Fakat Oğuz edebiyat kişisel bir serüvendir.
Filmi de olan bu kitabı henüz okumadığım için keskin çizgilerle konuşmak istemiyorum , bununla beraber birkaç şey söylemek istedim. Filmini 5 sene önce sinemada izlemiştim ve son yıllarda izlediğim en başarılı Türk filmlerinden biri olarak bende olumlu bir iz bıraktı. Bu nedenle bu tadı kaçırabileceği endişesiyle kitabına da mesafeli durdum ve okumadım, şimdi daha da fazla merak ettim bu incelemeden sonra okumalıyım diyorum.
Kitaba gelirsek , yüzlerce kişinin bu kadar sevdiği ve olumlu anlattığı kitap nasıl bu kadar itici gelmiş olabilir sana , biraz ilginç buldum. Anlatımındaki buyurgan ve otoriter ifadeyi de rahatsız edici buldum, arkadaşın olarak söylemek istedim, umarım yanlış anlamazsın.
Örnek verdiğin "orospu" kelimesinin kelime anlamı dışında onlarca yan anlamı vardır halk dilinde, burada hangisi olduğunu açıkçası bilemedim. Örneğin biz sevdiğimiz birinden bahsederken kimi zaman "iyi adamdır şerefsiz" falan deriz , bu onun gerçekten şerefsiz olduğu anlamına gelmez. Sadri Alışık için hergele demiş, onun filmlerini izleyerek büyümüş biri olarak yine bir hergele olduğu fikrine katılıyorum, yine olumsuz bir anlamda değil.
"Cringe = Başkası adına utanmak" bu ifadeye de pek katılamıyorum, elbette kendi fikrim. İnsan başkası adına bir duyguya sahip olamaz, insan kendisidir. Bu utanma meselesinin aslında başkasında gördüğümüz birtakım yanlışların kendimizde de olması veya olma ihtimaliyle yüzleşmek olduğunda bizi rahatsız etmesi olduğunu düşünmekteyim.
Bir örnek vereyim, Fight Club filmi hani meşhur bilirsin , oradaki bir sahne beni çok etkilemiştir. Hayata anlam yükleyemeyen kahramanımız bir çıkış yolu arar ve somut bir hastalığı olmadığı halde , çeşitli ağır fiziksel ve psikolojik hastaların arasına karışarak onların tedavi , toplu terapi gibi buluşmalarına katılır. Bir süre sonra orada tanıştığı bir kadının da kendisi gibi boşlukta olduğunu ve benzer şekilde gelip gittiğini görünce öfkeye kapılır. Peki nedir bunun sebebi ? Çünkü kendi saçmalığıyla veya utancıyla veya hatasıyla yüzleşmiş olur, hatta olayı sen artık gelme istemiyorum seninle karşılaşmak deme noktasına vardırır. İşte bazen fazlaca olumsuz bulduğumuz herhangi bir şey, bir hareket, bir yazı vesaire aslında kendimizde olan bir benzeriyle yüzleşmenin bizi rahatsız etmesidir. Burada senin durumun hakkında net bir yargıya varamam elbette.
Kadınlarla ilgili benzer eleştiriler Cemal Süreya şiirleri için de getirilmişti hatırlarsan bir süre önce. Müstehcen veya aşağılayıcı bulunmuştu bazı şiirleri , fakat nedense örneğin bir tablodaki kadın bedeniye ilgili sanat , üstelik görsellik olarak yoğun ve açık olduğu halde "sanat" olarak olağan bulunurken , edebiyat söz konusu olunca sadece yazıyla ve çok zaman kapalı anlatımla ifade edilene tahammül edilmesi zor oluyor, bunu anlayamıyorum..
Biraz uzattım kusura bakma , pek eleştirel yorumlar yapmıyorum ama inceleme bana bunları çağrıştırdı ve söylemek istedim. Umarım yanlış anlamazsın, kitaplara eleştiri getirme hakkını herkes için savunuyorum, tabi bununla beraber eleştirinin eleştirisi hakkını da aynı şekilde..