 300 kilonun üzerine çıkıp yalnız başına ölümü bekleme... Suriye'de hapishanelerdeki kadınların feryatlarını dinledim. Sabah öğle ve akşam olmak üzere farklı kişilerin fiziksel, cinsel, ruhsal saldırılarına maruz kalmalarını,yardım edin çığlıklarını dinledim.. Utanıyorum ve yüreğim dayanmıyor ama rahatsız olmak zorundayız dediğin gibi. Çocuklarımızı eğitmek, korumak zorundayız. Bunların yanlışlığını ögretmeliyiz ki bu kötülükleri yapan insanlar da türeyemesin. Kitabı okumadım (henüz), ama TED konuşmasını dinledim 5 seferde ancak bitirebildim. İncelemenden ise rahatsız oldum. Sen hep rahatsız et.. Biz hep rahatsız olalım, belki bu sayede bir şeyleri başarabiliriz.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu tür insanlar için elimden geldiğince empati yapabilmek isterdim fakat tahmin edebileceğin gibi yapabileceğimiz empati de bir çite çarpıyor, oradan sonrasına gidemiyor. Sınır nöbetçisi var, yaşamadan tam olarak anlayamama adında. Rahatsız olmadan o sınır nöbetçisiyle konuşamayız, arkamızı dönerek rahat ve dikensiz koltuklarımıza oturmaya devam ederiz. Oysaki bu insanlar böyle olaylar yaşadıktan sonra koltuklara bile oturamayacak hale geliyor, düşünsene oturduğun bütün koltuklar dikenli gibi geliyor sana bir süre sonra... Arkadaşlarınla buluşup da gittiğin kafelerdeki koltuklar, kitap buluşmalarındaki sandalyeler, iş görüşmelerindeki koltukların hepsi... Hiç fark etmiyor. Hepsi dikenli. Yoksa başta bahsettiğim çit dikenli tellerle mi kaplıydı? Bunu inan ki bu empati yoksunluklu halimle bilemiyorum. Daha çok kişinin rahatsız olmayı gönlünden istemesi dileğimle...
3 sonraki yanıtı göster
Liliyar okurunun profil resmi
Haberiniz var mı diye sorduğun sorular var ya, korku filmi izler gibi okudum hepsini. ASLA okuyamayacağım kitaplardan biri. Okumak, bir de üstüne incelemek için büyük bir dirence sahip olmak lazım bence. Kalemine sağlık..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Daha yazılmayan ve çizilmeyen çok şey eksik kaldı maalesef. Ama kitabın daha fazla okunması açısından incelemede en iğrenç konulardan bahsetmeliydim. Bunlar da benim yazdıklarımın sizin ekranınızdaki yansımaları oldu. Belki de bunları okuyup da kalbine ve aklına hiçbir soru işareti düşmeyecek rahatlıkta insanlar da yaşıyor aramızda. Bilmiyorum ama daha fazla okunmalı, daha fazla bir şey yapmalı, daha fazla rahatsız olmalı...
Merve okurunun profil resmi
2 yaşında bir kız bebek annesi olarak TED konuşmasını izlediğimde bile nefesimin kesildiğini,yer yer kendimi o insanların yerine koymaya çalışırken bile ne kadar iğrenç ne kadr tahammül edilemez bi durum olduğunu hissetmiştim..İnsanoğlunun çirkinliği,yaptıkları,yapacakları konusunda hergün biraz daha korkuyorum..Kızımı öperken bile seni öpebilir miyim diye izin istiyorum ki kendi istemediği sürece onu kimsenin öpemeyeceğini bilsin,sarılırken sende bana sarılmak ister misin diyorum ki bilsin ancak kendisi isterse birine sarılabilir kimse zorla bişey yapamaz yaptıramaz ona..Çocuklarımızın bizi anlamadıklarını düşündüğümüz her konuda o kadar çok yanılıyoruz ki sürekli konuşmak anlatmak bilinçlendirmek lazım..Kayıt cihazı gibi sürekli dediklerimizi kafalarına kaydediyorlar.. Evet bu konular çok hassas,çok yaralayıcı ama elimizden gelen bu gibi kitapları daha çok okumak okutturmak,insanları çocukları bu konuda daha çok bilinçlendirmek.Kulağımızı gözümüzü kapatırsak bu yaraya bir parmakta biz basmış oluruz,bu acıları yaşayan o insanlara haksızlık etmiş oluruz..En kısa zamanda bende alıp okuyacağım kitabı..Tekrar teşekkürler değerli paylaşımınız için..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Değerli düşüncelerinizi benle ve insanlarla paylaştığınız için teşekkür ederim Merve Hanım. Bilinçli bir anne olarak tam anlamıyla yapılması gerekenleri yapıyorsunuz diyebilirim, çünkü eski nesilden gelen insanların çoğu bu tür bilinçli hareketleri bilmeden geldiler bu nesle kadar. Bu yüzden bu tür kitaplar insanın aklında soru işareti üretebilmek için eşsiz bir kaynak görevi görüyor. En kısa zamanda alıp okuyacağınızı belirtmenizden ötürü çok sevindim, umarım sizle birlikte çevrenizde de kitabı okuyacak yeni insanlar olur. Sevgilerimle...
Bir kişi okurunun profil resmi
Ne diyebilirim bu konu hakkında hiç bilmiyorum... Yeni bir cinayet türü keşfetmiş oldum. Küçük çocukların, kadınların ruhunu öldüren cinayetleri keşfettim. Diyecek söz bulamıyorum... Allah hepsinin belasını versin.
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.