Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
·
33 saatte okudu
Masum değiliz, hiçbirimiz…
“Eller günahkâr, diller günahkâr, bir çağ yangını bu, bütün dünya günahkâr…”
Sezen Aksu
Sezen Aksu
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
’ın ifadesiyle bu roman, “Masumiyetin katledildiği bir coğrafyada süren sancılı bir ‘adalet’ arayışının hikâyesidir.” Bu minvalden hareketle
Dokunmadan
Dokunmadan
romanının ana temasının, “suçluluk psikolojisi” olduğunu söyleyebiliriz; kitap “Öleceğimi öğrenince çok şaşırdım.” cümlesiyle başlar ve ilk bölümün son paragrafıyla da hikâyenin asıl konusuna girizgah yapılır: “Suçluluk illeti, işlediğim suçlardan çok daha fazla zorlaştırdı, hayatımı. Çünkü suç saklansa da, suçluluk kalır. Yastığın üzerindeki uykusuzluk lekesi, kalpte kimliği meçhul ağrı, kursakta bekleyen taş gibi kalır. Bende de kaldı. Sanırım şimdi burası, her şeyi anlatmanın tam yeri ve zamanı.” (s.9)
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
“bir derde binaen” yazan yazarlardan…
Dokunmadan
Dokunmadan
romanını yazmasına sebep olan olay, anlattığına göre yazarın bir davet üzerine Çin’in Şanghay şehrindeyken, ülkemizde gerçekleşen 10 Ekim 2015’teki Ankara katliamının onda uyandırdığı derin üzüntü ve suçluluk duygusunun bir tezahürü şeklinde gerçekleşmiş. Romanlarını genellikle geçmiş ve bugün, unutmak ve hatırlamak ekseninde işlerken, ”Edebiyat bir tür güzel yalan söyleme egzersiziyse, yalanlarımı bilimsel temellere dayandırıyorum” diyen yazar, bütün romanlarında bir psikoterapistle çalışıyor. Romanın kahramanı olan Adalet, ismini
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
’ın en sevdiği yazar ve idolü olan
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
’ndan almıştır, hatta romanda da bu durum tafsilatıyla açıklanır. (Edebiyata meraklı olan babanın kızına en sevdiği romancının ismini uygun görmesi) Aynı zamanda Adalet karakteri ismiyle müsemma olarak kendi hayatının yanlışlarına ve içinde yaşadığı toplumun kokuşmuşluğuna dair derin sorgulamalara girişir, yaptıklarından çok yapmadıklarından dolayı duyduğu pişmanlığın pençesinde vicdanını rahatlatmak için tek çözüm olarak gördüğü ilk günahının diyetini ödemek üzere uzun bir yolculuğa çıkar. Romanda Adalet ve ilk kayda değer günahının kurbanı Mahsun dışında iki önemli karakter daha var: Adalet’in peşine takılıp, onun gittiği her yere beraberinde gelen, en sonunda da gizlediği gerçeklerin ve söylemek zorunda kaldığı yalanların ardındaki sırrı bir mektupla ifşa eden Sadi Seber ve zorla gasp edilip alıkoyulmadan önce adı Muhsine iken sonrasında ismi Hülya olarak değiştirilen, Adalet’in en büyük dert ortağı ve sırdaşı olan tek gözlü oyuncak bir ayı…
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
üniversite bitirme tezini “Üçüncü sayfa haberlerinde kadına yönelik şiddet” üzerine vermiştir ve Adalet karakterine de romanda bunun bir yansıması niteliğinde üçüncü sayfa kupürlerinin koleksiyonunu yaptırmaktadır. Adalet bu şekilde yaşadığı ülkedeki şehirleri topladığı bu iç karartıcı haberler üzerinden tanımakta ve her seferinde de kaçınılmaz olarak derin bir hüzne gark olmaktadır. Adalet çocukluğundan beri sözcüklerle bir tür aşk yaşayan ve sözcük koleksiyoneri olan biridir. Bu sebepten de kimi zaman yanlış anlaşılır, birbirinden tuhaf yanlış anlaşılmalara maruz kalır, hatta toplumdan dışlanır. Misal; kapıyı açarken tokmağı elinde kalıverince “Bu pezevengi nereye koyayım?” diye sorar annesine… (s.12) Annesi, kızının söylediği ile kastettiği mana arasındaki uçurumdan bihaber olunca da uğradığı tepki kaçınılmaz olur. Romanda geçen hayali şehir ve yer isimleri (Sultanşehri, Çaybeli, Yula, Moran, Sisliyayla, Fertik) yazar tarafından bir tür yabancılaşma efekti olarak kullanılmış olup, bu şehirlerin varlıklarından daha önemli olanın, buralarda geçen hikâyelerin bizim hayatlarımızdaki karşılığı olduğunun vurgulanmasıdır.
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
’ın her daim yaptığı bir şey daha var: Önceki romanlarından aşina olduğunuz karakterleri konuk oyuncu gibi daha sonraki romanlarında misafir edebiliyor. Burada ise
Unutma Dersleri
Unutma Dersleri
‘ndeki “Mazi İmha Merkezi”ne (okuyanlar mutlaka hatırlayacaklardır) bu romanda bir paragrafta rastlayıp tebessüm edeceksiniz. (s.99) Yazar, bu yaptığıyla aslında her romanı birbirinden bağımsız olsa da, kendi içinde bir bütün olduğunu göstermek, romanları arasında hepsini okuyan okurun takip edebileceği daha büyük bir hikâye ve başka bir evren olduğuna işaret etmek istediğini ifade ediyor. Romanda, o dönem revaçta olan evlilik programlarına da dokun(dur)madan edememiş, yazarımız. Bir felaket haberi sonrası bile artık kanıksanan her şey gibi, hiçbir şey olmamış modunda göbek atmaya kaldıkları yerden devam eden taliplilerin vurdumduymazlığı ve umursamazlığı üzerinden aslında toplumdaki her kesimin ve herkesin bundan pek de farklı olmadığına vurgu yapılmış. (Titanik batarken kurtulanlar, boğulanların çığlıklarını duymamak için filikalarda şarkı söyleyip, tempo tutmuşlardı. Neticede, ‘ateş düştüğü yeri yakıyor, ateşin etrafındakiler de -körgörülüler güruhu- dans edip şarkı söylüyor.’) Bunun haricinde, toplu taşıma araçlarında kadına yapılan tacizi de
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
es geçmemiş, hatta Adalet’in hemcinsini korumak adına yaptığı cengaverliği de romandaki kahramanın tekâmülüne tanık olacağımız şekilde ilmek ilmek işlemiş. Romanın vermek istediği belki de en önemli mesaj şudur: “Hayata dair her türlü pisliğe tanık olup da, bunları temizlemek için suya sabuna DOKUNMADAN, Körgörü* illetiyle (s.290) “hayat süren leşler” gibi kokuşmuş bir düzene adapte olmuşların tam tersine, daha fazla suçluluk duymamak ve yaptıklarınızdan ziyade, hatalarınızın telafisi uğruna yapmadıklarınızdan ötürü pişman olmamak için, ne yapmanız gerekiyorsa, onu mutlaka ve vakitlice yapın; Ta ki, toprağa konulup, ruhunuza Fatiha’lar okunmadan…” (*Körgörü: Gördüğünün farkında ol(a)mayanlar veyahut olmak istemeyenler; ya da “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” zihniyetiyle, şahit olduğu nahoş hadiseler karşısında rahatını bozmamak için sükut edip görmemezliği tercih eden güruhun içinde bulunduğu tiksinç durum; bunun dinî bakış açısından karşılığı da tek cümleyle özetlenebilir: "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.") Nitekim,
Albert Einstein
Albert Einstein
’ın da dediği gibi: "Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir." Yahut bir Kızılderili atasözündeki ifadeyle: “Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.” youtube.com/watch?v=d-7q9Wh...
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
··
1.504 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Nermin Yıldırım hakkında daha fazla fikir sahibi olmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir inceleme olmuş. Özellikle kendi yaşadığımız çağın travmatik olaylarından birinin kitaba ilham vermesi çok değerli. Biz genelde garanti olana sarılıp kısıtlı zamanımızda geçmişi okumayı tercih ediyoruz. Bugünü anlatmaya çabalayan yazarlara da biraz haksızlık ediyoruz. Kendi adıma bu özeleştiriyi yapmam gerekiyor. Emeklerine sağlık Esas Adam! 1k arşivi güzel bir inceleme daha kazandı:) Selam ve sevgiler...
Esas Adam okurunun profil resmi
Teşekkürler :) Nermin Yıldırım, 17 Kasım'da 1000Kitap İstanbul Grubumuza misafir oluyor. Ben de bizzat söyleşiyi organize ettiğimden, hem yazarı daha yakından tanıtmak açısından hem de eserleri hakkında okurların fikir sahibi olması açısından bir nebze de olsa katkıda bulunmak istedim. Umarım, faydalı olur :)
Fatma Acar okurunun profil resmi
Çok verimli bir inceleme olmuş. Sanıyorum 2 oldu ben okuyalı ve böyle detaylı bir yazı ile kitabı yeniden yaşamak iyi geldi. Emeğinize sağlık
nosthalgia okurunun profil resmi
kısa filmi izlemedim ancak incelemeniz sahiden bilgi dolu olmuş, emeğinize sağlık kitabı ve yazarı bir süredir merak ediyordum teşekkür ederim.
Çekilmez Bir Kadın okurunun profil resmi
Kitabın bana yaşattığı o esrarengiz dehşet hüznü anımsamak, bu derin ve enfes incelemeyi okumak akabinde kısa filmi izlemek... Sanırım ifade etmek de zorlanıyorum :'( Ve sanıyorum ki Nermin Yıldırım okumak biraz da cesaret işi, büyüleyen kalemi, silkeleyen kurgusu ve fark ettiren duygusu ile akılda kalıcı, sorgulatıcı, muazzam içtenliği ile iliklerinize kadar hissediyorsunuz her duyguyu. Nermin Hanım yazsın ben boğulmaya razıyım cümlelerinde.. İnceleme için ayrıca teşekkürler.
Esas Adam okurunun profil resmi
Beni en çok etkileyen romanı bu olmuştu; Nermin Yıldırım, '2015 Ankara katliamı'nın hüznüyle kaleme aldığı bu eserde mesajını öylesine çarpıcı bir şekilde vermiş, herkese kendi hayatını baştan sona sorgulatıp, öylesine derin bir hissiyata sevketmiş ki, hayran olmamak elde değil... Bu arada, asıl ben teşekkür ederim, değerli yorumunuz için :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.